Otomobil müşterisi genel olarak önceliğini mantığına ve alım gücüne göre belirliyor. Ama bu, marka imajının tercihte etkin olmadığı anlamına da gelmiyor. Türk halkı hangi modeli niye tercih ediyor?
Bzı markalarda imajın modellerin bile önüne geçtiğini söylemek mümkün. Müşteriye yönelik bazı yanlış tutumlar başka ülkelerde çok başarılı olan bir markayı Türkiye'de geride bırakabiliyor.
Özel pazar şartları (binek niyetine hafif ticari kullanımı, ucuz otomobil tercihi) ve vergi oranlarıyla örtüşen lokomotif modeller imaj konusundaki çalışmaları alt üst eden durumlar arasında. Bu tarz avantajları olan markalar (vasat modellere rağmen) rakip markaları çok zor durumda bırakabiliyor.
Türkiye'nin markalar bazında en çok satılan modellerine yani lokomotif otomobillere baktığımızda konfor, kalite algısı ikinci planda kalan ekonomik fiyatlı ve gelişmiş pazarlarda pek de bulunmayan modellerin olduğu görülüyor. Tabi bu durum Türkiye pazarının ne gibi dinamiklere bağlı olduğu gerçeğini de net ortaya koyuyor; örneğin Renault'nun en çok satan modeli özgün olmamasına ve ürün olarak birçok eksiği olmasına rağmen Symbol modeli oluyor. Fiat'ta da modern çizgiye sahip Linea ve Punto iyi satış yakalamasına rağmen Albea'yla hız kazanmaya devam ediyor. Taksicilerin de tercih ettiği Albea gibi Accent de Hyundai'nin en çok satılan modeli oluyor.
Japon markaları konforun ve sorunsuzluğun tercih edildiği kompakt sedan sınıfta öne çıkıyor. Toyota ve Honda'nın lokomotifleri daha ekonomik modelleri değil 35 bin YTL civarında satılan Corolla ve Civic sedan oluyor. Nissan ise dünya pazarlarında birçok farklı modelle öne çıkmasına rağmen Türkiye'de aileci algısı yüksek Note gibi ara sınıf bir modelle öne çıkıyor. Modellerini Güney Kore'den ithal eden ve nispeten ekonomik bir marka algısı olan Chevrolet'nin lokomotifinin en lüks aracı Captiva olması imaj konusuna iyi bir örnek. Çünkü bu marka Avrupa'da daha alınabilir modellerle örneğin Aveo ile öne geçiyor. Bu konuda başlı başına bir başarı hikayesi olan Sorento'da Kia'nın açık ara lokomotifliğini sürdürüyor. Pazarda 40'a yakın rakip arasında Captiva Chevrolet'yi, Sorento Kia'yı öne çıkarıyor.
Lüks Alman markalarının rekabetinde ise ilginç bir durum yaşanıyor. Örneğin bu lige son 10 yıl içinde dahil olan Audi müşterisi halen en çok kompakt A3'ü alıyor. BMW müşterisi 'kullanım maliyeti yüksek, zaman zaman müşteri problemleri yaşanıyor' şikayetine rağmen en çok 5 serisi alıyor. Mercedes müşterisi ise daha önce E serisine yönelirken şimdi ağırlıklı olarak yeni C serisine ağırlık veriyor.
Pazara yeni giren markalarda da yine iri araçlar öncelik kazanıyor. Müşteri, az para verip daha iri ve gösterişli bir araç sahibi olma yolunu bu markalarla buluyor. Koreli Ssangyong ve Çinli Chery'nin Tiggo modelleri buna iyi bir örnek.
Ford, Citroen, Opel ve Peugeot gibi markaların müşterileri hatchback, şık tasarımlı, şehirli modelleri tercih ediyor. Volkswagen müşterisi ise bu markayı daha çok sedan modelleriyle seviyor; zira markanın en çok satan ilk iki modeli Jetta ve Passat oluyor.
Skoda'yı da Nissan gibi daha fonksiyonel bir marka olarak algılayan Türk tüketicisi Fabia gibi başlangıç modeli yerine küçük minivan Roomster'i daha çok tercih ediyor. Seat'ı da sportif bir marka olarak benimseyip ucuz modellerinden daha çok Leon modelini satın alıyor.
Bazı markaların en çok satan modelleri
Audi-A3 559
BMW-5 serisi 309
Chery-Tiggo 410
Chevrolet-Captiva 615
Chrysler-300C 130
Citroen-C4 HB 600
Daihatsu-Terios 246
Dodge-Nitro 180
Fiat-Albea 3086
Ford-Fiesta 3186
Honda-Civic sedan 3958
Hyundai-Accent 5616
Jeep-G. Cherokee 95
Kia-Sorento 85
Mercedes-C Serisi 790
Mitsubishi-Colt 232
Nissan-Note 625
Opel-Astra HB 2815
Peugeot-207 1255
Proton-Gen2 203
Seat-Leon 692
Skoda-Roomster 327
Ssangyong-Action Sp 605
Subaru-Forester 294
Suzuki-G. Vitara 520
Tata-Telco 476
Toyota-Corolla 4563
VW-Jetta 2356
Volvo-S40 567
* 4 aylık veriler - Kaynak: ODD
Zaman / Haber7