Aslında Ne oldu programında Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk ve Yeni Şafak yazarı İbrahim Kahveci haftaya damgasını vuran konuları ele aldılar.
TÜRKİYE KRİZ YÖNETİMİNDE NE KADAR BAŞARILI OLDU
Programda İbrahim Kahveci işsizlik rakamları ile ilgili gelişmeleri ele alırken Türkiye'nin bir döneminin heba olduğunu savundu. Kahveci Türkiye'nin krizden çok daha güçlü çıkması gerektiğini ancak bazı adımların zamanında atılmaması yüzünden daha iyi sonuç alınmasının önüne geçildiğini savundu.
Kahveci, Merkez Bankası'nın döviz politikasının sanayiciyi zor durumda bıraktığını savunurken Ünal Tanık, Avrupa ve Dünya'da ekonomi yönetimlerinin büyük kriz yaşamasına rağmen Türkiye'de bankacılığın krizi zararsız atlatmasının Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerle mümkün olduğunu savundu.
Kahveci, Türkiye'de krizin başladığı dönemlerde krizin iyi algılanmadığını, 2008 yılındaki ekonomi yönetimi ile bugünkü ekonomi yönetiminin tamamen değiştiğini, bugün dünyadaki krizin an be an takip edilerek ekonomi dünyasının uyarıldığını, geçmişte enerji fiyatlarının aşırı yükselmesi ve Merkez Bankası'nın yanlış döviz politikasının sıkıntıyı artırdığını dile getirirken son dönemde atılan adımların yerli yerinde olduğunu vurguladı. Kahveci, krizi derinleştirici Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Maliye Bakanı Unakıtan'ın görevden alınmalarının da tesadüf olmadığını söyledi.
Ünal Tanık ise Türkiye'nin krizin derin yaşamasının temelinde Türkiye'de estirilen negatif fırtınadan kaynaklandığını Merkez Bankası ve hükümetin yeterli önlem almamasının birileri tarafından başlatılan negatif fırtının gerisinde kaldığını savundu.
HERONLARI İHBAR EDEN SUBAYLAR VE KARDAK OLAYI
Hasan Öztürk, Bugün gazetesinde yer alan Heron'larınla ilgili MİT tarafından kaydedilen subaylar arasındaki konuşmanın ayrıntısına değinerek, olayı soruşturmakla görevli şu anda tutulu bulunan Üçok'un 'Subayların söylendiği tarihte başka yerde olduklarına ilişkin sözlerini hatırlattı. Öztürk, "Bunların gerçek olmamasını diliyorum. Ancak, Doğu ve Güneydoğu'da askerlik yapanlar anlatırlar "Bizler teröristleri görmüştük. Ancak bize saldırı emri bir türlü verilmedi" Hasan Öztürk, Heronlarla ilgili olaya askeriyeden cevap gelmezken yıllar önce cereyan eden Kardak olayının gündeme geldiği ve Kardak'ya yaşanan çarpıklıkların kahramanlık gibi sunulduğunu dile getirildiğini söyledi.
İbrahim Kahveci, herkes çocuğunu vatanı korumak için bu kuruma gönderdiğini ancak bu olayın yeterince medyada tartışılmamasının garipliğine dikkat çekti. İbrahim Kahveci özel sektörde hakkında iddia olan bir kişinin anında görevden alındığını ve kendisinin aklana kadar görevden uzak tutulduğunu bunun her kurumda da olması gerektiğini dile getirerek "Ben böyle birşeyi kabul edemiyorum, bunun yalanlanmasını bekliyorum. Başka türlü aklım hafsalam almıyor.
Hasan Öztürk, olayla ilgili Kandil'den birilerinin konuşmasına ve o konuşanın da Ergenekon ile bağlantılı olduğu iddialarına değinirken "Bu olay Ergenekon içindeki safların belirginleştiğinin bir gösterisidir. Ergenekon'da yargılanan suçlanan birileri varken bir diğer tarafta da medyada birileri adeta sağır ve dilsiz oldu. Ordaki telefon kayıtları yalan montaj veya başka bir şey olabilir. Ancak bu iddiayı ciddi olarak ele alıp askeri savcılık veya ilgili kurumlar üzerine düşeni yapmakla yükümlü.
Öztürk, "Terör örgütünün tek bir örgüt olarak karşımızda durmuyor, onun aynı zamanda Ankara'nın derin dehlizlerinde ağ babalarının olduğunu ortaya koyuyor. Askerlerin anlattıkları gördük sıcak temas kuruldu ama bizim geri çekilmemiz istendi" gibi bir yayın söylemin bu kadar yayın olması olayın başka boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor.
İbrahim Kahveci, Türkiye'de güvenliğin tam sağlandığını düşündüğümüzde doğudan batıya uyuşturucu trafiği nasıl şekillenecek buna bakmak gerekiyor. Dışardan da Türkiye'deki derin yapılanmayı doğrudan etkiliyor.
PERVARİ'DE YAŞANANLAR VE TAŞ ATAN ÇOCUKLAR GERÇEĞİ
Ünal Tanık, Pervari'de önceki gece yaşananları hatırlatarak PKK'nın bundan sonraki dönemde neler yapacağına dair ipuçları verdiğini belirterek "PKK trafoları patlatıp sonra önceden belirlenen hedeflere saldırıldı. Bundan sonraki dönemde başka yerlerde de benzer eylemler yapılabileceği endişesini dile getirdi. Tanık, "Taş atan çocuklara 15 yıl, dağa çıkana 5 yıl cezası verilmişti. Şimdi ise taş atanları adeta ödüllendirir bir düzenleme getiriliyor. Çocuklar o taşı bir norktaya tesadüfi olarak atmıyorlar. Taşı attıkları yeri ve noktayı bilerek yapıyorlar. Bugün ifrattan tefrite gidiş başladı.
Hasan Öztürk, taş atan çocuklarla ilgili yeni düzenlemenin doğru olduğunu çocuklara ceza verilmesi yüzünden dağa gidişi artırdığını savundu. İbrahim Kahveci ve Ünal Tanık ise çok az ceza verilse dahi durumun değişmeyeceğini ileri sürdü.
Ünal Tanık, Başbakan Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında 12 Eylül süreciyle ilgili okuduğu şiir ve mektupları dile getirirkenki haline dikkat çekti ve o dönemin meşhur bir sözünü hatırlattı "Asmayalım da besleyelim mi"
Hasan Öztürk, 12 Eylül mağdurlarından Osman Yurt'un hakkında tutuklama kararı çıkması üzerine 5 yıl kaçtığını daha sonra Mamak'ta işkence bittiği haberi gelmesi üzerine yargılanıp normal hayatına dönebilmek için teslim olduğunu teslim olduğu gün filistin askısına alındığını dile getirdi. Öztürk, bir tarafta Ülkücü camiayı kullanıp solcuları, solcuları kullanıp ülkücüleri kırdırdıklarını cezaevlerinde ise bambaşka bir temellerin atıldığını Diyarbakırda PKK'nın temellerinin atıldığını, İstanbul'daki bir cezaevinde ise 'hayata dönüş operasyonu' ile bambaşka şeylerin yapıldığını dile getirdi.
İbrahim Kahveci, İskenderun'da meydana gelen PKK saldırısıyla ilgili medyada yer alan haberlere dikkat çekerek, "saldırı yapılacağına ilişkin resmi veriler varken asker, camileri, cemaateleri ve futbol maçlarını takip ediyormuş. 12 Eylül için Demirel'in o sözü "11 Eylül'de o kadar insan ölürken 12 Eylül'de kesildi" bugün de yaşanıyor. Türkiye'de bunca olaylar yaşanıyor, hükümete yönelik tüm partiler terör örgütü cephe alıyor olması tesadüfi değil.
YAŞ KARARLARINDA NELER YAŞANIR
YAŞ kararlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hasan Öztürk, hakkında soruşturma açılan generallerin teamül ve yasa gereği atama yapamılamayacağını söyledi. İbrahim Öztürk ise askerin de tıpkı özel sektör gibi aklanmadan geri dönmemesi gerektiğini dile getirdi.
Ünal Tanık ise Yüksek Askeri Şura'da atamalar konusunda yasaların bir şekilde devre dışı bırakılacağı endişesini taşıdığını belirterek yargıda çıkan son bazı kararlara dikkat çekti. Tanık, terörist başına dahi savunma hakkı verilirken ailesinin içinde başörtüsü veya İslamla bağlantısı olan kişilerin hiçbir savunma hakkı verilmemediğini söyledi. Tanık, Balyoz davası hakkında iyimser olmadığını diğer davalardan yargılananların terfilerini alacağını sadece Dursun Çiçek gibi bazılarının devre dışı kalacağını söyledi.
İbrahim Kahveci, Türkiye'nin Afganistan'da görevli ABD'li komutan için Obama'nın verdiği karara doğru gittiği takdirde büyümeye ve geleceğe doğru gideceğini aksi takdirde hiçbirşeyin değişmeyeceğini savundu.
YENİ SÜLEYMAN DEMİREL
Ünal Tanık, Anavatan ve Doğru Yol'un birleşmesi ile kurulan Demokrat Parti için de yer alan Demirel, Cindoruk, Mesut Yılmaz'ın referanduma hayır diyeceğini buna karşın yine aynı parti içinde bulunan Tansu Çiller, Ahmet Özal ve Süleyman Soylu'nun ise referanduma evet diyeceğini hatırlattı. Yeni sürecin böyle bir yapı oluşturduğunu dile getirdi. İbrahim Kahveci ise ilginç bir soruyu gündeme getirdi "Peki yeni sürecin Süleyman Demirel'i kim olacak. Türkiye her yeni yapılanma ve atılıma geçme sürecinde bir Süleyman Demirel gelmiş ve ülkeyi yine bunalımlar içine sokmuştur. Herkes yeni Süleyman Demirel'in kim olabileceği üzerine kafa yormalıdır.
Haber7.com