Atila Altuntaş/Stockholm
1937’de Tunceli’de doğduğunu ifade eden Avukat Hüseyin Yıldırım, ‘’ 1969 yılında İstanbul Hukuk fakültesinden mezun oldum. 1981 Yılına kadar Ağırlıklı olarak Tunceli ve Güney Doğu’nun çeşitli illerinde Avukatlık yaptım. Şu anda İsveç VATANDAŞI olarak İsveç'te yaşıyorum. Üç adet kitabım yayınlandı. Bunlar sırasıyla; Diyarbakır zindanı, Ema Lenge (Fransızca, İsveççe ve Türkçe olarak yayınlandı) Halbori sevdası 'dır.’’
Ben 10 Ekim 1981 tarihinde Diyarbakır'da! Da tutuklandım. Elazığ ve Diyarbakır sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan çok sayıda devrimci ve yurtsever tutukluyu savunduğum için tutuklandım.
Bir ara ben Ahmet Türk Ve Nurettin Yılmaz 38. koğuşta birlikte kaldık. Ceza evinde kaldığımız süre içersinde çok ağır işkencelere ve hakaretlere maruz kaldık. Biliyorsunuz Nurettin Yılmaz 12 Eylül darbesinden önce Mardin milletvekiliydi hatta bir ara Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı adayıydı. Ahmet Türk de cunta öncesi Mardin millettekiydi, bu gün ise Demokratik Toplum partisinin genel başkanı ve milletvekilidir.
Şuanda Türkiye’nin çok önemli bir demokratik süreçten geçtiğini belirten Hüseyin Yıldırım’’, Türkiye’de önemli açılımlar yapılıyor. Türkiye demokrasi yönünde bu hükümetle çok önemli adımlar attı. Son günlerde bu süreci baltalama için, karanlık güçler devrede Kürt, Türk savaşı çıkarmak istiyorlar. Öncelikle yakın dostum Ahmet Türk’ün bu hükümete yardımcı olması lazım adres İmralı değil.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN YİĞİT BAŞBAKANI
Bana göre Recep Tayyip Erdoğan cumhuriyet tarihinin en yiğit başbakanı, Türkiye’nin bütün sorunlarının üstüne kararlılıkla gidiyor. Ben mesela Alevi Kürdüm bunlarda dindar suni Müslümanlar güya bunlar Türkiye’ye şeriat getirecekmiş o zaman ilk beni kesmeleri lazım. Ama ben kesinlikle inanmıyorum ve tüm Alevilerin Ak partiyi desteklemesini öneriyorum. Çünkü meclis çatısı altında ‘’Dersim’de analar ağladı Dersim’de katliam yapıldı’’ diyerek Seyit Rıza’nın sözlerini cumhuriyet tarihinde ilk kullanan yiğit başbakan olarak tarihe geçti. Zaten bunlar halkın arasından gelmiş insanlar halkın derdini bunlardan daha iyi kim bilebilir.
ERGENEKON DAVASI
Ergenekon davasını çok önemsiyorum, yıllardır birçok faili meçhul cinayetler bu davada çözülecek, yıllardır devleti geriden yöneten karanlık güçler birer, birer ortaya çıkacak hükümetin kararlılık ve cesur bir biçimde bu davanın üzerine gitmesini önemsiyorum.
KÜRT SORUNU VE ABDULLAH ÖCALAN
Yetmiş yılı aşan ömrümde çektiğim acılara, haksızlıklara rağmen karşılaştığım, hiç kimseye kin ve husumet beslemedim. Bana yirmi dokuz kuşun sıkanları, hastanede yaralı halde yatarken afettim. Keskin sirkenin küpüne zarar verdiği gibi, Politikada da kin sahibini kemirir bitirir. Ancak halkımızın bağrında derin yaralar açan, Öcalanın kanlı pratiklerine, halkımızın tarihi değelerine saldıran, Kafaları karıştıran, tahrifatlar yaratan söylemlerine şiddetle karsiyim. Öcalan, bütün bunların hesabini vermek zorundadır.
ÖCALAN KENDİNİ PEYGAMBER İLAN EDECEK
Güncel olan, sıkça tartışılan Kürt sorununda Kürt cephesindeki dağınıklık ve politikasızlığın tek sorumlusu Öcalandır. Kandil beni temsil edemez, Ahmet Türk beni temsil edemez diyen, her şeyi kendisine bağlayan Öcalandır. Diğer taraftan Kişisel çıkarlarını halkımızın çıkarlarının önüne koyan da Öcalandır. Her görüşmede, Sağlık Sorunlarını dile getiren, önüm açılsın diyen, kadınlara selam yollayan Öcalanın bu söylemlerinin politik bir değeri yoktur. Kişisel özlem ve endişelerini dile getirmektedir. Geçmiş ve günümüz bilim adamlarını, politikacılarını eleştiren, hepsini aştığını, dünyayı yönetecek yüzyıl bilgi ürettiğini söyleyen Öcalan, buyursun Avrupa birliğini, ABD yi yönetsin. Kendisine başarılar diliyorum. Ancak Öcalan Kürt halkinin yakasından ellerini çekmelidir. Halkımızın bağrında Açtığı derin yaraların hesabini vermelidir. Halkımızın Tepesinde bir Kıral ailesi türedi. Öcalan İmralıdan Fetva üstüne Fetva veriyor. Prens Osman Güney Kürdistandan Türk Devletini, Türk Ordusunu kutsayan mesajlar yolluyor. Göbeğinde Öcalan'ın yazılı küçük Prens Mehmet, DTP Kongresinde herkese üstünlük taslıyor. Hava Bacı büyük bir gururla herkese el öptürüyor. Kürt politikacı ve Aydınları bu tabloya bakmalı, utanç duymalıdır. Bu durum böyle devam ederse, yakında Öcalan, kendisini peygamber ilan edecektir.
CHP’NİN DERSİM GAFI
CHP eskiden beri devlet politikaları izleyen statükücü bir parti. Buzaman kadar Alevileri kandırıyordu. Öymenin TBMM çatısı altında yaptığı dersim gafıyla nasıl bir parti olduğu oratya çıktı. Zaten Türk Devletinin 1938 den günümüze kadar Dersime bakış açısı hiç değişmedi. Dersimi Devlete karşı potansiyel bir tehlike olarak gördü. Ben bu bakış açısının canlı tanığıyım. 1982 yılının Ekim ayında, Diyarbakirda polis soruşturmasındaydım. Işkence seansından yeni çıkmış, vucudum ATEŞLER içinde, her tarafım titriyordu. Gözlerim pis kokan siyah bir bantla bağlıydı. Biri bileğimden tuttu, yan odaya götürüp bir sandalyeye oturttu. Karşımda yüksek düzeyde bir sorumlu olduğunu tahmin ettiğim biri, 'merheba Hüseyin Bey' dedi. Çok gergindim. 'Bir saat önce bana Yavsak diye hitap ettiler. Şimdi Bey mi oldum? "Dedim. Karşımdaki bir müddet sessiz kaldıktan sonra, 'Hüseyin Bey, siz Tunceliler neden bu kadar Devlete düşmansınız?' Dedi. Ve ben, Türk Devletinin Dersim hakkındaki düşüncesini resmi ağızdan dinlemiştim. Dikkat edilirse, Dersimde askeri kışlalar, asimilasyon amaçlı okullar yollar, jandarma ve asker dışında, devletin varlığını işaret eden başkaca bir işaret yoktur.
AHMET ALTAN VE EKREM DUMANLI’YI ÇOK SEVİYORUM
Türkiye’de yazılarını takip ettiğim iki tane cesur ve yürekli yazar var. Biri Taraf yazarı Ahmet Altan, diğeri Zaman gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı, bu iki gazete Türkiye’nin demokratilleşme yönünde ki adımlarına güzel ve cesurca katkı koyuyorlar kendilerini kutluyorum.