Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Kariyer Günleri'ne katılan Özkök, "Bu devirde padişah kim? Medya mı siyasetçi mi?" başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmasına hayat hikâyesiyle başlayan Özkök, İzmir'in Kahramanlar semtindeki Tenekeli Mahalle denilen, Roman vatandaşların yaşadığı bir yerde doğup büyüdüğünü ancak babasının, kendisini o zamanın zengin bir semtindeki okula gönderdiğini söyledi. İlkokula giderken mahallenin yakınındaki Amerikan askerlerinin oturduğu bölgede çöpleri karıştırıp topladığı kitapları okuyarak İngilizce öğrenmeye çalıştığını anlattı.
Bu devirde kimsenin padişah olmadığını belirten Ertuğrul Özkök, medya patronların "çıplak" olduğu şeklindeki değerlendirmelere katıldığını söyledi. Özkök, "Bundan 25 yıl önce Erol Simavi dendiği zaman hepimizin gözünde canlanan bir tek imaj vardı. 'Bakanları, hükümetleri deviren, hükümetleri kuran' imajı olan bir dev. Simavi'nin, Gönül Yazar'dan evlilik dışı çocuğu oldu. Yurt dışından gizlice getiriliyor. Bu haber, Türk basınında hiçbir yerde yer almıyor. Bugün bir Türk medya patronunun başına böyle bir şey gelse, gizli tutmak mümkün müdür? Deniz Baykal''ı görüyorsunuz." dedi. Medyanın kendi iktidarını, birçok kurumun yanısıra tek tek insanlarla da paylaşmak zorunda kalan sektör haline geldiğini belirten Özkök, bunda internetin de etkili olduğunu kaydetti.
Söyleşide soruları da cevaplayan Ertuğrul Özkök, AK Parti'ye gazetesinde yer vermemesini de her gazetenin ayrı müşterisi olmasına bağladı. Özkök, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bize oy veren insanları neden görmezden geliyorsunuz?" sorusuna karşılık, ABD'deki gazetelerden örnek verdiğini aktardı. Orada her gazetenin okuyucu kitlesinin farklı olduğunu vurgulayan Özkök, "Sayın Başbakan, size oy veren insanlar gazete almıyor. Bizim gazeteyi alan insanlar da size oy vermiyor ama beraber yaşayacağız. Bu bir gerçek. Sizin müşteriniz o, benim okurum da bu. Buna rağmen 2002 yılında Hürriyet okurunun yüzde 29'u AKP'ye oy verdi. Şimdi yüzde 8-9 kadar indi." şeklinde konuştu.
Biz dinleyicinin, Hürriyet Gazetesi'nin "Kaşıya Kaşıya" ve "411 El Kaosa Kalktı" şeklindeki manşetlerini eleştirmesi üzerine Özkök, "Bir şeye çok samimi cevap vereyim. Her attığımız manşet doğrudur diye şey yok." itirafında bulundu.
Gazetecilerin de hata yapabileceğini söyleyen Özkök, şunları kaydetti: "Danıştay saldırısıyla ilgili henüz bir şey yazmadım. Danıştay saldırısının ne olduğunu bilmiyorum. Mahkeme sonuçlandığında, bunu yapan insanların gerçekten, Cumhuriyet Gazetesi'ne saldıran kişiler olduğu, Ergenekon diye bir örgüt tarafından yönetildiği tespit edilirse ben çıkar, Türk halkından, 'O gün bunu yazmıştım, sizden özür diliyorum.' derim. Konya olayında özür diledim. Danıştay konusunda konuşan herkesin durumu şu anda benden farklı değil. Bir ülkenin en yüksek yargı organına kim girerse girsin, Ergenekon girmiş, o girmiş, bu girmiş farketmez. Girip adam öldürüyorsa, o ülkede ciddi sorun var demektir. Ben çok samimi olarak o adamın, türbanlılar motifiyle oraya girdiğini ve bu işi yaptığını düşünüyordum. Şu anda, bunun aksini düşündürecek bir mahkeme kararı yok. Mahkeme karar alır ve bunlar mahkûm olursa, o zaman elbette benim söyleyebileceğim bir şey yok."
Soru cevap bölümünde bir grup öğrenci, ''Sermaye defol, üniversiteler bizimdir'' yazılı bir pankart açarak Özkök'ü protesto etti. Özkök, kendisinin de bir zamanlar Süleyman Demirel'i başbakanken üniversite amfisinde konuşturmayanlar arasında yer aldığını hatırlattı. Öğrencilerin karşısına, bu olayların kayıtlarının 15-20 yıl sonra çıkabileceği konusunda uyarılarda bulundu Özkök'ün konuşmasını Denizli Vali Yardımcısı Halil İbrahim Ertekin, PAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. İnan Özer ve öğrenciler dinledi. Rektör Vekili Özer, konuşmadan Özkök'e çiçek ve plaket takdim etti.