Türkiye'nin imajına zarar verip hükümeti zor durumda bırakmak isteyenlerin Zirve planını devre soktuğunu vurgulayan Geske, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Ülger'in de aralarında bulunduğu 7 kişinin tutuklanmasının sürpriz olmadığını belirtti.
Son 'Zirve' operasyonunda yaşanan tutuklamalar yayınevinde katledilen üç kişiden biri olan Alman vatandaşı Tilman Geske'nin yakınlarını umutlandırdı. Tutuklamaların davanın asıl faillerinin ortaya çıkması açısından önemli bir gelişme olduğunu belirten Geske'nin eşi Suzanna Geske, Zirve katliamının gizli kodlarının Kafes Eylem planı ile Ergenekon'da saklı olduğunu düşünüyor. Seçilmiş hükümeti zor durumda bırakmak için Zirve planının devreye konulduğunu ifade eden Geske, "Zirve cinayetinin ismi geçen sanıklarla sınırlı olmadığını en başından beri biliyorduk. İktidar partisini sıkıştırmak için yapıldığı anlaşılıyor. Kafes eylem planı her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Hedeflerin kodları orada gizli." dedi. "Umarım sonuna kadar gidilir." temennisinde bulunan Geske, eski Malatya Alay Komutanı Mehmet Ülger ile araştırma görevlisi Ruhi Abant'ın yakalanmasının ise kendileri için sürpriz olmadığını belirtiyor. Geske, Malatya olayının çözülmesinin Türkiye için bir dönüm noktası olacağına dikkat çekerek, demokrasi adına köklü bir dönüşüm için bu saldırının arka planının aydınlatılması gerektiğini vurguluyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili gerçekleştirilen son operasyonlarda aralarında eski İl Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in de bulunduğu 7 kişi tutuklandı. Mehmet Ülger, Zirve katliamını azmettirdiği iddiasıyla cezaevine gönderildi. Gölcük Donanma Kuvvetleri Komutanlığı'nda, Ülger'in, olayı hükümetin üzerine yıkmak için hazırladığı sahte istihbarat raporları ele geçirilmişti. Zirve Yayınevi'nde vahşice katledilen üç kişiden biri de Alman vatandaşı Tilman Geske'ydi. Son Zirve operasyonunda yaşanan tutuklamalar Geske'nin yakınlarını umutlandırdı. Tutuklamaların davanın asıl faillerinin ortaya çıkması açısından önemli bir gelişme olduğunu belirten Geske, Zirve katliamının gizli kodlarının Kafes Eylem Planı ile Ergenekon'da saklı olduğunu belirtiyor.
Seçilmiş hükümeti zor durumda bırakmak için Zirve planının devreye konulduğunu ifade eden Geske, "Zirve cinayetinin ismi geçen sanıklarla sınırlı olmadığını en başından beri biliyorduk. Seçilmiş hükümeti zor durumda bırakmak ve sıkıştırmak için yapıldığı anlaşılıyor. Kafes Eylem Planı her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Hedeflenmek istenilenlerin kodları orada gizli." diyor. Eşinin öldürüldüğünü öğrendiğinde, cinayetin sıradan kişiler tarafından işlenmiş bir olay olmadığına kanaat getirdiğini belirten Geske, şöyle konuşuyor: "Yakalanan sanıkların tek başına yapmadıklarını en başından beri biliyorduk. Yanılmadık. Şimdi geçmişe baktığımda o zaman hükümeti zor durumda bırakmak ve bu olay üzerinde onu sıkıştırmak için yapıldığı anlaşılıyor. Zaten sonradan ortaya çıkan gelişmeler de buna işaret ediyor. Tutuklanmalar karşısında çok sevindim ama Mehmet Ülger ile Ruhi Abat'ın yakalanması sürpriz olmadı! Umarım sonuna kadar gidilir."
Malatya olayının birçok yönünün olduğunu anlatan Geske, bu olayın Türkiye'nin yurtdışındaki imajına gölge düşürmek için gerçekleştirilmesinin bu yönlerden sadece biri olduğunu ifade ediyor. Olayın ilk meydana geldiğinde Türkiye'yle ilgili yurtdışından olumsuz bir algı bulunduğuna kendisinin şahit olduğunu belirten Geske, buna çok üzüldüğünü söylüyor. Geske, "Her şeyden önce Türkiye'ye kötülük yaptılar. Onu kötü göstermeye çalıştılar. Yanlış şeyler yaptılar. Avrupa'ya girmek istemiyor olabilirler. 70 milyondan birkaç kişi kötü olabilir, burada bir genelleme yapıp herkes kötüdür diyemeyiz. Ben ülkemi çok seviyorum. Eşim öldürüldü, bu olayın çözülmesi benden ziyade ülkem için çok önemli." diyor. Geske, Malatya olayının çözülmesinin Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi için bir dönüm noktası olacağını ifade ediyor.
Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel, 18 Nisan 2007'de boğazları kesilerek öldürülmüştü. Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'e ulaştırılan ihbar mektubunda katliamın arkasında Ergenekon'un olduğu ileri sürülüyordu. Mektupta, "Emre Günaydın'ı azmettiren ve yönlendiren kişi komutanımız Mehmet Ülger'in yönlendirmesiyle Ruhi Abat'tır." deniliyordu.