Prof. Dr. Mustafa Melikoğlu, oyun oynarken veya yemek yerken soluk boruları ile yemek borularına bazı cisimler kaçan çocukları ameliyat ederek çıkardıkları cisimleri hatıra olarak sakladı.
Melikoğlu'nun “Koleksiyonum” dediği cisimler arasında, ayçekirdeği, zeytin çekirdeği, madeni para, birinin ucunda nazar boncuğu da bulunan çengelli ve toplu iğneler, pil, tespih boncuğu, düğme, saç tokası, kemik ve oyuncak parçası ve bir çift mıknatıs var.
Mıknatısları havaya atıp birbirlerine yapışmalarını sağladıktan sonra yere düşerken ağzını açıp altına girince yuttuğu belirtilerek hastaneye getirilen bir erkek çocuğunun röntgenini çekince, gerçekten de yemek borusunda mıknatısları gördüklerini söyleyen Melikoğlu, ameliyatla çıkardığı mıknatısların bugüne kadar bir çocuğun yemek borusunda gördüğü en büyük cisimler olduğunu belirtti.
YÜRÜMEYE YENİ BAŞLAYAN ÇOCUKLARA DİKKAT
Yemek borusunun nispeten geniş olması nedeniyle, çocukların yemek borularına yabancı cisimler kaçırmaları halinde çoğunlukla ölümcül sonuçlar doğmadığını vurgulayan Profesör Dr. Melikoğlu, AA muhabirine şunları söyledi:
“Ancak soluk borusuna giden malzemeler öldürebilir. Çünkü bir insanın soluk borusu, kendi küçük parmağının kalınlığı kadar genişliktedir. O genişliği tamamen kapatıp hava geçişini engelleyecek büyüklükte bir şeyi soluk borusuna kaçırırsa çocuk hastaneye yetiştirilmeden ölebiliyor. O nedenle yeni yürümeye başlayan çocukların olduğu evlerde büyükler çok dikkatli olmalı. Çocukların ağzına götürebileceği şeyler ortada bırakılmamalı. Mümkünse onlar büyüyene kadar eve kuru yemiş sokmamalı. Giysilerine çengelli iğne ile takılan nazarlıklara dikkat etmeli. Çocuk emme refleksiyle ağzına aldığı nazarlığı yutabiliyor.”
Yabancı cisimleri çıkarma işlemlerinin ve ameliyatlarının da zor olduğunu belirten Melikoğlu, şöyle devam etti:
“Geçenlerde bir çocuğun soluk borusuna kaçırdığı tesettür iğnesini, akciğerinin ücra bir köşesinden çıkardık. Çengelli iğne çıkarılması çok zor bir cisim. Eğer ağzı açık ve aşağı doğru duruyorsa, kataterle çekiyoruz. Ama ağzı açık ve yukarı doğru ise çekmek zor. O zaman mideye doğru itiyoruz, dışkıyla çıkarmasını bekliyoruz. Anne babaya da çengelli iğneyi görene kadar çocuğun dışkısını kontrol etmelerini söylüyoruz. Anne babaların sürekli dikkatli olmaları lazım. Çünkü çocukların anatomik yapıları gereği yemek borusu ile soluk borusu birbirine yakındır, gelişme sürecinde ayrılır. Ayrıca çocuklar heyecanlı hareket ettikleri için yutma ile soluk almayı aynı anda yaparlar.”
“PİL BÜYÜK ZARAR VERİYOR”
Prof. Dr. Mustafa Melikoğlu, anne babaları piller konusunda da uyardı.
Çocukların saat ve oyuncakların içindeki küçük yuvarlak pilleri olduğu kadar kalem pilleri de yuttuğunu söyleyen Melikoğlu, “Pil organik bir madde ve içindeki reaksiyon devam ettiği için mide asidiyle bir araya geldiğinde kimyasal bir reaksiyon oluşturup mide ve bağırsakları deliyor. O nedenle ya hemen ilaç verip bağırsak hareketlerini hızlandırarak vücudundan çıkmasını sağlıyoruz veya operasyonla çıkarıyoruz” dedi.
DOKTOR ÜSTÜNÜ TAMAMLADI
30 yıllık meslek yaşamında çok ilginç olaylara da tanık olduğunu belirten Melikoğlu, şunları anlattı:
“”Bir aile, çocuklarını (küçük altın yuttu) diye getirdi. Ameliyatı yaptık, çocuğun yemek borusundan 25 kuruş çıktı. O zamanki 25 kuruş, küçük altına eşit boydaydı. Aile, bir türlü ikna olmadı, (Para değil altın yutmuştu) dediler. Bir seferinde de, bir aile çocuğunu (2.5 lira yuttu) diye getirdi. Ameliyat yapıldı, 1 lira çıktı. Aile, paranın 2.5 lira olduğunda öyle ısrar ediyordu ki, ameliyatı yapan ağabeyimiz cebinden 1.5 lira çıkarıp verdi ve (Alın işte, şimdi tamam oldu) dedi. Bunlar bize ders oldu, çocuklar kıymetli bir şey yutmuşsa, çıkartırken yanımızda aileden birinin bulunmasına dikkat ediyoruz.”