Toplam 405 sayfalık eser Gerger’in 21. kitabı.. Beş yıllık bir emek-çalışma-araştırmanın ürünü olan kitabının önsözünde Gerger şunları söylüyor:
“Çocukluğumuzda, ilkokul sıralarındayken bize bir dörtlük ezberletiyorlardı:
“Geçmişi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut
Budur çocuğum!”
O zaman “öğretmen”lerimizin bize neden böyle bir dörtlük öğretmek istediklerini doğrusu bilmiyorduk.. Bilmediğimiz için de; “- Neden geçmişimizi, tarihimizi unutalım?” diye sormayı akledemiyorduk!.. İlk-Orta ve Lise’ de öğrenciyken “derslerimize” gelen Öğretmenlerden bazılarının Osmanlı’yı sevmediğini ve Osmanlı Tarihimizin aleyhinde konuştuklarını gördük, duyduk, yaşadık!
1998 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 75. yıldönümü, 1999 Osmanlı Devleti’nin 700. kuruluş yıldönümüydü. Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. kuruluş yıldönümü münasebetiyle çeşitli kutlama ve etkinlikler yapıldı.Bu cümleden olarak resmi ve sivil birçok kuruluşun girişine “Cumhuriyetimizin 75. Kuruluş Yılı Kutlu Olsun!” sloganlı Türk Bayrakları dikdörtgen levha olarak asıldı.. Bu kutlama, tanıtmalar cümlesinden olmak üzere lise ve üniversite gençliğine yönelik çeşitli “Makale, Şiir, ve Hikâye Yarışmaları” düzenlendi… Amaç “Cumhuriyetin anlamını ve önemini” zihinlere yerleştirmek, halkla Cumhuriyet’i bütünleştirmekti v.s…
1999 yılı ise 600 yıl boyunca üç kıtaya hakim olmuş ve İslâm’ı temsil etmiş Müslüman Türk Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun 700. kuruluş yıldönümüydü. Peki Osmanlı’nın 700. kuruluş yıldönümü münasebetiyle neler yaptık? Osmanlı’nın kimliğine, ruhuna, tarihî misyonuna ve şanına yakışır tanıtım ve kutlamalar yaptık mı? Osmanlı Cihan Devleti’nin büyüklüğünü, önemini Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki 150 milyon belge ışığında anlamaya, öğrenmeye çalışıp, bu çalışmaları Türkiye’ye ve dünyaya tanıtıp anlattık mı? Türkiye Cumhuriyeti olarak, Osmanlı Devleti ve medeniyetine yeterince sahip çıktık mı?
Yoksa Osmanlı’dan bahsedenlere “gerici” yaftası mı vurulmaya çalışıldı? Bir kısım medya ve basın yoluyla Osmanlı’ya dil mi uzatıldı? Bu ülkenin genç nesilleri aslı-astarı olmayan bir sürü iftira ve propagandayla geçmişine ,tarihine, atalarına düşman hale mi getirildi? 600 yıllık koca Osmanlı Tarihi “yok” mu sayıldı? Yeni bin yıla girerken dünyada “Din, demokrasi, hukuk, devleti, temel hak ve özgürlükler, bir arada yaşama, barış” eğilimleri konuları ağırlıklı gündem olurken Türkiye’de aydın geçinen bazı kalem, makam ve ünvan sahiplerinin “Osmanlı”dan arslan görmüş zebra misali kaçmaları acıklı ve ibretlidir!
Müslüman çocukların Kur’an öğrenmesinden, İmam-hatip Lisesinde okumasından, Allah’ın emri gereği başörtülü olan kızlarımızın, üniversitede öğrenim görmesinden rahatsız olup, yasakçılığı, zulmü dayatanlar; insan hakları açısından sınıfta kalanlar, “Osmanlı’da insan haklarının yokluğu(?)’ndan” dem vuruyorlar! “Şecaat arz edeyim derken sirkatlerini söylüyorlar!..”
Oysa yapılması gereken, geçmişimizden kaçmak, tarihimizden utanmak veya redd-i miras yapmak” değil, hatasıyla sevabıyla tarihimize yani Osmanlı’ya sahip çıkmak, Osmanlı’yı anlamak, Osmanlı’dan gerekli dersleri çıkararak Türkiye’mizin temellerini daha da güçlendirmek olmalıdır!
Osmanlı’yı konuşanın “gerici” damgası yediği yıllarda Osmanlı’yı en hararetli savunanların başında gelen Kemal Tahir şöyle diyordu: “Osmanlı dedin mi 10 dakika düşüneceksin! Osmanlı 600 sene nasıl yaşamış? Osmanlı’dan başka 650 sene ayakta kalan başka devlet var mı?” (Millî Gazete, 28 Nisan 1998 Salı, Sh. 10)
Evet, 50 farklı toplumu, 14 çeşit Din ve mezhebi 600 yıl boyunca barış içinde bir arada yaşatmayı başaran Osmanlı’dan öğreneceğimiz çok şeyler var !. Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık; “Osmanlı’nın bir hukuk devleti olduğunu” şu sözlerle anlatıyor:“Osmanlı padişahları, herkesin kendi hakları ve vazifeleri içerisinde hareket etmesini, iç huzuru ve adalet için gerekli saymışlar, genel kanunnameler yanı sıra, her hususta fermanlarıyla kurallar koyarak toplum hayatını düzenlemişlerdir. Her sorun Şeriat ve kanuna göre hükümetçe çözümlenirdi. Böylece Şeriat dışında yüzlerce devlet kanunu, Osmanlı Devlet’ini gerçekten bir hukuk devleti yapmıştır. Büyük Süleyman, ülkede her şeyin kanun içinde yürümesi prensibine son derece dikkat ettiğinden ve dedelerinin kanunnamesini yeniden düzenlediğinden kendisine “Kanunî” ünvanı verilmiştir…”(Akit Gazetesi, 23 Mart 1999 Salı, Sh. 14)
Değerli tarihçilerimizden Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın dediği gibi; “ Cumhuriyet’i savunmak, Osmanlı düşmanı olmayı gerektirmez!” (Eğitim-bilim Dergisi, Eylül 1999, Sh. 8) Çünkü kurmuş olduğu devlet ve medeniyetle, 600 yıl İslâm’ı temsil etmeye çalışmış olan Osmanlı bizim dünümüz, Türkiye Cumhuriyeti de bizim bugünümüzdür! Osmanlı bizim geçmişimiz, zengin tarih hazinemiz, aynı zamanda kökümüz ve ufkumuzdur! Bugünkü Türkiye, bizlere Osmanlı’dan kalan en kıymetli mirastır. Kısacası biz Osmanlı’yız ya da Osmanlı biziz!
Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin şu altın öğütlerini hep birlikte okuyalım! Evet Osman gazi diyor ki:“Kur’an’a bağlı, ulemaya saygılı ve insanlara faydalı olun!” Türkiye’mizin temel-kronik problemlerinin yöneten-yönetilen kavgasının çözümü de bu mühim formüle bağlı değil mi ?..”
Araştırmacı-yazar Gerger’in “Osmanlı Padişahları,Hayatları,Şiirleri veTürbeleri/Osmanlı’nın Büyüklük Sırları” adlı kitabı beş bölümden oluşuyor.
1.Bölüm’de;Osmanlı İmparatorluğu Padişahları, Hayatları, icraatları,Türbeleri, 2.Bölüm’de; Osmanlı Padişahları’nın şiirleri, 3.Bölüm’de; “Osmanlı İmparatorluğu”üzerine tarihçi,akademisyen ve ilim adamları ile yapılmış biribirinden ilginç ve kapsamlı mülakat(röportaj)lar, 4.Bölüm’de; Osmanlı Padişahları’nın -bilinmeyen-hususiyetleri/ özellikleri, 5. ve son Bölüm’de ise Osmanlı Padişahları’nın Kronolojisi yer almaktadır.
İletişim: megerger@hotmail.com Tel.: 0532 522 61 64
Genel Dağıtım: Gökkuşağı Dağıtım, NT Mağazaları