İnsan ve robotu birleştiren biyo-teknoloji artık yalnızca Robocop gibi bilim-kurgu filmlerinde görülen bir fantezi değil; “Yarının İnsanları” olarak anılan bir grup insan kaybettikleri kol, bacak hatta göz gibi hayati organları yerine sinir sistemlerine bağlanan aygıtları kullanarak yaşamlarını sürdürebiliyorNational Geographic dergisinin ABD baskısının ocak sayısı beyinden gelen komutlara göre hareket eden biyonik organ teknolojisini kapak konusu yaptı.
Bilim insanlarının sinirsel protez olarak adlandırdığı biyonik organlar, beyinden gelen sinyallerin organı hareket ettiren bilgisayara yönlendirilmesi sayesinde çalışıyor. Sinirlerle biyonik protezi doğrudan bağlamak imkânsız. Bu yüzden deri altına yerleştirilen elektrotlar sinirlerin ilettiği sinyallerle kasılan kasların ortaya çıkardığı elektriği algılıyor.
Kolunu 2006’da trafik kazasında yitiren Amanda Kitts biyo-teknolojiden yararlananlardan sadece biri: Protez takılmadan önce, Kitts’in koluna uzanan zarar görmüş sinirler, sinyali uygun şekilde iletebilmesi için üst kol kaslarına yönlendirildi. Kitts, sinirlerin burada yavaş yavaş büyümesi sürecini, “Önce karıncalanmalar hissettim, 4 ay sonunda kolumun üst kısmının farklı yerlerine dokundukça farklı parmaklarımı hissedebiliyordum” diye anlattı. Başlarda terapistler eşliğinde çalışan Kitts, artık biyonik kolunu rahatça kullanabiliyor, kolunu bükmeyi düşündüğünde beyninin yolladığı sinyalleri algılayan protezin içindeki bilgisayar biyonik kolu büküyor.
Ancak biyonik kolun bazı kusurları yok değil. Kitts karton kahve bardağını eline almak istediğinde bardak sert olmadığı için algılayamayan kol, bardağı sıkıp patlatmış. Bunun üzerine, yeni bir prototip üstünde çalışan uzmanlar bu sefer parmak uçlarına basınç hisseden parçalar ekledi. Prototipi deneyen Kitts, sensörlerin ilettiği titreşim sayesinde kâğıt ile cam gibi sert yüzeyler arasındaki farkı hissedebildiğini ifade etti.
Sırada biyonik beyin var
Bilim insanları, gelecekte hafıza kaybı olanlar için beynin hafıza depolayan hippocampus bölgesinin yapay olanını geliştirmeyi umuyor. Ayrıca, sıcaklığı ve dokunmayı algılayabilen yapay derinin 20 yıl içinde geliştirileceği öngörülüyor.