Bu yazıyı yazdığım gün seçimlere 17 gün var. 17 gün sonra partilerin sokak sokak gezen arabalarının sesi kesilecek, tutulan karargahlarda toparlanma hazırlıkları yapılacak ve boşaltılacak.
Çeşitli anketler yayınlanıyor, kamuoyu yönlendirilmeye çalışılıyor. AK Parti bütün imkanlarını seferber etmiş ve seçime odaklanmış durumda.
Neredeyse tüm televizyonlarda Tayyip Erdoğan’ın mitingleri canlı yayında veriliyor. Verilmese dahi akşam haberlerinde en geniş yer ona ayrılıyor.
Bütün gazeteler köşe yazarları AKP pompalıyor adeta.
MHP ve CHP de diğer yanda AKP ile polemik üzerine polemik çıkartıyor ve siyasetin seviyesini ayaklara düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tüm bunlar milletin gözü önünde cereyan ediyor.
Ak Parti Hedef 2023 diyor ve insanlara hayal vaat ediyor. Çılgın projeler havalarda uçuşuyor. Ama çılgın denilen projelerin hiçbirisi istihdama yönelik yada işsizliği azaltmaya yönelik değil.
Çılgın projelerin hiçbirisi ekonomide devrim yapmıyor. Çılgın projelerin hiçbirisi 580 milyar dolar olan iç ve dış borç toplamını azaltmıyor aksine artırıyor.
Birisi İstanbuldan kanal geçiriyor, diğeri imam hatipleri ihtiyacı kadar kullanılmak üzere kapatacağım diyor.
Birisi mitinglere “püskevit” dağıtıp oy istiyor, birisi de insanların özgür iradesi ipotek altına alarak kepenk kapatma eylemleri yaptırıyor.
Peki bütün bunların karşısında Saadet Partisi ne yapıyor?
Erbakan Hoca’nın vefatının ardından hiç vakit kaybetmeden yeni Genel Başkanlarını seçtiler ve tam gaz çalışmaya başladılar.
Hüzünlü bir çalışmaydı bu Milli Görüşçüler için… Çünkü artık Erbakan Hoca’ları yoktu…
Ama daha büyük bir aşk ve azimle yollara düştüler… İnsanlara kendilerini anlatıyorlar, destek istiyorlar, oy istiyorlar…
Ve izlenimlere göre de milletin büyük teveccühü ile karşılaşıyorlar… Söylenen odur ki insanlarımız bitmiş tükenmiş durumda…
Birileri diyor ki Saadet bitti… Genel Başkanınız iyi değil… Dinamik ekibiniz yok…
Halbuki bilmiyorlar ki dinamik ekip demek sınırsız para ile bina bina, duvar duvar afişlerle çalışmak değil kıt kanaat imkanına rağmen evinin rızkından kısarak yanlızca Allah rızası için çalışmaktır.
Halbuki bilmiyorlar ki Genel Başkanlık olgusu Saadet için bambaşka. Lidere itaat en önemli erdem.
Bilmiyorlar ki, AK Parti’de Tayyip Erdoğan’ı alıp bir kenara koyduğunuzda Ak Partini çat diye dağılacağını…
Milli görüşün bereketi sebebiyle gelen tüm genel başkanlar dava erlerince özümsenir ve ona biat edilir. Genç olsa da yaşlı olsa da… Çünkü işleyen bir mekanizmadır bu…
Seçim yaklaşırken kafamdaki oy oranları şöyle…
AKP %40 civarı alabilir, CHP onu %23 ile izler. MHP son kaset skandallarından sonra baraj sıkıntısı yaşayabilir.
Eeee Saadet’e ne diyorsun diyenlere ise cevabım şudur;
“Saadetin 20 gün önceki oy oranı Genel Merkezin yaptırdığı anketlere göre %6.5’tir. Mitinglerden sonra bu oran artmış olabilir.
Saadet baraja takılsa bile en az %7 civarında bir oy alacağını düşünmekteyim.
Seçimlerden sonraki tabloda Saadet baraj altında kalabilir, ama onlar Allah katında barajı geçmiş olacaklar inşallah…
Saadet baraj altında kalsa bile (ki bence geçecektir inşallah) Milli Görüşçüler şu ayeti tekrar tekrar okumalıdır:
“Üzülmeyin, Gevşemeyin, eğer inanıyorsanız kazanacak olan sizlersiniz.”(Al-i İmran Suresi, 139)
Bir dahaki yazım muhtemelen seçimlerden sonra analiz için olacaktır.
O gün gelene dek Rabb’e emanetsiniz…
Ve Rahmetli Erbakan Hocadan bir sözle yazımı bitiriyorum:
“Başka çareniz yok, anahtarı gelip vereceksiniz.”