PEYGAMBER EFENDİMİZ İNSANLARIN EN CESURU İDİ

Gönüller Sultani Mehmed Zahid Kotku'nun 1975 senesinde yaptıgı kısa bir sohbet.

 
Mehmed Zâhid Kotku Rh.A
Muhterem kardeşler! Peygamber SAS Efendimiz’le ilgili hadis-i şerifleri okumaya devam ediyoruz. Beyhakî, Tirmizî ve İbn-i Mâce Hazretleri Hazret-i Enes’ten rivayet etmişler: Diyor ki:[1]
كَانَ أَحْسَنَ النَّاسِ، وَ أَجْوَدَ النَّاسِ، وَ أَشْجَعَ النَّاسِ (ق. ت. ه. عن انس)
519/8 (Kâne ahsene’n-nâs, ve ecvede’n-nâs, ve eşcaa’n-nâs) “Peygamber SAS insanların en güzeli olmakla beraber, aynı zamanda en cömerdi idi.”
Ecved, cömert demek. Cömertlikte üç sıfat var. Birisine dersin ki, “Yahu benim bu akşam ihtiyacım var, bana biraz yardım eder misin?” Eder yardımı... Ona cömert derler, bizde... Fakat ecved olunca, gözünden onun muhtaç olduğunu anlar ve onun ihtiyacını yapıverirdi. İstemeden vermek... Halini anlar ve istemeden yardım ederdi.
(Ve eşcaa’n-nâs) İnsanların en şecaatlisi idi. Şimdi biz bugün, Allah affetsin kusurlarımızı, çok korkağız! Şundan korkuyoruz, bundan korkuyoruz, gölgemizden de korkuyoruz. Bu hale geldik. Cenab-ı Peygamber, her taraf gâvur olduğu halde tek başına Taif’e gitti. Yanında bir adamı vardı kendisinin... Taif halkını imana davet etti. Taif halkı isyan etti. Efendimizi taşa tuttular. Köpeklerin hücumuna uğrattılar. Mübarek ayakları yarıldı, kanlar aktı.
O, o halde iken melekler geldi; dediler:
“—Yâ Rasûlallah, emrine âmâdeyiz. İstersen dağları, istersen yağmurları, istersen ne gibi felâketler varsa yaptıralım; bunlar mahvolsunlar!”
“—Yok!” dedi. “Onların zürriyetinden Allah’a iman edecekler var! Onun için, onlara Allah hidayet eylesin...” dedi.
Huneyn Muharebesine gittiler. O kabile sert bir kabile idi. Ateşçi kabile, vurucu kabile... İslâm askerleri dağıldı. Peygamber yalnız başına kaldı. Düşmana karşı tek başına kaldı. O, katırının üzerinde tek başına kaldığı halde, katırını düşmana karşı sürüyordu.
Ene nebiyyün lâ kezib;
Ene Muhammed ibn-i Abdü’l-Muttalib!
“Ey cemaat, ben peygamberim, yalan söylemem; ben Abdü’l-muttalib’in oğluyum! Nereye gidiyorsunuz?” diye bağırıyordu. “Zafer bizimdir!” diye ilanlar yaptırdı. Müslümanlar yine Peygamber Efendimiz’in etrafına toplanıp bir hücum yaptılar. Perişan ettiler düşmanı, o anda... Ama o Peygamber SAS, asker kaçınca, kendi başına da kalınca, onun da çekilmesi lâzım gelirken, o sebat etti. Daha, ateşe karşı katırını sürdü. Hazret-i Abbas katırına yapıştı:
“—Yâ Rasûlallah ne yapıyorsun, yapma!” diyerekten.
O dinlemedi ama cemaat-i islamiyyenin de toplanıp hücumuna vesile oldular ve zaferi kazandılar, el-hamdü lillâh... Çok büyük ganimet aldılar orda...
Allah hepimizi affetsin... Tevfîkàt-ı samedâniyyesine mazhar etsin...
Àciziz, zaîfiz, bîçâreyiz, günahkârız... Ama, ellerimizi sana açtık yâ Rabbî! Sen bizi mağfûrîn zümresine ilhak eyle yâ Rabbî! Sevdiğin ve razı olduğun kulların arasına da kabul eyle yâ Rabbî!
El-fâtihah!
4 Mayıs 1975 - İskenderpaşa Camii
-------------------------------------------
[1] İbn-i Mâce, Sünen, c.VIII, s.275, no:2762; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.IX, s.170, no:18341; Enes ibn-i Mâlik RA’dan.
HAZIRLAYAN: Metin ERKAYA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Hayat Haberleri