Ruşen Çakır 'it mi uğursuz mu mafya mı?'

Türkiye’nin önde gelen yazarlarından biri, gazetecilik ilişkilerini kanıtlamak için, kendisini dinleyenleri alenen şahit gösteriyor.

Ertuğrul Özkök, Ruşen Çakır'ın dünkü yazısından yola çıkarak Başbakan'a bir mektup döşeniyor bugün...
Eli kalem tutanların (yazar) ne hale getirildiğine işaret ediyor...
Gerekçesi, Ruşen Çakır'ın dünkü yazısında geçen bir cümle...

RUŞEN ÇAKIR DÜN NE YAZMIŞTI?
NTV yorumcusu Ruşen Çakır,
"Hanefi Avcı neden beni arıyor?"
diyerek bir yazı kaleme almıştı.

Yazısındaki dikkat çeken satırları
şöyleydi; 

 Mirgün Cabas ile birlikte biz Avcı’yı NTV’de Yazı İşleri’nin özel bir programında ağırlayıp yaklaşık 90 dakika konuştuk.

O programın, Avcı’nın kitabına yönelik, adı konulmamış medya ambargosunu deldiğini ve o delikten birçok haber ve yorumun aktığını düşünüyorum. İşte Avcı’nın beni (ve dolayısıyla çalıştığım NTV’yi) aramasının altında yatan esas nedenlerden birinin, o kolektif suskunluk döneminde çekinmeden işimizi, yani gazeteciliğimizi yapmamız olduğuna inanıyorum.

Öte yandan, o yayının ardından Avcı ile düzenli bir şekilde haberleştik (dinleme kayıtları bunu doğrulayacaktır!) Öyle ki gözaltına alınmasından önceki Cuma günü buluşacaktık, fakat benim kişisel işlerim nedeniyle hafta başına ertelemiştik. Onun gözltındayken beni aradığı Salı öğle saatlerinde pekala birlikte yemek yiyor olabilirdik.

Ruşen Çakır'ın yazısının devamı
için tıklayın


 


O cümleyi hatırlatıp, Türkiye'de yasadışı dinlemenin ne boyuta geldiğini hatırlatıyor.
Bakın nasıl.

Sevgili telekulak, sen şahidim ol

SAYIN Başbakan,
Bu size açık bir mektuptur.
Türkiye’de eli kalem tutan insanların ne hale getirildiğini görmek mi istiyorsunuz?
İşte size çarpıcı, kanatıcı, ıstırap verici, düşündürücü bir örnek.
Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır’ın dünkü yazısından bir bölüm:
Öte yandan, o yayının ardından Avcı ile düzenli bir şekilde haberleştik.(Dinleme kayıtları bunu doğrulayacaktır!)”

“İleri demokrasi ülkesi” Türkiye’nin önde gelen yazarlarından biri, gazetecilik ilişkilerini kanıtlamak için, kendisini dinleyenleri alenen şahit gösteriyor.
Neden? Çünkü, bazıları, Hanefi Avcı neden onu aradı diye eleştiriyormuş.
****
Şimdi elimizi vicdanımıza koyarak söyleyelim.
Ruşen Çakır kim?
Darbeci mi? Ulusalcı mı? Ergenekoncu mu? Şucu mu, bucu mu?
İt mi, uğursuz mu? Mafya mensubu mu? Yoksa “beyaz” işine mi bulaşmış?
Türkiye’nin en tarafsız kalma gayretinde olan yazarlarından, düşünürlerinden biri.
AK Parti’ye düşmanlığı yok.
Kimseye yok.
Ama bakın, muhteşem bir istihza ile, “telefonunu dinleyenleri” kendine şahit olarak gösteriyor.
Nedir bu Allah aşkına?
Yasa dinlemezliğin, şantajın geldiği nokta mı?
Bir “1984” paranoyası mı?
Büyük bir “şaka” mı?
 

Medyanaliz Haberleri