Can Ataklı'nın ortaya attığı 'Eski Bakan Bahattin Yücel'in şantajla istifa ettirildiği yolundaki iddiasıyla ilgili tartışma büyüyor.
Şantaj yapmakla suçlanan Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında CNN Türk'teki o programın sunucusu Ahmet Hakan Coşkun, konuklar Mehmet Ali Birand ve Can Ataklı'yı eleştirirken, Nazlı Ilıcak'a ise teşekkür etti.
Önceki gün CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu programda konusu açılan 28 Şubat dönemi tartışmasında, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğinde bulunduğu zamanlara değinilmişti. Doğan Holding'in sahibi Aydın Doğan, canlı yayına telefon ile bağlanarak "Ertuğrul Özkök eğer öyle bir şey yaptıysa dünyanın en şerefsiz insanıdır." demişti.
İşte Özkök'ün bugünkü yazısının o bölümü...
Programdaki arkadaşlara bir çift sözüm var
O gece programa katılıp, iftiralara cevap vermedim.
Çünkü hayatımın 20 yılı, birçok televizyonda, hakkımda yapılan saldırı yayınlarına tahammül ederek geçti. Bir gazeteci olduğum için, hiçbirine ne cevap verdim, ne da dava açtım.
Önce BTV diye bir televizyon, hakkımda en ağır yayınları yaptı.
Sonra Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu televizyon, her gece hakkımda en ağır hakaretleri, iftiraları yayınlıyordu.
Tek kelime sesimi çıkarmadım.
Görüyorum ki, şimdi vardiyayı başka televizyonlar almış.
Demokratik bir ülkeyiz. İsteyen istediğini söylesin. Ayrıca demokratik ülkelerde tek taraflı yayın yapmak da bir haktır.
Önceki gece programa katılanlara benim de bir çift sözüm var.
SEVGİLİ AHMET HAKAN
28 Şubat'ı yargılıyorsunuz. Çok güzel. Elbette konuşulmalı, geçmişten dersler çıkarılmalı.
Ama senden Mehmet Ali Birand'a da şu soruyu sormanı beklerdim.
"Mehmet Ali Bey; Siz 12 Eylül'ün de belgeselini yaptınız. Orada basından ve gazetecilerden hiç söz etmediniz. Acaba neden? Siz ki, 12 Eylül üzerine kitap da yazdınız. 12 Eylül'e giden günlerdeki gazetelerin manşetlerinden, darbe öncesi ve sonrası yazılan yazılardan tek kelime yok. Orada yok da 28 Şubat'ta gazetecilere bu kadar rağbet niye? 12 Eylül öncesi ve sonrası gazetecilerin hiç mi hatası yoktu?"
Tabii bir de 28 Şubat kararlarının ve uygulama kararlarının altındaki "ıslak imzaların" kime ait olduğunu tartışmaya açmanızı beklerdim.
SEVGİLİ BİRAND
Sen ki, andıç mağdurusun; sen ki, o günlerde kendini ve ailenin çektiklerini haklı olarak dile getiriyorsun ve haklısın. Senin gözünün önünde bana, birinci değil, ikinci değil, üçüncü kişinin ağzından bu iftira atılıyor.
Orada en çok senden anlayış beklerdim. Ben senin çektiklerini çok iyi anladım. Umarım bir gün sen de benimkileri daha iyi anlarsın.
SAYIN NAZLI ILICAK
Size teşekkür ederim. 28 Şubat sürecinde "Refah Partisi'nin kapatılmaması gerektiği" konusundaki yazımı ekranda göstermişsiniz. Siz vicdanlı ve mücadeleci bir insansınız. Keşke Fethullah Gülen'in "Erbakan'a yaptığı çekilin çağrısı" manşetini de koysaydınız. Bir de AK Parti'nin kapatılma kararının Anayasa Mahkemesi'nde son görüşülmesinden bir hafta önce benim Dolmabahçe'de Başbakan Erdoğan'la yaptığım mülakatı da gösterseydiniz.
İki gün üst üste manşetten verdiğimiz o mülakatta Erdoğan'ın söylediği sözler çok etkileyiciydi.
İFTİRA SAHİBİ KİŞİYE
Bir de şunu belirtmek isterim. Önceki gece orada sadece bana iftira atılmadı. Eski bir bakana da iftira atıldı. Sanki, hakkında, yolsuzluk dosyalarından korkup istifa ettiği gibi bir hava yaratıldı. Oysa o olaydan sonra içinde yer aldığı hükümet hakkında verilen gensoruya ret oyu vermiş.
Yolsuzluk dosyasından korkan bir insan bunu yapar mı?
28 Şubat'ta medyanın "günahlarının" tartışıldığı bir programda bu kadar medya günahı fazla değil mi?