Kamalak, 3 saate yakın süren görüşmede, kardeşler arasındaki miras kavgasının Erbakan’ın anısına da partiye de zarar verdiğini söyledi. Partiye gönül veren herkesi üzen bu anlaşmazlığın sona erdirilmesi konusunda adım atılmasını istedi.
Şikayetini geri alsın
Fatih Erbakan ise olayların bu noktaya gelmesinin sorumlusunun kendileri olmadığını belirterek, çözüm için önce ablaları Zeynep Erbakan’ın savcılığa yaptığı şikâyeti ve açtığı miras tespitine ilişkin davayı geri çekmesi gerektiğini söyledi. Babalarından resmi olarak kalan mirasta kendilerinin olduğu kadar ablalarının da hakkı olduğunu, bugüne kadar hiç bunun aksine bir davranış içinde olmadıklarını belirten Erbakan, “Ancak babamızdan kalan borç nedeniyle miras kalan bütün gayrimenkullerin üzerinde ipotek var. Borç temizlenip bu ipotekler kaldırılmadan mal paylaşımı nasıl yapılacak” dedi. Erbakan, “Normalde aile içinde çözülebilecek bir konu” dediği olayın seyrinden duyduğu rahatsızlığı da Kamalak ile paylaştı. Kamalak’ın Zeynep Erbakan ile de görüşmesi bekleniyor.
Erbakan ailesine yakın isimlerden, SP kurucusu ve eski Genel Başkan Yardımcılarından, eski milletvekili Necmettin Aydın, Hürriyet’e, “siyasi operasyon” diye nitelediği bu olayın ters teptiğini, Fatih Erbakan’ın hem milli görüş tabanı hem de toplum tarafından daha iyi tanınıp kabullenilmesine vesile olduğunu savundu. Aydın, “Bu olaylarla birlikte Fatih Bey’e örgütten gelen davet sayısı yoğun bir şekilde artmış, Fatih Bey’in katıldığı parti programlarındaki katılımlar da birkaç misli artmıştır, toplantılarda da daha bir coşku meydana gelmiştir” dedi.
“Kayıp trilyon” davasında Erbakan’a başta çıkarılan 1 trilyon liralık borcun 15 trilyona çıktığını, 6 trilyonu peşin ödenen borcun kalan 9 trilyonunun 10 trilyon üzerinden 6 takside bağlandığını söyleyen Aydın, şöyle devam etti:
“Mirası reddet” dediler
“Bu borca da damadı kefil oldu. Bu nedenle rahmetlinin resmi mal varlığının tamamı üzerinde haciz var. Hatta başta çocuklara, borcu karşılamaktan uzak bu mirası reddetmelerini önerenler bile oldu, ama onlar, ‘Babamızın borcu ailemizin şerefidir’ dediler. Bu mal varlığının dışında sözkonusu edilen şirketler ise camiadan insanların bir araya gelerek kurdukları ortaklıklardır. Rahmetli Hoca’nın destekleyip, sahip çıktığı bu şirketlerle ilgili dedikodu üretip bunlar hocanındır demek senaryodur. Rahmetlinin amacı zengin olmak olsaydı olurdu ama o ömrünü davasına adadı.”
hürriyet