Ulaşımın ve iletişimin dünyamızı bu kadar küçültüp sınırları kaldırdığı bir dönemde dünya ile entegre olabilen, değerlerini kaybetmeden kendini ifade edebilen bir nesle ihtiyaç vardır. Bu amaçla Değerler Eğitimi eski Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Baş zamanında 3 yıl önce başlamış bir projedir. Boğaziçi eğitimciler derneği de bu kapsamda her ay için bir değer belirlenerek öğretmen, öğrenci, velilere yönelik faaliyetler yapılmaktadır. Bu değerler;
-Sevgi, saygı,
-Yardımlaşma,
-Dayanışma,
-Tarih bilinci,
-Temizlik v.b konulardır.
Dernek de bu olumlu faaliyetlere katkıda bulunmak amacıyla Şişli ve çevresindeki ilçelerdeki liselerde geçtiğimiz eğitim öğretim yılında dayanışma ve yardımlaşma, tarih bilinci ve vefa, başarı ve sorumluluk, sevgi ve saygı konularında 50 ‘ye yakın program düzenlemiştir. Bu çalışmalarda topluma mal olmuş ünlü sanatçılar, akademisyenler, yazarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile lise öğrencileri buluşturulmuştur. Bugüne kadar programa katılan bazı isimler;
- Sanatçı Hülya KOÇYİĞİT
- Sanatçı Nuray HAFİFTAŞ
- Prof.Dr. Faruk BAYRAKTAR
- Prof.Dr. Ümit MERİÇ
- Prof.Dr. Suat YILDIRIM
- Sanatçı Melda BEKCAN
- Sanatçı Müjgan GÖNÜL
- Tarihçi Talha UĞURLUEL
- Müzik yapımcısı İskender ULUS
- Tarihçi-yazar Yavuz Bülent BAKİLER
Dernek başkanı Ahmet Hamdi Akbaba:”Bu sene de çalışmalar devam etmektedir. Derneğimiz bu yılın ilk değerler eğitimi konusu olan “Birlikte yaşama ve kardeşlik” ile ilgili iki proje yapmıştır. İlki Batman ilinden 5 okul ile İstanbul’dan 5 okul kardeş okul olarak belirlenmiş, İstanbul’daki okullardan öğretmen, öğrenci ve velilerin katılacağı 5 ayrı gezi planlanmış, bunların ilki Sarıyer ilçesinden 34 kişinin katılımı ile Aralık ayında gerçekleştirilmiştir.” dedi
Hoşgörü Ortamı Oluşturmaya Çalıştık
İkinci projede gayrimüslim nüfusun da bulunduğu Şişli, Beyoğlu gibi ilçelerde bir İslam İlahiyatçısı ile Ermeni, Rum ve Yahudi din adamlarından birinin katılımıyla söyleşiler planlanmıştır. Bu söyleşilerle İslam İlahiyatçılarının İslam’da kardeşlik ve Müslüman medeniyetlerin farklı düşüncelere tahammül ve hoşgörü tecrübelerini anlatmaları; Gayrimüslim din adamlarının da Osmanlının hoşgörüsünü asırlardan beri yaşadıkları tecrübeyle aktarmaları hedeflenmiştir.
Konferanslarda İslam ilahiyatçısı İslam dininin diğer toplumları ve dinleri nasıl birlikte ve huzur içinde yaşatabildiğini anlatırken, diğer din mensubu da Osmanlı da nasıl bir hoşgörü olduğunu diğer din mensuplarının da bu çatı altında olmaktan mutlu ve memnun oldukları vurgusu yaparak ecdadımızı övgülerle yâd etmiştir.
Eski Sorunlarımız Sorun Olmayacak
Ülkemizde geçmiş yıllarda birlik ve beraberliğimizi bozucu, etnik,dini ve mezhepsel ayrışmanın tehlikeli bir hal almasını amaçlamış eylemler yaşandı.Hrant DİNK ,Rahip Santora, Malatya Zirve Yayınevi cinayetleri ile Türkiye’nin başka dinden olanlar için yaşanılmaz bir yer olduğu algısı oluşturulurken Sivas ,Gazi ve Başbağlar olaylarıyla da etnik ve mezhepsel unsurların çatıştırılmaya çalışıldığını üzüntüyle gördük.
Oysa durum hiç de böyle değildi. Aksine farklı din, düşünce ve mezhep mensupları isterlerse bir araya gelebilir, konuşabilir, ortak dertleri üzerinde anlaşma sağlayabilirlerdi.
Tam bu noktada İstanbul’un etnik ve mezhebi farklılıklarının bulunduğu bir coğrafyada yer alan derneğimiz sadece bu programları yapmamış Alevi-Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkanı, Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı, İlahiyat profesörlerini, Diyanet görevlilerini bir araya getirerek barış ve kardeşliğin her zaman mümkün olabileceğini fiilen ispat etmeye gayret etmiştir.