Miroğlu, “Kürtlerin silahlı mücadelesi meşru değildir. Geçmişte de devletin baskıcı politikalarını eleştiriyordum. Şimdi bu geride kaldı. Kürtlerle savaşmak isteyen bir devlet yok. Kürtlerin haklarını silah ile bastırmak isteyen devlet de yok. PKK’nın silahlı stratejisi hem Kürtlere hem de Türklere zarar veriyor. Bugün PKK’nın dışında aydınları hedef alacak marjinal bir yapı, çete, ergenokvari örgütlenme kalmadı. Adam öldürme Türkiye’de bir tek grubun tekelindedir. O da PKK’dır. Dağa insan kaçırmak, polisin arkasına yaklaşıp kafasına sıkmak, imam infaz etmek, köylüleri öldürmek bir tek PKK’ da var” dedi.
ÖCALAN’A BU TALİMATI KİM VERDİ?
28 Şubat sürecinin tartışıldığını ancak kritik bir konunun gündemden kaçırıldığını ifade eden Miroğlu, “28 Şubat süreci gündemde ama PKK hiç konuşulmuyor. O döneme ilişkin Öcalan’ın “Tansu Çiller’i bize öldürme teklifi yapıldı” şeklinde sözleri var. Neden kimse bunu sorgulamıyor? 28 Şubat gündemde iken Öcalan’a kimlerin Çiller’i öldürme teklifi yaptığı sorulmuyor. Bu atlanacak bir konu değil” diye konuştu.
***
Yapımcılığını ve Sunuculuğunu Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci’nin Kanal 5’te yaptığı haber programı ‘Son Gündem’ e konuk olan Kürt Yazar Orhan Miroğlu, PKK ve medya’yı sert sözlerle eleştirdi, Suriye, İran ve PYD ilişkisini ortaya koyan açıklamalarda bulundu.
PKK HEM KÜRTLERE HEM DE TÜRKLERE ZARAR VERİYOR
Orhan Miroğlu, “Kürtlerin silahlı mücadelesi meşru değildir. Geçmişte de devletin baskıcı politikalarını eleştiriyordum. Şimdi bu geride kaldı. Kürtlerle savaşmak isteyen bir devlet yok. Kürtlerin haklarını silah ile bastırmak isteyen devlet de yok. PKK’nın silahlı stratejisi hem Kürtlere hem de Türklere zarar veriyor” dedi.
MEDYA PKK’YA TOLERANS TANIYOR
“Medya, özellikle de bazı liberal yazarlar PKK’ya tolerans tanıyor” diyen Miroğlu, “Ve PKK bundan çok iyi yararlanıyor. Şemdinli de yaşananları farklı yansıtmak PKK’ya hizmet etmektir. Liberal yazarlar son süreçte hatta Suriye’de PYD dışındaki hiçbir Kürt yapıyı görmeyerek PKK propagandası bile yapıyor. Gerçekleri görmezden geliyorlar. 15-16 Kürt partisi yok sayılıyor. Özgür Suriye ordusunda bulunan Kürtler bile hedef alınıyor” diye konuştu.
BİZİ PKK’YA HEDEF YAPIYORLAR
Canlı yayında medya’ya yönelik eleştirilerini sert ifadelerle dile getiren Miroğlu, “Bunlara itiraz ettiğimizde andınçlandıklarını iddia ediyorlar. Oysa biz bunları dile getirdiğimizde andınçlanıyoruz. Hem de PKK’ya andıçlatıyorlar. Hem hedef yapıyor hem de baskı uyguluyorlar. Kuzey Irak’ta, Suriye’de muhalif Kürtlerin başına gelenler ortada. Bugün PKK’nın dışında aydınları hedef alacak marjinal bir yapı, çete, ergenokvari örgütlenme kalmadı. Adam öldürme Türkiye’de bir tek grubun tekelindedir. O da PKK’dır. Dağa insan kaçırmak, polisin arkasına yaklaşıp kafasına sıkmak, imam infaz etmek, köylüleri öldürmek bir tek PKK’ da var. Ama böyle bir durumda bizlerin medya tarafından hedef alınması sorgulanmalıdır. Aynı kalemler, akademisyenler bazı programlarda, panellerde elinde silah olanları eleştiremedi. Panellerde şiddet politikalarına hiç değinilmedi. PKK’nın strateji gündeme getirilmedi. Aynı şekilde askerlerin benimsemediğimiz politikalarını yerden yere vuranlar Kürt silahlı örgütünü vesayetini neden konuşmuyorlar. Ne yani bizimde mi Kandile çıkmamız gerekiyor?” diye sordu.
ÇIKARLARI ÖRTÜŞÜYOR
Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci’nin sorularını cevaplandıran Miroğlu, “Şuanda liberaller ve ulusalcılar ile PKK’nın çıkarları örtüşüyor. Bunların umudu PKK… AK Parti’ye muhalif bütün kesimlerin umudu şiddet olayları oldu. Şiddet olayları ile hükümetin sarsılmasını bekliyorlar. AK Parti’yi yenememenin nefreti bu. Psikolojik harbe liberaller ve ulusalcılar destek veriyor. Oysa 90’lı yıllarda insanlar sokaklarda infaz ediliyordu. Tüm hakları ellerinden çalınıyordu. Bugün böyle bir durum yok. Bu gündeme getirilmiyor. Uzman olduğu iddia edilenler PKK’nın öldürdüklerini gündeme bile getirip, sorgulamıyorlar. Kandil’in politikalarını eleştiren bir tek yazılarına rastlamıyoruz. Uludere konusu evet önemlidir. Bu konuda tepkilerimi dile getirdim. Uludere sorgulanmalı. Ama Uludere konusunu gündeme getiren bazıları neden Gaziantep bombalı saldırısında aynı tepkiyi göstermiyor? Bu çelişkiyi yakalamak gerekiyor. Uludere’de koyduğumuz tepkiyi Gaziantep’de de göstermeliyiz” şeklinde konuştu.
ÖCALAN’A BU SORU SORULSUN
Bazı çevrelerin ise muhalif Kürtleri “devletin Kürdü” olarak tanımladıklarını hatırlatan Miroğlu, “Kim devletin kürdü kim değil aslında belli. Geçmişte bazı karakolların basılmasına, facialara, katliamlara baktığımız zaman işbirlikleri görebiliriz. Türkiye henüz konuşmadı. Demokratikleşme süreci umarım Fırat’ın ötesindeki sayfanın açılmasına da sebep olurda Türkiye bunları konuşmaya fırsat bulur. Köylerin yakılması, boşaltılması, faili meçhul cinayetler üç-beş kişinin işi değil. Bir derin ilişki sonucunda bunlar gerçekleşti. İnsanlığa karşı işlenen suçlar var. Bu suçların bir ayağında da İstanbul burjuvazisinin temsilcileri, medya var. 28 Şubat süreci gündemde ama PKK hiç konuşulmuyor. O dönemle ilişkin Öcalan’ın “Tansu Çiller’i bize öldürme teklifi yapıldı” şeklinde sözleri var. Neden kimse bunu sorgulamıyor? 28 Şubat gündemde iken Öcalan’a kimlerin Çiller’i öldürme teklifi yaptığı sorulmuyor. Bu atlanacak bir konu değil” dedi.
PKK, SURİYE VE İRAN İLİŞKİSİ
Suriye krizine ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulunan Miroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Suriye ile PKK ciddi bir ilişki içinde… Aynı şekilde İran ile PKK yakınlaşması da ortada. Sadece Suriye’de değil İran’da da PKK kampları mevcut. PKK’ya bölgede bir manevra alanı sağlandı. Suriye devriminin başlamasıyla birlikte İran’ın PKK politikası değişti. İran, Suriye ve PKK ayakta durmanın yolunun bir birine verecekleri desteğe bağlıyor. PYD, PKK ve Esed ordusu beraber yaşıyorlar. Etnik ve mezhepsel çatışma çıkartarak ayakta durmaya çalışıyorlar. Temel hedefte Türkiye’yi plan dâhilinde sıcak çatışmaya çekerek süreci derinleştirip, zaman kazanmak… Bir Vietnam beklentileri var. Ama şu bir gerçek bu son bir çırpınış. Tutmaz. Diktatörün 30- 40 bin kişinin öldürmesi sokağa dökülerek ‘savaş istemiyoruz’ diyenleri etkilemiyor. Esed’i destekleyen eylemler yapılıyor. Aynı gruplar şimdi savaş karşıtı sahte bir kimlikle karşımıza çıkıyorlar. Ama onların da etkileri tükenmek üzere…”
kanal5