MİT Eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, PKK’nın Şemdinli’de vatandaşlarla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeye çalıştığını söyledi. Geçmiş yılların aksine güvenlik mensuplarının halkla teröristleri ayırarak mücadele ettiğini vurgulayan Öneş, örgütün Suriye’deki gibi bir durumu meydana getirme çabasında olduğunu kaydetti. Halkın buna itibar etmediğini, bunun Şemdinli’de bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Cevat Öneş, “Kürt meselesini çözemediğimiz için PKK canlılığını ve tehdit olma vasfını korudu. AK Parti’nin Kürt meselesine dönük attığı adımları geciktirmeye yönelik yapıyor. Aynı zamanda hem tabanına ayaktayım imajı vermek, hem de meseleyi küresel hale getirmek için çabalıyor” dedi. STAR’a konuşan Öneş, PKK’nın ağır kayıp verdiği Şemdinli başta olmak üzere örgütün son günlerdeki saldırılarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Öneş’in değerlendirmeleri şöyle:
Şemdinli fırsata çevirilebilir
“Kürt sorunu bölgesel ve küresel bağlantılarıyla ortaya çıktığında beraberinde yeni riskler de ortaya çıkarıyor. Şemdinli olayı, bildiğimiz bir konunun tekrar hatırlatılması bakımından çok önemli. Ders almakta geciktiğimiz bir olayın gerçek boyutlarıyla ve yeniden canlı bir şekilde hatırlatması bakımından çok önemli.
Sorun çözülürse PKK biter
Kürt meselesini çözemediğimiz için PKK canlılığını ve tehdit olma vasfını korudu. Bu meseleyi çözemediğimiz için şimdi çevremizde Suriye, Irak ve İran’da meydana gelen gelişmeler karşısında sorun daha karmaşık hale geliyor. Böylece, Türkiye’de atılması gereken zorunlu adımları da tekrar geciktiriyor.
Kitleleri etkileyemedi
PKK, bölgede Suriye’de ortaya çıkan boşluğu değerlendiriyor, doldurmak istiyor. Onun için Türkiye içindeki saldırılarını artırıyor. Böylece hem kendisinin sesini siyasi hedeflerini küresel olarak duyurmak istiyor, hem de kendisinin güçlü olduğu imajını yaratarak ve Türkiye’de bir kitlesel desteği artırarak kitlesel hareketleri artırmak istiyor. Şemdinli’deki gibi taktiksel gelişmeleri ortaya çıkarak ortama uygun hareket ediyor. Bunun için de güvenlik güçleri ile kitleleri karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Ama bugüne kadar kitleler buna cevap vermedi. Bu konuda PKK başarısız kaldı. Ancak kitlelerin destek vermemesi, bize Kürt sorunu ve PKK’yı sonlandırma konusunda siyasetin atması gereken adımları geciktirmesine zemin hazırlamamalı.
Hükümetin yaklaşımından rahatsızlar
PKK bu adımları, AK Parti’nin demokratikleşme girişimlerini geciktirmeye dönük yapıyor. AK Parti iktidarının son bir senedir yürütmeye çalıştığı demokrasi endeksli güvenlik konsepti karşısında saldırılarını özellikle tırmandırıyor. Çünkü örgüt bu konsepte kendisi için bir tasfiye meselesi olarak bakıyor. Bu nedenle AK Parti iktidarını zayıflatıcı her hareketin içine giriyor. Provokatif hareketlerle bu adımları, engellemeye çalışıyor.
YENİ ANAYASA SÜRECİ HIZLANMALI
Sadece güvenliğe dayalı bir konsept, Türkiye’nin Kürt sorununu çözmez, PKK’yı sonlandırmaz. Bir de bölgesel gelişmelerle riski artırır. Bu, Türkiye’nin tüm avantajları imkan ve kabiliyetine ve demokratikleşme sürecine devamlılık kazandırmaz. Yapılması gereken, yeni Anayasa yapım sürecini kamuoyu ile birlikte yapıcı tartışmalara dönüştürerek ancak teröre karşı mücadele verirken paralel olarak demokratikleşme adımlarını somutlaştırmaktır. Parlamento bu konuda özellikle CHP ve BDP ile asgari müştereklerde dayanışmayı sağlayıcı somut adımlar atmalı. Bu konuda iktidara önemli sorumluluklar düşmektedir. Halkın Kürt sorunuyla ilgili demokratik hak talepleri var. Halk PKK’nın silahlı yöntemlerine destek vermiyor diye atılması gereken adımları geciktirmemeli.”