Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinde 1993 yılında tanıştığı, kendisinin yazılarını okuduğunu bildiği ve önyargısız bir şekilde bu son yazısını da okumasını istediği Fethullah Gülen'e ilginç bir çağrıda bulundu.
İşte Özkök'ün "Fethullah Hoca'ya iletilmesi ricasıyla" diye başlık attığı ve Hanefi Avcı'nın kitabından yola çıkarak kaleme aldığı bu günkü yazısından çarpıcı bir bölüm:
"Fethullah Gülen Hoca'yı ilk defa 1993 yılında İzmir'in Karabağlar semtinde kaldığı evde gördüm.
O gün uzun bir sohbet yaptık ve ben de bunu Hürriyet'te yayınladım.
Kendisine karşı hiçbir zaman önyargılı olmadım.
Hatta aramızda sıcak bir ilişki olduğu izlenimine bile sahibim.
Bir arkadaşı aracılığıyla bana Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü gün yazdığım yazıyı ağlayarak okuduğunu iletmişti.
Çeşitli defalar, 28 Şubat'ta kendisine haksızlık yapıldığını yazdım.
20 yıl boyunca oluşan karşılıklı saygıya dayanarak, onun da bu yazıyı aynı önyargıdan uzak duygularla okumasını dilerim.
Bu düşman değil, dost bir yazıdır.
(...)
Kitaptaki iddiaların doğru olup olmadığını bilemem.
Ama yazılanların bir bölümü son iki yılda kamuoyunun en azından bir bölümüne "kesin kanaat" olarak yerleşmeye başlayan şeyler.
Tanıdığım Fethullah Gülen'in iddialarda yer alan ilişkilerin içinde olacağına ihtimal vermem.
Başbakan'ın da bu tür ilişkilere tevessül edeceğine de ihtimal vermem.
Ama konuşan kişi de, herhangi bir insan değil.
Bu kitap bugün olmasa da, üç-beş yıl sonra Ergenekon tipi çok büyük bir başka davanın iddianamesi haline dönüşebilir.
O nedenle Hoca'nın bu kitabı dikkatle okumasını ve kendi arkasına saklanıp ateş eden birilerinin bulunup bulunmadığını incelemesinde yarar var diye düşünüyorum.
Ergenekon davası, bütün hatalarına rağmen Türk demokrasisinin rayına oturmasına tarihi bir katkıda bulunuyor.
Ama kitapta yazılan ilişkilerin bir bölümü bile gerçekse, davanın itibarına ve meşruiyetine de büyük gölge düşürecektir.