Hafta sonuna kadar sorguya gelmesi beklenen dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek hakkında ikinci Ergenekon iddianamesinde çok sayıda delil yer alıyor. Ergenekon sanığı emekli Org. Hurşit Tolon'da ele geçirilen dijital veriler arasından çıkan 'Opera-son' isimli belge bunlardan biri. Bu dokümanda, ifadeye çağrılan kuvvet komutanlarının yanı sıra Orgeneral Fevzi Türkeri, Orgeneral Oktar Ataman, emekli Orgeneral Çetin Doğan ile bazı korgeneral, tümgeneral ve tuğgenerallerin uygulamaya koyduğu strateji ayrıntılarıyla anlatılıyor. Belgeye göre, önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök istifa ettirilecek, daha sonra da AK Parti iktidardan düşürülecekti.
Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak dinlenen emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök de, beraber çalıştığı kuvvet komutanlarının 2003-2005 yılları arasında darbe planları yaptıklarını doğrular şekilde ifade vermişti.
Darbe planlarına ilişkin sorgulanacak emekli kuvvet komutanları hakkında ikinci Ergenekon iddianamesinde birçok delil yer alıyor. Ergenekon davası sanığı eski emekli Orgeneral Hurşit Tolon'da ele geçirilen dijital veriler arasından çıkan 'Operasyon' isimli belge bunlardan biri. Belgede "Aralarında Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Oktar Ataman ile emekli Orgeneral Çetin Doğan ile bazı korgeneral, tümgeneral ve tuğgenerallerin bulunduğu çok sayıda generalin, önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü istifa ettirmek, daha sonra da AKP iktidarını düşürmek amacıyla uygulanacak bir strateji belirlediği ve uygulamaya koyduğu tespit edilmiştir." ifadesi yer alıyor.
Söz konusu ekibin ağustostaki Yüksek Askeri Şûra öncesi, Ankara'da bir toplantı yaptığı ve şu kararların alındığı belirtiliyor: "Strateji esas olarak; Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın istifa etmemesi üzerine belirlenmiş olup, Yüksek Askeri Şûra'nın ağustos toplantısından önce söz konusu kişilerin Ankara'da yaptığı toplantıda kararlaştırılmıştır. Halen özel kuryelerle söz konusu planın geliştirilmesine ve uygulanmasına çalışılmaktadır. Planın yürürlüğe konulması için Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün istifa ettirilip yerine Org. Yalman'ın getirilmesi esas alınmaktadır. Söz konusu istifanın sağlanamaması durumunda belirlenen stratejinin de uygulanmasının mümkün olmadığı söz konusu grup tarafından kabul edilmekte ve istifanın sağlanması için tüm çabanın gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir."
Eruygur'da çıkan belgeler doğruluyor
İkinci Ergenekon iddianamesinde Sarıkız kod adlı darbe planıyla ilgili, "Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından kaleme alındığı anlaşılan günlük notlarında ele geçirilmiştir. Sarıkız kod adlı darbe planı çerçevesinde, basının ele geçirilmesi, üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesi, sendikalarla birlikte hareket edilmesi, sokaklara afiş asılması, dernekler ile temasa geçip hükümet aleyhine teşvik edilmesi ve tüm bu olayların yurt çapında gerçekleştirilmesinin hedeflendiği görülmüştür. Sarıkız kod isimli darbe planının Şener Eruygur, Aytaç Yalman, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına tarafından hazırlanmış olabileceği değerlendirilmektedir." deniliyor. Şener Eruygur'da ele geçirilen belgeye göre Özkök'ün istifa ettirilmesi yerine Aytaç Yalman'ın atanması planlanıyor. Özkök'ün 'etkisiz/yetkisiz' hale getirileceği belirtiliyor. Ergenekon savcıları, emekli Genelkurmay Başkanı Özkök'e; "Görevli olduğunuz dönemde darbeciler ve faaliyetleri ile ilgili size herhangi bir bilgi geldi mi?" diye sordu. Özkök, görevli olduğu dönemde çok çeşitli bilgi belge ve duyum geldiğini fakat bunların resmi delil mahiyetinde olmadığını dile getirdi.
Ergenekon savcılarının tespiti ise şöyle oldu: "Tanık Hilmi Özkök'ün ifadesinde belirttiği bazı konular, Özden Örnek ve Mustafa Balbay'dan ele geçirilen günlüklerde yer alan bir kısım hususları doğrular nitelikte olduğu görülmüştür."
Ergenekon iddianamesinde bahsedilen Yakamoz adlı darbe planında TSK'nın Anayasa dahil olmak üzere sivil idarenin ve Türkiye'nin dış dünyayla olan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi planlanıyor. Kuvvet komutanlarının organize ettiği anlaşılan planda yasama, yürütme ve yargının organlarının nasıl şekillendirileceği tüm detaylarıyla açıklanıyor.
Şener Eruygur'dan elde edilen 13 No'lu CD'de 'muhtemel plan ve projeler' başlıklı belgede kuvvet komutanları AKP'nin düşürülmesi için değişik önerilerde bulunurken Aytaç Yalman'ın "Benim önerim hemen ve gecikmesiz eylem planına başlamak. Seçimden önce muhtıra vermeliyiz." dediği yer alıyor. Ayışığı darbe planlarında, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün kendisinden ve uygulamalarından rahatsız olan Aytaç Yalman ve Şener Eruygur'un Jandarma altında Cumhuriyet Çalışma Grubu kurdukları , bu grupla hükümet aleyhinde kullanılacak argümanların oluşturulmasını sağladıkları tespit ediliyor. Ayrıca Kuvvet komutanları Org. Yalman, Org. Fırtına, Ora. Örnek ve Org. Eruygur'un altına birlikte imza attıkları özel istihbarat bilgilerini Genelkurmay Başkanı'ndan bağımsız olarak Rauf Denktaş'la paylaştıkları belgelenmiş.
Eruygur'dan elde edilen belgelerde AK Parti iktidarını zor durumda bırakmayı planlayan Orgeneral Aytaç Yalman'ın rektörlerle görüşerek öğrencilerin hükümet aleyhine eylemlerde bulunmasına çalıştığı anlatılıyor. Mustafa Balbay'ın günlüklerinde de Yalman'ın AKP'nin iktidarda bulunmasının kendisini rahatsız ettiğini ve yapılması gerekenleri sıraladığı belirtiliyor.
'Darbe planıyla ilgili yazılan mektuplar' başlıklı belgelerde ise özellikle 2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmesi planlanan darbe planları ile ilgili detaylı bilgi notları yer alıyor. Notlarda darbe girişimiyle birlikte TSK'nın yeniden düzenlenmesi, sivil idarenin yeniden düzenlenmesi ve dış dünyayla ilişkilerin yeniden düzenlenmesi gibi konuların nasıl hayata geçirileceğinin bizzat kuvvet komutanları tarafından organize edildiği anlatılıyor.
Alper Görmüş (Nokta Dergisi'nin eski Genel Yayın Yönetmeni): Yeni bir dönem açıldı
Bu olması gereken bir şeydi. Ergenekon davasının özünü gizli darbe girişimlerinin oluşturduğunu geçen hafta savcı ifade etmişti. Dolayısıyla böyle bir suç iddiası varsa o dönemin komutanlarının ifadesinin alınması kaçınılmaz bir süreçti. Geç kalmış bir gelişme. Şimdiye kadar, 'Bu planda tanklar mı yürütülmüş ki, bu suç değildir' fikri dolaşıyordu ortalıkta. Bu girişim ile savcıların bu düşünceleri ciddiye almadığı gösterilmiştir. Darbe girişiminde bulunmanın da, plan yapmanın da meşru olmadığını göstermesi bakınmadan Türkiye'de yeni bir dönem açılmıştır diyebiliriz.
Lale Mansur (Sanatçı): Şaşkın ama mutluyum
İlk defa darbe planı yapanların yargılanması karşısında açıkçası büyük bir mutluluk ve şaşkınlık yaşıyorum. Nihayet böyle bir şeyi görebildik. Asker içinde de suç işleyenlerin yargılanabileceği bir ülkede yaşıyor olmak güzel. Askerî kanadın ve belli bir kesimin diline pelesenk ettiği, 'Orduyu yıpratmayın' sözünün ne kadar anlamsız olduğunu bu süreçte iyi gördük. Aslında orduyu yıpratanların bizzat askerin içinden çıkanlar olduğunu anlıyoruz. Çürük yumurtaları ayıklamadıkları sürece kendileri orduyu yıpratıyor. Allah'tan aralarında demokrasiye inanan askerler var. Cuntacılar mutlaka yargılanmalı. Aylar önce hazırladıkları Kafes planı ortada. Hâlâ bu tür planlar yapmaktan vazgeçmiyorlar.
Doğan Akın (Tempo 24 web sitesi Genel Yayın Yönetmeni): Üç general ile sınırlı kalmayacak
Darbe girişimlerinin varlığını, yokluğunu ya da ölçüsünü belirlemesi açısından yeni bir içtihat olacak. Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı bilirkişi raporu ile tespit edilen günlükleri sürekli reddettiler. Alper Görmüş'e hakaret ve iftira davası açıldı. Görmüş bilirkişi raporunun mahkemeye getirilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Fakat mahkeme bunu kabul etmedi. Burada yarım kalmış bir mesele ve de çok önemli bir mesele söz konusudur. O zaman reddedilen soruşturmanın bu soruşturma kapsamında yapılacağı açıktır. Bu, üç general ile sınırlı kalmayacaktır.
Cengiz Alğan (Dur De Platformu sözcüsü): Eylemlerimizin meyvesini alıyoruz
Türkiye'nin birçok ilinde gerçekleştirdiğimiz darbe karşıtı yürüyüşlerimizin meyvesini alıyoruz. O gün sokaklara çıkan binlerce kişi ilk defa farklı kesimlerden olmalarına rağmen ortak bir dille 'darbelere hayır' demişti. Yıllardır ümitle bu günleri bekledik. Türkiye adına çok sevindirici bir gelişme. Bu işin muvazzaflarla ya da düşük rütbeli askerlerle kapatılmayacak kadar önemli olduğunun görülmesi yargı adına büyük bir gelişme.
Osman Pamukoğlu (Emekli Tümgeneral): Bana göre çok geç kalındı
Ayışığı, Sarıkız, Eldiven... Bunların bir yerde konuşulduğu, belli bir fikir olarak veya düşünce olduğu, hayata geçirebilir miyiz diye bunun üzerine kafa yordukları, imkân ve fırsat aradıkları belli. Ama o, onunla uyuşamamış; bu bununla anlaşamamış. O dönemin Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök) 'Benim haberim vardı, önemsemedim.' diyor. İfadelerine başvurulmasından daha doğal bir şey olamaz. Bana göre geç bile kalındı. Herkesten bir şey dinlemesi lazım. TSK her hafta cuma günü basın toplantısı düzenliyor. Gazeteci ne sorar? Hep siyasi... Niye onlarla basın toplantısı yapıyorsun? Atatürk'ü işine geldikleri zaman işine geldikleri