Tekerlekli sandalyeye mahkum "Tagrid" adlı genç kız, çok sayıda Filistinli gibi İsrail'in saldırılarından kaçamadı.
Nadal Ebu Ruceyle, bombardıman sırasında ailesiyle kaçmayı başardı ancak kız kardeşi "Tagrid" kendisi kadar şanslı değildi, çünkü o tekerlekli sandalyeye mahkumdu.
Ebu Ruceyle ateşkes sırasında, bir hafta sonra geri geldiği mahallesinde kız kardeşinin tekerlekli sandalyeden düşmüş cansız bedeniyle karşılaştı.
Artık kardeşinin cesedine sarılarak ağlamaktan başka yapabileceği hiçbir şey olmayan Ebu Ruceyle, yaşadıkları korku dolu dakikaları şöyle anlattı:
"Bir hafta önce, bombardıman başladığında herkes 'kaçın' diye bağırıyordu. Geride birçok şeyi bırakarak kaçıyorduk. Tagrid'i de sandalyesiyle birlikte taşıyor ve koşuyorduk. Aniden çevremize bomba düştü, tıpkı deprem ve tsunami gibiydi, birbirimizden ayrıldık. Ne kadar bağırsak da birbirimizi bulamadık" diye konuştu.
Bombardımandan kaçtıktan sonra kardeşini aramak için geri gelmek istediğini dile getiren Ebu Ruceyle, "Kızılhaç'a durumumuzu anlattık Tagrid'in orada kaldığını söyledik ancak bölgeye girmenin imkansız olduğunu ifade ettiler" dedi.
Gözü yaşlı ağabey, İsrail'in saldırılarına "Bu kızın günahı neydi? Onu tekerlekli sandalyesiyle vurdular" sözleriyle tepki gösterdi.
Huzaa'da enkaz altında kalan onlarca cesedin çıkarılmayı beklediği ifade ediliyor.
Günlerdir çıkarılamayan cesetler çürüdüğü için bölgeye ağır bir kokunun hakim olduğu kaydediliyor.
İsrail askerleri geçen hafta Han Yunus kentine yüzlerce hava saldırısı düzenlemiş, özellikle Huzaa beldesine tanklarla da karadan saldırı gerçekleştirilmişti.
Saldırıların ardından Han Yunus kentindeki Huzaa beldesinden geriye, yıkılmış evler, camiler ve enkaz yığınları kaldı.