Fikret Bila/Milliyet
Özkök'ün Bahçeli'ye yanıtı: Sözlerim kötü niyetle okunmuş
MHP lideri Devlet Bahçeli, hükümetin "Kürt açılımı" arayışını eleştiren yazılı açıklamasında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ü de adını vermeden ağır bir dille eleştirdi.
Bahçeli, Özkök'le yaptığım ve Milliyet'te üç gün boyunca yayımlanan söyleşimizdeki ifadeleri ima ederek şöyle demişti:
"Cumhurbaşkanlığı makamınca dile getirilen yerleşim yerlerinin isimlerine dair tartışmalar Türkiye'nin adının bile değiştirilmesine dair alçakça hatırlatmalara kadar ulaşmıştır."
Özkök'ün sözleri
Bahçeli'nin, bu ağır bir suçlamasının nedeni Özkök'e yönelttiğim bir soruya verdiği yanıttı. Özkök'e, "Anayasa'nın 66. maddesinde bir tanım var. Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür, diyor. Bu maddenin değişmesi gerektiğini savunan var. Siz ne diyorsunuz?" diye sormuştum.
Özkök, Atatürk'ün ünlü Türk milleti tanımını anımsattıktan sonra, bu tanımdaki Türk sözcüğünün etnik kökeni ifade amacıyla değil bütün vatandaşları kastederek söylendiğini belirmişti.
"Ne mutlu Türküm diyene" ifadesinin de aynı anlamda olduğunu eklemiş ve Türk sözcüğünün bu anlamıyla dikkate alınması ve halka da böyle anlatılarak ikna edilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Özkök şöyle devam etmişti:
"Devlete isim verme konusunda birçok ülke kendilerine göre çözümler bulmuştur. Mesela Osmanlı demiş, Selçuklu demiş, Amerikalı demiş. Genellikle çok etnisiteli ülkeler etnik referans vermekten bazen çekinmişlerdir. Hatta tarafsız olsun diye başka uluslardan kral ödünç alanlara bile rastlamak mümkündür.
Ama hepsi şöyle veya böyle bir çözüm bulmuştur. Biz de çözüm bulmalıyız. Bunları ifade ederken Türkiye'nin adını değiştirmeyi teklif ettiğim sanılmasın. Esasen bunu düşünen ve ifade edene rastlamadım. Amacım çözüm yollarının çeşitli olabileceğine dikkat çekmektir."
Bahçeli'ye yanıt
Özkök'ün bu sözlerini, "Türkiye'nin adını tartışmaya açtı" biçiminde yorumlayanlar oldu. MHP lideri Bahçeli de böyle yorumladı ve Özkök'ü suçladı.
Özkök Paşa'ya Bahçeli'nin sözlerini nasıl karşıladığını sordum. Yanıtı şu oldu:
"Ben Türkiye'nin adının değiştirilmesini veya tartışmaya açılmasını teklif etmedim. Sizinle yaptığımız söyleşide yer aldığı gibi, ben şehirlerin isimlerinin bile değiştirilmesini doğru bulmadığımı söyledim. İzmir'e de Smyrna mı diyelim diye karşı çıktım.
Yerleşim yerlerinin isimlerinin bile eskiye dönüştürülmesine karşı olduğumu söylerken, Türkiye'nin isminin değiştirilmesini nasıl isterim, nasıl tartışmaya açarım? Ben Osmanlı, Selçuklu, Amerikalı örneklerini verirken bir tarihi tespit yaptım. Bu tespiti yaparken yanlış anlaşılabileceğini de düşündüğüm için hemen arkasında, bu sözlerimle Türkiye'nin adını değiştirmeyi teklif ettiğim sanılmasın, diye de özellikle vurguladım.
Dolayısıyla, sözlerimin tümü okunduğunda böyle bir teklifte bulunmadığım, böyle bir tartışma açmadığım ve yerleşim yerlerinin isimlerinin eskilere dönüştürülmesini dahi doğru bulmadığım anlaşılır. Benim yaptığım tarihi bir tespitti. Fehmi Koru'nun köşesinde okudum, Turgut Özal da daha önce böyle şeyler söylemiş. Benim sözlerim bazı yazarlar tarafından da kendi niyetlerine göre amacından saptırılarak yorumlandı.
Eğer iyi niyetle okursanız iyi sonuçlara varırsınız. Ama kötü niyetle okursanız da böyle kötü sonuçlara varırsınız. Ben Türkiye'nin adını tartışmaya açalım, değiştirelim demedim. Ama Bahçeli sözlerimi öyle okuyor, öyle düşünüyor, öyle inanıyorsa ne diyebilirim? Kendi düşüncesidir."