Üniversite adaylarının kalp atışlarının yükseldiği günleri yaşıyoruz. Zira Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) dün açıklandı. Bir buçuk milyondan fazla öğrencinin kimi yıllarca verdiği emeğin karşılığını alacak, kimi hiç de adil olmayan katsayı sisteminin kurbanı olacak, kimi de çalışmadan geçirdiği günleri 'keşke'lerle anacak ve 'seneye bir daha' diyecek büyük bir ihtimalle. Herhangi bir bölüme yerleşebilecek puanı alanlar, meslekî anlamda geleceklerine yön verecek bölümleri tercih edecek. İşte tam da bu noktada farklı bir stres, farklı bir sıkıntı yaşanabiliyor. Ne okumak istediğine kendi arzuları, kabiliyetleri doğrultusunda karar verenler için değil tabii ki bu sıkıntı. Ailesinin, sosyal çevresinin isteği ve yönlendirmesiyle tercih yapmak zorunda olanlar için bu sıkıntı. Zira bizim ülkemizde hemen her çocuğa verilen hedef genelde doktor, öğretmen ya da mühendis olmasıdır. Peki, bu hedef ÖSS'de alınan yüksek puanlara rağmen öğrencinin hayata dair arzularıyla, kabiliyetleriyle çelişiyorsa? Cevap: Mutsuz bir meslek hayatı, heyecansız bir gelecek. Bu sıkıntıyı yaşayanlar, daha çok güzel sanatlara ilgisi olanlar. Toplumun zihnide 'yapılması gereken temel meslek grupları' arasında yer almayan ressamlık, grafikerlik, tasarımcılık gibi alanlara ilgi duyanlar. Çünkü ülkemizin eğitim yapısı, toplumun bakış açısına paralel olarak sanatı sayısal ve sözel alanlara nazaran destekler durumda değil. Oysaki bilindik üniversite bölümlerine alternatif pek çok alanı barındırıyor güzel sanatlar fakülteleri. Üstelik eğitim alabilmek için ÖSS'nin hayati önem taşımadığı alanlar. Resim, heykel, grafik, fotoğraf, tasarım, iç mimarlık ve animasyon gibi.
Özel yetenekleri doğrultusunda güzel sanatlar fakültelerinde eğitim almak isteyen öğrencileri yetenek sınavlarına hazırlayan İstanbul Sanat Akademisi'nin kurucusu Murat Dağıtmaç'ın hayat hikâyesi de yukarıda anlatılanlarla birebir örtüşüyor aslında. Daha lise yıllarında başlamış onun bölüm çelişkisi. Şişli Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü'nü kazandığında 'Burada okumalı mıyım?' sorusuyla boğuşmuş. Zoraki okumuş tabii bu bölümü ders sırasında defterlerine, kitaplarına karakalemle çizim yaparak. Hatta ailesinin yönlendirmesiyle bir de bu bölümün Çanakkale'de üniversitesini okumuş. İlgisini hiç de çekmeyen okulunu zor da olsa bitirmiş. Okul bitmiş ama ailesinin beklentileri boşa çıkmış. Çünkü o, elektrik üzerine çalışmak yerine 'yeteneğimi kullanmalıyım' diyerek güzel sanatlar eğitimi almaya karar vermiş. Güzel sanatlar fakültesini bitiren Murat Dağıtmaç, şimdi hem sevdiği işi yapıyor hem de yaklaşık üç yıl önce kurduğu İstanbul Sanat Akademisi'yle bir zamanlar kendisinin de yaşadığı sıkıntıya düşen gençlere yardımcı oluyor. Aile ve çevrelerinin yönlendirmesi ile öğretmenlik, mühendislik, hukuk, işletme, iktisat gibi bölümleri tercih edip de kazanamayan veya ilgisini çekmediği için kazanıp da okumayan; okusa da o mesleği yapmayanlara... Daha doğrusu kendisini güzel sanatlarla ifade edenlere...
***
Güzel sanatlarda okuyan herkes aykırı tip olmuyor
Ailelerin çocuklarını güzel sanatlar bölümlerine yönlendirmemelerinin sebeplerinden biri de bu alanlarda eğitim alan gençlerin aykırı tipler olduğu veya olacağı inancı. Kulaklarda yer kalmayacak şekilde küpe takan, saçını farklı farklı renklere boyatan, en aykırı modacının en uçuk tasarımlarını sergilediği podyumlardan fırlamışçasına kıyafetler giyen birine dönüşeceği korkusu. Murat Dağıtmaç, bu algıya karşı çıkıyor. Böyleleri var elbette. diyor. Fakat güzel sanatlarla ilgilenen herkesin aynı tarza bürünmediğini belirtiyor. Hatta bu bölümlerin mezuniyet sonrası iş kapısını aralayan alanlar olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: Birçok yeteneği olan öğrenci, 'Okuldan sonra ressam mı olacaksın, ressamlar aç kalır.' baskısıyla karşı karşıya kaldığı için yeteneğini unutuyor. Cesareti olmuyor, bu konularla alakalı girişim yapmaya. Öyle ki güzel sanatlar eğitimi almak isteyip de yakınlarını ikna edemeyen öğrencilerin, ailesini yanına alıp akademilerine getirdiğini ve onlara normal giyimli insanların da güzel sanatlarla ilgilendiğini gösteriyormuş.
ÖSS haricinde de üniversiteye giriş imkânı var
İstanbul Sanat Akademisi Kurucusu Murat Dağıtmaç, öğrencilere ÖSS haricinde de üniversitelere giriş imkânı olduğunu anlatmaya çalıştıklarını belirtiyor. ÖSS sözelden üniversiteye girmek için 20 civarında bölüm varsa, güzel sanatlar fakültelerinde de 16-17 civarında bölümün bulunduğunu örnek olarak gösteriyor. Güzel sanatlar fakültelerinin kontenjan açısından ÖSS ile öğrenci alan bölümlere göre daha avantajlı olduğunu sözlerine ekleyen Dağıtmaç, şu bilgileri veriyor: Kontenjan noktasında İstanbul'u örnek verecek olursak, devlet okulları bazında yaklaşık 650-700 arası kontenjan var. Özel okulları da sayarsak bu bin 500'e ulaşıyor. Buna İstanbul'un yakınındaki ileri de kattığımız zaman kontenjan 2 binlere vuruyor. Bu sınavlara İstanbul'da giren toplam öğrenci sayısı da 3 bin 500 civarı. Yani ÖSS'ye göre kıyas yaptığınız zaman çok daha avantajlı. Öğrenci istediği kadar sınava girebiliyor ve bir öğrenci farklı okullarda veya aynı okulda 3-4 bölüm birden kazanıp, istediği seçimi yapabiliyor. Kontenjanda boşluk olursa da yedek öğrenci listesinden kayıtlar alınıyor. Yani bir öğrencinin bir sınavda morali kötü olabilir veya hasta olmuş olabilir, sınavı kötü geçmiştir. Başka okulun sınavına girip orada da şansını deneme ihtimali var.
***
Güzel sanatlar fakültesine nasıl giriliyor?
Güzel sanatlar fakülteleri için ÖSS barajını aşmak yeterli. Barajı geçenler fakültelerin açtığı yetenek sınavlarına ve mülakatlara giriyor. Yetenek sınavında karakalem çizimler yaptırılıyor. Bunun içinse İstanbul Sanat Akademisi gibi sınava hazırlık kurslarında karakalem çalışmaları öğretiliyor. Bir de mülakatlarda sorulacak sanat tarihi soruları için sanat tarihi dersleri veriliyor. Murat Dağıtmaç, güzel sanatlar fakültelerine öğrenci kabulünde bu yıl geçen seneye göre bazı değişiklikler yaşandığını belirterek şu açıklamayı yapıyor: Çoğu üniversitede ÖSS daha ön planda olmaya başladı. Daha önceki seneler ÖSS % 5 civarı etkiliyken sınav sonucuna, şu anda birçok üniversitede % 15 civarı etkisi oluyor. Bir tek Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde etkisi yok. Fakat orası da öğrencinin bilgisini mülakat yaparak ölçüyor. Bazı üniversiteler yavaş yavaş renkli çalışmalar da istemeye başladı. Misal, geçen sene Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sınav sorusu renkli kolajdı. Bu arada her üniversitenin sınav tarihi farklı. Sınavlarla ilgili ayrıntılı bilgi www.istanbulsanatakademisi.com adresinde yer alıyor.