Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun referandum ve getireceği hakları değerlendirdi. Referandumun siyaset üstü bir durum olduğunu vurgulayan Altun, oy kullanılırken siyasi tercihin değil hak-hukukun gözetilmesi gerektiğinin altını çizdi. Partilerin referandum çalışmalarını seçim çalışmaları kadar önemsemesine anlam veremediğini Altun, mevcut anayasanın çoktan değiştirilmesi gerektiğini ve buna bütün partilerin destek vermesi gerektiğini savundu. Değişikliğin birkaç madde ile sınırlı kalmaması gerektiğini dile getiren Fermani Altun, anayasanın tümden değiştirilmesi taraftarı olduğunu açıkladı. Partilerin 'evet', 'hayır' için çok çok çaba sarf ettiğini kaydeden Altun, bunun akıl almaz bir durum olduğunu, mevcut anayasanın değişmesi için tüm partilerin çaba göstermesi gerektiğini kaydetti. Altun, "Referandum öncesi Türkiye hareketli günler yaşamaktadır tabi bu bir anayasa oylaması olmasına rağmen partilerin olağan üstü çaba sarf etmesi bence akıl almaz bir olaydır. Çünkü anayasanın çoktan değişmesi gerekirdi. 82 anayasanın şimdiye kadar değişmemiş olması büyük bir eksikliktir. Diğer partilerinde bunun değişmesi için büyük yarış içine girmesi gerekirdi. Ama olmadı kimi bu meclis anayasa değiştiremez şeklinde engellemeye çalıştılar şimdide bir adım atıyor. Gönül isterdi ki anayasanın tümden değiştirilmesiydi." dedi.
VATANDAŞ SANDIĞA GİTSİN
Referandumda siyasi tercihin yerine yarar- zarar gözetilmesi gerektiğini savunan Altun, Türkiye'nin 'hayır' ile çok değerini kaybedeceğini, vatandaşımızın sırtındaki bu kambur anayasanın kökten değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Altun, "12 Eylül'de parti üstü bir düşüncenin olması gerekir. Bazıları bazı maddeleri eksik buldu, değişiklik istedi. Bunlar üzerinde uzlaşmaya varılabilir. Ama neticede bence bu referandumda herkesin 'evet' demesi gerekiyor. Yeni taslakta birçok gelişmenin yer aldığına dikkat çeken Altun, vatandaşın yenilik ve gelişmeleri göz önüne alarak sanık başına gitmeleri istedi. Altun, "Bugüne kadar Türkiye bir işkenceci ülke olarak insan haklarını ihlal eden bir ülke olarak anılıyordu. Komşularla, dünya ile düşman kendi ülkesi içinde farklı inanç ve ırklarıyla çarpışan bir ülke konumundaydı. Bu son zamanlarda ciddi gelişmeler sağlandı. Herkesin mantığını ve kendi iradesini çalıştırarak hareket etmesini tavsiye ediyorum." diye konuştu.
ARA REJİMLER KENDİNE GÖRE BİR TOPLUM YARATTI
Ara rejimlerin insanları kendine göre uyarlamaya çalıştığını ve bunu başardığını ileri süren Altun, insanların sorgulama ve araştırma yeteneklerini kaybettiklerini dile getirdi. Altun, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Rejimler Türkiye'de diyaloğu, muhabbeti, okumayı, öğrenmeyi yasakladı. Ben 45 yıldan beri bunlarla mücadele içinde olan biriyim. Bu ara rejimlerin sonucu okumak, dinlemek veya araştırmak, içeriğine inmek anlayışı azaldı. Biz duyarsız bir toplum haline getirildik. Ara rejimler, cuntalar bizi duyarsızlaştırdı, kendine göre bir toplum haline getirdi. Onun için bakıyorum insanlar referandum ile ilgili bir araştırmaya girmiyorlar. 6 aydan beri bu ülkede referandum tartışılıyor. Bunun içeriğini hiç mi merak etmiyorsunuz? Siz dünyanın dışında bir yerde yaşamıyorsunuz ki. Ondan sonra partilere göre referandumu değerlendiriyorlar. Ama yine de umutluyum. Halkımızın yüzde 70'i bence doğru karar verecektir. Siyasi bir tercih önüne koymamaları gerekiyor. Burada yarar-zarar meselesi göz önüne alınmalı."