Polis memuru Mehmet Narin ile Bursa'da bir psikiyatri servisinde sözleşmeli memur olarak çalışan Sefaniye Narin, 2002 yılında dünya evine girdiklerinde hikâyelerinin hazin bir sonla noktalanacağını şüphesiz bilmiyorlardı. Ne gelin Sefaniye Narin evlendikleri yıl doğacak olan Zeynep'i öksüz bırakacağını, ne de damat Mehmet Narin karısının katili olup cezaevine gireceğini tahmin edebilirdi.
'KİŞİLİK BOZUKLUĞU'
Mehmet-Sefaniye Narin'in öyküsünü kötü sona sürükleyen olaylar, boşanma davasıyla başladı. Mehmet Narin'in iddiasına göre; eşi dava açtıktan sonra, "Polisliğini elinden alacağım. Seni, benim bilirkişi olarak tanıdığım psikolog Bilge Şener'e sevk ettireceğiz" demişti. Ve bu dediği gerçekleşti! Mehmet Narin, 25 Haziran 2004'te, psikolog Bilge Şener tarafından muayene edildi. Ardından Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Dairesi'ne sevk edildi. Muayene sonucunda Narin'de "paranoit kişilik bozukluğu" olduğuna karar verildi. Mehmet Narin'e akıl hastası teşhisi koyan bu raporu kabul eden mahkeme de çifti boşadı.
8 'SAĞLAM' RAPORU ALDI
Narin, Adli Tıp'ın kararından sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Sağlık Daire Başkanlığı tarafından Kütahya Devlet Hastanesi'ne sevk edildi ve buradan sağlıklı olduğuna ilişkin rapor aldı. Ayrıca Eskişehir Osmangazi Tıp Fakültesi, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi de, Mehmet Narin'in ruhen sağlıklı olduğuna dair rapor verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Sağlık Daire Başkanlığı da bu kararlara katıldı.
4 YIL MAAŞ ALAMADI
Mehmet Narin, daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de (AİHM) başvurdu. AİHM, akıl hastası olmadığını söyleyen Narin'i haklı buldu ve başvuru dilekçesini esastan kabul etti. Mehmet Narin, Adli Tıp Kurumu'nun raporunun ardından dört yıl boyunca polislik yapmayı sürdürdü ancak maaşını bile çekemiyordu. Ayrıca, rapor yüzünden kızı Zeynep'i de göremiyordu. Şubat 2009'da Adli Tıp Kurumu'nun raporu nedeniyle malulen emekli edilen Mehmet Narin, bir gün kızıyla görüşmek için eski eşinin kaldığı evi aradı. Telefona eski kayınvalidesi çıktı ve Mehmet Narin'e kızını göstermeyeceklerini söyledi.
BABASINA 'DELİ' DEDİ
Narin'in iddiasına göre eski kayınvalidesi telefonu, yedi yıldır birkaç görüşme dışında babasını görmeyen küçük Zeynep'e uzattı. Zeynep babasına "Deli Mehmet" deyince Narin çılgına döndü. Zeynep'in sözleri, Mehmet Narin'i adım adım cinnete ve cinayete götüren yedi yıllık uzun süreçte bardağı taşıran son damla oldu. Eşiyle sorunlar yaşadığı dönemde yakın çevresine, "Bana deli diyorlar. Ben deli değilim. Ama madem deli olduğumu düşünüyorlar bir delilik yapacağım" diyen Mehmet Narin, eski karısı Sefaniye Altın'ı 24 Nisan 2009'da Bursa Esentepe'deki otobüs durağında ruhsatsız tabanca ile beş el ateş ederek öldürdü. Olan, annesi mezara, babası da hapse giren Küçük Zeynep'e oldu.
DURUŞMADA BİLE 'DELİ DEĞİLİM' DEDİ
EŞİNİ öldürdükten sonra Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlayan Mehmet Narin, öldürmek maksadıyla ateş etmediğini söyleyerek kendini savundu. Hazirandaki duruşmada "Emekli olmama neden olan kişi eski eşimdir. Deli olduğumu söyleyip evden kaçmıştı. Ben deli değilim hiçbir zaman da deli olmadım" diyerek kendini savundu.