TBMM (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "(Kadın cinayetlerini kınıyoruz) diyen iktidar temsilcileri, kadına karşı şiddetin önlenmesi için uygulanması gereken İstanbul Sözleşmesi'ni ise ortadan kaldırmaya yeltenmektedir." dedi.
Buldan, partisinin, sadece kadınların katıldığı TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
Dünyada derin krizlere ve eşitsizliklere yol açan bir pandemi sürecinden geçildiğini anımsatan Buldan, "Bu krizlerin en fazla vurduğu toplumsal kesim hiç kuşkusuz kadınlar olmuştur. Çünkü dünyanın her yerinde hala en yoksul kesim ne yazık ki kadınlardır." diye konuştu.
Buldan, Türkiye'de mevcut çoklu krizlerin Kovid-19 döneminde daha da derinleştiğini, esnek ve güvencesiz çalışma biçiminin, evden çalışmayla daha da yaygınlaştırıldığını savundu. Buldan, sokağa çıkma kısıtlamalarında, hasta, engelli, çocuk, yaşlı bakımı ve ev işleri yükünün kadınların sırtına yüklendiğini ifade etti.
Kadınların, her zaman olduğundan çok daha fazla istihdam dışına ve güvencesiz alana itildiğini belirten Buldan, DİSK verilerine göre, Kasım 2020 itibarıyla geniş tanımlı işsizlik oranının kadınlarda yüzde 38 olduğunu söyledi. Kovid-19 sürecinde her iki kadından birinin ya işten çıkarıldığını ya da ücretsiz izne tabii tutulduğunu ileri süren Buldan, "Bu pandemi sürecinde de iktidar, kadınlara hiçbir destek sunmadığı gibi tam tersine krizi bir fırsata dönüştürmüştür. İktidar, Kod-29'u sermayedarları için fırsat olarak kullandı, kullanmaya da devam etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
-"Görevleri, bu cinayetleri önlemektir"
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Kovid-19'la beraber kadına yönelik erkek şiddetinin arttığını, her gün en az bir kadının erkekler tarafından katledildiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"8 Mart haftasında yaşanan kadın katliamları ürkücü boyutlardadır. 92 yaşındaki Hanım Pınarlı, tecavüze uğradı ve katledildi. Bu, Türkiye, Türkiye tarihi açısından çok korkunç bir tablodur. Bu korkunç tablonun sorumlusu elbette ki siyasi iktidardır. Neden mi? Nedeni Samsun'daki diğer korkunç vakada aranmalıdır. Defalarca kolluğa başvurduğu halde kolluk hiçbir şey yapmamış ve bir kadın, anne, çocuğunun gözleri önünde, sokak ortasında şiddete maruz bırakılmıştır. İktidar sahiplerinin attığı kınama tweetleri, yaşanan şiddeti, sorumluluklarının üzerini kapatmaya elbette ki yetmez, yetmeyecektir. İktidarın görevi, kınama mesajı yayınlamak değildir; görevleri, bu cinayetleri önlemek, faillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlamaktır."
Buldan, kadın cinayetlerinin önlenmesi amacıyla Meclis'te araştırma komisyonu kurulması için verdikleri önergelerin her defasında reddedildiğini, bugün yine kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin önerge sunacaklarını söyledi.
Mizah içerikli bir paylaşımından dolayı sosyal medya üzerinden kendisine en ağır ve iğrenç hakaretlerin yapıldığını ifade eden Buldan, "Yapanların siyasi kimliği bellidir. Hangi partinin belediye başkan aday adayı, milletvekili aday adayı olduğu bellidir, ortadadır. İktidarın gücüne dayanarak bu iğrençliği yapana elbette ki dokunulmadı ve biz dokunulmayacağını da çok iyi biliyorduk, buna tanıklık ettik. Bu insana karışılmadı bile. İşte bu zihniyet, kadın katliamlarının bizzat sorumlusudur." dedi.
İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalara değinen Buldan, "(Kadın cinayetlerini kınıyoruz) diyen iktidar temsilcileri, kadına karşı şiddetin önlenmesi için uygulanması gereken İstanbul Sözleşmesi'ni ise ortadan kaldırmaya yeltenmektedir. Bu hayati sözleşmeyi yok sayan, bu erkek ittifak zihniyetiyle kadınları sokakta katleden erkek şiddet zihniyetinin kodları da tamamıyla aynıdır." şeklinde konuştu.
İktidarın, "kadın düşmanı" olduğunu ileri süren Buldan, "Anayasal demokratik haklarını kullananların üzerine polis ordusunu gönderen ancak erkek şiddetini engellemek için kılını kıpırdatmayan zihniyetin varlığı, kadınların yaşamını her gün, her saat tehdit etmektedir." görüşünü savundu.
-"İktidarın ne dediğine değil ne yaptığına bakıyoruz"
Buldan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığını ancak önce mevcut Anayasa ve yasaların uygulanması gerektiğini kaydederek, "Öncelikle yapılması gerekenler şunlardır: İstanbul Sözleşmesi'nin, AİHM kararlarının uygulanması, işkenceye, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa bir an önce son verilmesidir. İnsan Hakları Eylem Planı'ndan ve hukuk reformundan ancak ve ancak bundan sonra söz edebilirsiniz, açıklayabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Buldan, iktidarın ne dediğine değil ne yaptığına baktıklarını, yaptıklarının ortada olduğunu, ne dediklerinin ise kıymetiharbiyesinin bulunmadığını söyledi.
Öte yandan Buldan'ın konuşmasından önce grup toplantısında, kadın mücadelesine ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı, salonda bulunan sıraların üzerine dövizler bırakıldı.
Grup toplantısına katılan kadınlar, üzerinde "Kadınlar için adalet" yazılı maskeler taktı.