Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Arınç, PKK'nın çekilme süreci ve Bahçeli'nin Bursa mitingindeki sözleriyle ilgili sorulara yanıt verdi. İşte Arınç'ın sözleri:
Sayın Bahçeli bir siyasi liderdir. Sayın Bahçeli'nin mitinginde insanların ortaya koyduğu tepkiyi anlayışla karşılıyorum. Bu mitinge çok büyük bir kalabalık katılmamıştır. MHP tabanında nasıl 12 Eylül 2010'da referandumda evet demeyi göze almış üçte bir çoğunluk varsa, bu süreçte de 'terör bitsin, annelerin gözyaşı akmasın' şeklindeki kampanyaya destek olacağını düşünüyorum. Bursa'da miting meydanına toplananların insanların çoğu Balıkesir, Ankara, İstanbul'dan gelmiştir. Bu oran Bursa'nın ancak yüzde 1'idir. Bursa'nın nüfusu miting meydanına gelenlerin yüz mislidir. Bu sürece ümitle bakan milyonlar vardır, kötülemek isteyenler küçük bir azınlıktır. Kendilerince ortaya koydukları demokratik bir haktır. Sayın Bahçeli'yi tebrik ve takdir etmek lazım, çünkü ülkücüleri sokağa dökmüyor. 300-500 kişinin 'öl de ölelim, vur de vuralım' tezahüratına karşı Bahçeli'nin 'onun da zamanı gelecek' sözü halkı kanunsuzluğa teşvik ve tahrikten başka bir şey değildir. Kendisi bu sözlerini tevil etmedikçe hayatının en büyük hatasını yapmıştır. Sayın Bahçeli'nin 'onun da sırası gelecek' hitabını siyasi hayatının en büyük hatası olarak görüyorum. Biz bunlara müstehak değiliz. Sayın Bahçeli bu sözlerin altında kalacaktır. Barajın altında kalacağını bilen büyük bir siyasi partinin lideri, hiçbir zaman göstermediği kararlığı güya bizi tehdit ederek göstermeye çalışıyor.
ÇEKİLME SÜRECİ NASIL OLACAK?
Çekilme süreni elbette bir düzen içerisinde olacaktır. Daha silah bırakma olmadı biliyorsunuz. Çatışmasızlık sürecini ilan ettiler. Bundan sonrası silahların susması ve topraklardan dışarı çıkmadır. Bu süreç çok dikkatli bir şekilde gerçekleştirilecektir. Bu sürece gelirken de çok güzel bir diplomasi ve stratejiyi takip ettik.
İSRAİL'İN ÖZÜR DİLEMESİ
Türkiye'nin dış politikasında büyük bir başarıdır. Kararlılığımızın büyük başarısıdır. 75 milyonun büyük bir gurur taşıdığına samimi olarak inanıyorum. Aradan 72 saat geçti sayın Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama duymamıştım. Bugün sayın Loğoğlu'nun yazılı bir açıklaması var. Fıkralarla cevap veririlir ama burada konuşmak istemiyorum. Şüphesiz CHP de bu milleti temsil eden bir parti olarak İsrail'in tarihinde ilk kez çok açık bir şekilde özür kelimesini beyan ederek karar vermesi Türkiye'nin kararlı siyasetin sonucudur. Özür dışında her şeyi yapalım teklifleri yapalım teklifleri gelmişti. Bunların hiçbirisi kabul edilmedi. Yıllarca Türkiye'yi büyükelçi olarak temsil eden Loğoğlu'nun bunu takdir etmesini beklerdik. Hiç üşenmeden 5 sayfalık metin yazmış. Kedi ciğer meselesine benziyor bu durum. Bu bir başarıdır. Bundan sonraki süreci takip edeceğiz. Bunun alanda görülmesi lazım. Özürün bir anlamı da şudur, bu bir haksız fiildir. Açık sularda sizin geminize müdahale ettiler, ölümlere yaralanmamalara yol açtılar. İkinci aşaması tazminattır. Her iki taraf hükümetleri görevlendirdikleri kişilerle çalışmalar yapılacaktır.
Sadece Gazze'ye değil Filistin'e uygulanan ambargonun kaldırılması takipimiz altındadır. İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesi ve bundan sonraki belki daha güçlenmesi mümkün olabilecektir. Sayın Başbakanımızın Nisan ayı içerisinde mümkün olabilirse ziyareti sözkonusudur.
AKİL ADAMLAR KİMLERDEN OLUŞACAK?
Akil adamlar toplululuğu diyeceğimiz bir havuz içerisinde bu konuda etkili olabilecek insanların bulunmasını sayın Başbakanımız arzu etmektedir. Bu konuda her kesimden isim istenecektir. Türkiye'nin 7 bölgesine yönelik bir akil adamlar topluluğu meydana gelecektir. Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda da açmaza düştüğü için akil adamlar komisyonunun mecliste kurulmasını istemektedir. Sayın Kılıçdaroğlu iç tüzüğü bilmemektedir. Akil adamlar komisyonu adıyla dışarıdan isimlerle mecliste bir komisyon kurmak mümkün değildir. Dışarıda akil adamlar komisyonu kurularak süreçle ilgili sempozyumlar düzenlemesi, toplumun fikrini alması elbette daha doğru olacaktır.
ÇİFTE SALDIRI İLE SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Her iki olayın failleri de ismen ve eşkal olarak belirlenmiştir. Bugün Ankara'da bazı baskınlar ve gözaltılar gerçekleşmiştir. Tahkikat ve soruşturma devam ediyor. Örgüt kendisi de kabul ettirmekte bu olayın faili olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Sayın Başbakanımızın 'bu olayın arkasında Ergenekon bağlantısı olabilir' sözlerini soruşturmasının sonlarında göreceğiz