Gecenin en popüler tartışması olan 'Türkiye'de basın özgürlüğü baskı altında mı? polemiği NTV ekranlarında da gündemdeydi. Mirgün Cabas'ın modere ettiği 'Her Şey' konuyu gazetecilerle tartıştı.
Milliyet muhabiri Nedim Şener, odatv baskınıyla yaşanan sürecin bir baskı süreci olduğunu söylerken Hrant Dink davasının hükümetin konuya bakışını gösterdiğini vurguladı. Hükümetin medya üstündeki baskılarını yoğunlaştırdığını belirten Şener süreci 'yargıyla birlikte basın üstündeki denetim çabası' olarak ifade etti.
Akşam yazarı Nagehan Alçı ise Odatv'nin muhalif bir yayın yapmadığını söylerken 'o sitede suç unsurları görüyorum. Sistematik olarak nefret suçları işliyorlar' dedi. Soner Yalçın'ın yaptırım gerektiren dezonformasyon suçları işlediğini öne süren Alçı odatv'den bazı haber örnekleriyle suçlamalarına devam etti. Odatv'nin Ergenekon'un doktrin merkezi olabileceği yönündeki iddialar olduğunu hatırlatan Akşam yazarı 'yarın öbür gün, odatv'nin Alevileri bölmek için tezgah kurduğu yönünde kanıtlar önünüze dökülürse ne yapacaksınız? Böyle duyumlar var çünkü' dedi.
Doğan Kılıç ise Nagehan Alçı'nın gazetecilik sorumluğu dışında davrandığını söyleyerek söze başladı. Alçı'nın kesin yargıyla hüküm verdiğini söyleyen Kılıç 'takımlarımız var, eleştirel bakışı bırakarak karşı takıma gol atma derdindeyiz' dedi. Kılıç, basın özgürlüğü konusunda çok yakıcı sorunlarımızın olduğunu söyleyerek çarpıcı örnekler sundu. 'Gündeme gelmiyor ama Azadiya Welat'ın yazı iişleri müdürü olan arkadaşımız 170 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şu anda 100'e yakın gazeteci cezaevine girmekle yüz yüze' diyen Kılıç, ülkedeki siyasal iklimin fiili bir sansür-otosansür doğurduğunu söyledi. Basın özgürlüğünün baskı altında olmadığını söyleyenler olduğunu hatırlatan Kılıç 'Baskı olduğuna ikna olmanız için hepimizin tek tek cezaevine mi girmemiz gerekiyor?' diye sordu.
İşte o anlar: