Dev-Genç üyesi olduğu yönündeki belgeyi inkar eden ve savcıya yalan söyleyen Ruşen Çakır'ın, örgüte yardım ve yataklıktan tutuklananHanefi Avcıkonusunda gerçekten gazetecilik yaptığına nasıl inanalım? Tarih: 15 Aralık 2009. Tozlu arşivlerden ilk kez bir belge gün yüzüne çıkarıldı. 30 yıl önceye ait belge, bugün ünlü bir gazeteciyle ilgiliydi. Haberin kahramanı Ruşen Çakır'dı. Çakır'ı bile şok edecek belge, ünlü gazetecinin Dev-Sol sanığı olarak savcılıktaki ifade tutanağıydı. Haberimiz yayınlandığında büyük ses getirdi. Tüminternetsitelerinin manşetine oturdu. Peki o ifade tutanağında Çakır ne dedi? Aynen şunu söyledi: “Ben iddia edildiği gibi yasadışı herhangi bir örgüt üyesi olmadığım gibi liseli Dev-Genç örgütü içinde de herhangi bir görev almadım ve liseli Dev-Genç bültenini çıkarmadım ve örgütün eğitim komitesi işlemlerini üzerime almadım.” Yani o gün savcı karşısında örgüt üyeliğini inkar etti. Peki 30 yıl sonra örgüt üyeliğini itiraf eden kimdi? Ruşen Çakır. Nerede? Kendisine en fazla “destek” çıkan birmedyasitesinde. Dev-Genç mücadelesini aynen şöyle anlattı: “Biz erken başlayanlardandık. Öyle masum şeyler değildi. Örgütlü hareketlerdi. Hayatımız yoğun bir şekilde mücadeleyle geçti.” Bu açıklamayı ne zaman yaptı? 18 Ocak 2010 günü gazeteciler.com adlı sitede. Peki bugün Ruşen Çakır bugün neyin mücadelesini veriyor? Hanefi Avcı'nın “aklanması” mücadelesi elbette. Avcı'nın yakın halkasındaki bir gazeteci olduğunu deşifre eden Çakır, "Avcı'ya komplo yapıldığı" yönünde bir propagandanın da sözcüsü adeta. Peki Ruşen Çakır yalan söyler mi? 30 yıl önce savcıya söylemiş. “Örgüt üyesi değilim" demiş. Ama bugün kendisi örgüt üyesi olduğunu itiraf ediyor. Şimdi merak ediliyor? Ruşen Çakır Avcı konusunda gerçekten gazetecilik mi yapıyor? İşte yayınlanan o belge: "Ben iddia edildiği gibi yasadışı herhangi bir örgüt üyesi olmadığım gibi liseli Dev-Genç örgütü içinde de herhangi bir görev almadım ve liseli Dev-Genç bültenini çıkarmadım ve örgütün eğitim komitesi işlemlerini üzerime almadım. Ben yalnız kız arkadaşım olan Bedia Oğur'u tanırım. Haluk kod adlı Yalçın Arıkan'ı tanımam. Erkan'ı tanırım,GalatasarayLisesi'nden tanırım zira kendisi Galatasaray Lisesinde öğrenciydi ben de aynı lisede öğrenciydim. Murat Toros Gürkaya'yı tanımam, Zerrin kod adlı Zekiye Yıldırım'ı tanımam, Alişan Yalçın'ı da tanımam. Zeynep kod adlı Sibel Özer'i de tanımam dedi. Polisteki 6.4.1981 günlü ifadesi okunup soruldu. Ben bu ifademi gözlerim bağlı olarak imzaladım kabul etmiyorum dedi ifadesi okundu imzası alındı.” Kaynak: MEDYA GÜNDEM |