Başbakanımız Mısır'dan sonra Tunus'a geçti.Tunus tarihimizde birden fazla fethettiğimiz yerlerdendir.
Tunus ilk olarak Eylül 1534'te Osmanlı hâkimiyeti altına alındı. Kanuni Sultan Süleyman'ın daveti üzerine Osmanlı donanmasının başına geçen Barbaros Hayreddin Paşa, kaptanıderya olarak çıktığı ilk seferinde bölgenin hükümdarı Hafsî hanedanından Mevlay Hasan'ı firara mecbur etti ve Tunus Şehri'ni fethetti. Yine limanın girişindeki stratejik öneme sahip Halkulvad Kalesi'ni de zapt ve yeniden tahkim etti.
Şarlken işgal etti
Kutsal Roma-Cermen İmparatoru Şarlken, bir yıl sonra Mevlay Hasan'ı himaye için birleşik Haçlı donanmasıyla Tunus'a gelerek Osmanlı hâkimiyetine son verdi. Mevlay Hasan, Halkulvad Kalesi'ni yardımına karşılık İmparator Şarlken'e terk etti. İmparator buraya bir askerî güç yerleştirdi. Böylece bu zamana kadar fazla bir önem atfedilmeyen Halkulvad Limanı ve Kalesi İspanya'nın Akdeniz'deki büyük ve müstahkem üslerinden biri hâline geldi.
Tunus'un ikinci fethi
Cezayir hâkimi Uluç (Kılıç) Ali Paşa, Tunus'u 1569'da ikinci defa Osmanlıhâkimiyetine aldıysa da Halkulvad Kalesi İspanyollar'da kaldı.
Osmanlı donanmasının 1571'de İnebahtı'da Don Juan komutasındaki müttefik Haçlı donanması tarafından mağlup ve neredeyse tamamen imha edilmesi, Osmanlılar'ın bütün Akdeniz'de olduğu gibi Tunus'taki konumlarını da tehlikeye soktu. Don Juan'ın 1572 yazında İspanya donanması ile Tunus'a saldıracağına dair haberler İstanbul'a geldi. Ancak Haçlılar'ın beklemediği bir hızda yeniden inşa edilen Osmanlı donanması Kaptanıderya Kılıç Ali Paşa komutasında daha o yaz Akdeniz'e açılınca Don Juan, Tunus'a yönelik planlarını erteledi.
1573'te Kılıç Ali Paşa'nın donanma ile Tunus'a gitmesi kararlaştırıldı. Kılıç Ali Paşa, Pulya taraflarını tahrip edip Messina Boğazı'na kadar ilerlediyse de havaların sertleşmesinden ötürü tekrar İstanbul'a döndü. Bunun üzerine Don Juan, 1573 sonbaharında Tunus'u İspanya donanmasıyla geri aldı ve kendisiyle birlikte hareket eden Hafsî hanedanından Muhammed'e verdi.
Tunus'un üçüncü fethi
Osmanlı yönetimi, son gelişme karşısında hem gücünü hissettirip İnebahtı'da zedelenen Akdeniz hâkimiyeti iddiasını pekiştirmek hem de Halkulvad Kalesi'ni fethedip Tunus'u İspanyollar'dan kurtarmak için ertelenen seferi çok daha kapsamlı bir şekilde yeniden gündemine aldı. Yemen fatihi Koca Sinan Paşa Tunus'un fethi için serdar tayin edildi.
14 Temmuz 1574'te Osmanlı donanması, Halkulvad Kalesi önlerine geldi ve toplarını ateşledi. Kaledeki İspanyol askerleri de top atışlarıyla karşılık verdiler. Halkulvad'ın karşısından ayrılan Osmanlı donanması, top erişmeyecek bir yerde karaya yanaştı. Sinan Paşa, otağını deniz kenarında kurdurdu. İspanyollar'ın bütün Osmanlı askerinin ancak bir ayda alabileceğini öngördükleri su kulesi de ele geçirildi.
Sinan Paşa, bir taraftan Halkulvad'ı muhasara ederken, diğer taraftan da Tunus Şehri'nin fethini kararlaştırdı. Tunus'un etrafındaki surlar müstahkem olmadığı gibi, şehirde az sayıda İspanyol askeri vardı. Tunus'un Müslüman halkı da kendi aralarında Osmanlılar'la birlikte hareket etmek üzere anlaşmaya varmışlardı. Dışarıdan Osmanlı askerinin yürüyüşe geçmesi, içeriden de Müslüman halkın saldırısı karşında Tunus'taki İspanyollar burçlarından dolayı Bastiyon denilen kaleye kaçtılar. Tunus şehrinin fethini müteakip derhal Bastiyon muhasara edildi.
Bu sırada kuşatması devam eden Halkulvad direnmeye devam ediyordu. Sonunda Halkulvad'ın Sinan Paşa'nın bulunduğu taraftaki Gümrükhane Kulesi alındı. Ardından açılan gediklerden yürüyüş yapılarak dış kalenin bir kara tabyası da fethedildi. 24 Ağustos'ta yapılan genel hücumla Halkulvad'ın iç ve dış hisarı fethedildi. Halkulvad Kalesi, fetihten sonra bir daha temellerinin atılması dahi mümkün olamayacak şekilde tahrip edildi.
Serdar Sinan Paşa, Halkulvad'ın fethinden sonra muhasarası devam eden Bastiyon'a geldi. Kısa bir süre sonra Bastiyon'un da ele geçirilmesiyle Tunus'un fethi tamamlanmıştı. Böylece Fas dışındaki bütün kuzey Afrika kıyıları Osmanlı kontrolüne girmişti.
Tunus'ta kalanlara maaş zammı
Sinan Paşa, fetihten sonra Tunus'taki Osmanlı eyalet sistemini tanzim etti. Tunus Kalesi tamir, tahkim ve gerekli silahlarla teçhiz edildi. Serdar, sıra kale muhafazasında bırakılacak askerin tayinine geldiğinde askerleri huzuruna çağırıp, "Her kim burada bir müddet kalır ve vazifesini yerine getirirse maaşına zam yapılacaktır" dedi. Ancak askerden bu teklife karşılık gelmediği gibi kapıkulları ile sipahiler, "Hizmeti ve fethi tamam ettik. Burada kalmaya kudretimiz yoktur" diyerek serdarın teklifine itiraz ettiler. Bunun üzerine Sinan Paşa, tellallar gönderip, "Gönüllü olarak her kim üç yıl süreyle burada kalır ve bu havaliyi koruyup vazifesinin gereğini yerine getirirse, kuloğlu ise onar akçe ile kapıya geçer, gönüllü ise kendisine 6 bin akçelik timar verilir. Ayrıca burada kaldıkları müddetçe maaşları günde dörder akçe olur" duyurusunda bulundu. Bu duyuruyu işitenler serdara müracaatla Tunus'ta gönüllü olarak kalmaya talip oldular.
Barbaros'un türbesinde dua
15 Mayıs 1574 Cumartesi günü Koca Sinan Paşa, sarayda İkinci Selim'in elini öpüp izin aldıktan sonra devlet adamlarıyla birlikte törenle Eminönü İskelesi'ne indi. Sinan Paşa ve Kapudan Kılıç Ali Paşa, gemilere bindikten sonra donanma Beşiktaş'a geldi. Kuşluktan sonra iki saat burada beklendi. Barbaros Hayreddin Paşa'nın türbesinde hem efsane denizci hem de seferin başarısı için dua edildi. Bir süre sonra buradan ayrılan donanma, Topkapı Sarayı'nın önüne geldi. Sinan Paşa'nın kadırgası sarayın karşısındaki selam yerine ulaştığında serdar, kendilerini izleyen padişahı ayağa kalkıp selamladı ve gemilerden de tüfek ve top atıldı. Daha sonra Yedikule yakınlarında demir atıldı. Ertesi gün de burada beklenerek askerin geri kalanı ve sefer levazımatı gemilere alındı. Bu iş tamamlandıktan sonra Tunus'a doğru hareket edildi.
300'den fazla gemiyle Tunus seferi
Tunus seferi için toplam 300'den fazla gemiden mürekkep bir donanma ve 40-45 bin kişilik ordu teşkil edildi. İstanbul'da bulunan Vezir Koca Sinan Paşa, Kapudan Kılıç Ali Paşa komutasındaki donanma ile bu tarafa gönderilecek askere serdar tayin edildi.
Hakkı yenmiş veziriazam
Osmanlı tarihinde en çok hakkı yenmiş devlet adamlarından biri Koca Sinan Paşa'dır. Yemen ve Tunus başta olmak üzere birçok yeri fetheden Sinan Paşa 16. yüzyılın sonlarında beş defa veziriazamlık yapmıştır. Dönemin Osmanlı tarihçilerinin farklı bir paşanın ekibinde olmalarından dolayı kötüledikleri Sinan Paşa'yı Romen Tarihçi Nicolea Jorga "Son büyük Osmanlı" diye anar.
Erhan AFYONCU yazdı...