Eski Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Salih Bayraktutan, 1985-87 yılları arasında California Üniversitesi'nden Dr. John Baumgardner ve ekibi ile yaptıkları araştırmalarda Nuh'un gemisi olarak düşündükleri bir kütlenin Ağrı silsilesi içinde bulunan Doğubeyazıt'taki Telçeker mevkiinde olduğunu söylüyor. Bayraktutan'a göre çekilen uydu fotoğrafları, yapılan arazi taramaları geminin burada olma olasılığını kuvvetlendiriyor.
Hong Kong'da yaptıkları basın açıklaması ile Nuh'un gemisini bulduklarını iddia eden Hong Konglu ve Türklerden oluşan araştırma ekibine 1985 yılından beri bölgede araştırmalar yapan Türk bilim adamından yalanlama geldi.
Salih Bayraktutan, Nuh'un gemisinin iddia edildiği gibi Ağrı Dağında değil dağın karşısındaki Doğubayazıt ilçesi Telçeker mevkiinde olduğunu söyledi. Geminin kasıtlı olarak Ağrı Dağı'nda bulunduğunun ileri sürüldüğünü aktaran Bayraktutan, gösterilen tahta parçalarının da araştırma ekibi tarafından söylenen yere konulmuş olabileceğini aktardı. Bayraktutan, Hong Konglu ekibin 4-5 yıl önce bölgeye geldiğini hatta kendisine de ekibe katılması yönünde teklifte bulunulduğunu ancak Ağrı Dağında böyle bir kalıntının olacağına inanmadığı için kabul etmediğini kaydetti
1985-87 yıllarında yaptıkları araştırmalarda önemli bulgulara ulaştıklarını ancak destek alamadıkları için çalışmalarının yarım kaldığını söyleyen Bayraktutan araştırmalarını şöyle anlattı: "Belirlenen gemi şeklindeki kara kütlesinin üzerinde araştırmalar yaptık. Kütlenin üzerinde değişik yerlerde sondajlama yaptık, önemli bilgilere ulaştık. Yeraltı radarlarıyla yaptığımız ölçümlerde de her üç metrede bir sinyal aldık. Bu insan kalıntısıdır ya da gemiye ait bir metal parçadır. Çünkü kütlenin etrafında da ölçümler yaptık ancak herhangi bir sinyal alamadık. Uydudan çekilen görüntüler geminin şeklini ortaya çıkarıyor. Uydudan belirlenen görüntülere göre geminin büyük bir kanaldan değişik zamanlarda kayarak yer değiştirdiği ve kanalın daralan ucuna takılıp kaldığı ortaya çıkıyor."
Salih Bayraktutan mevcut olan gemi şeklindeki kütlenin 1948 ve 1949 depremlerinde ortaya çıktığını ve kaydığını belirtti. Bayraktutan kütlenin bulunduğu mekanın hemen yanı başından bir fay hattının geçtiğine de dikkat çekti.
Nuh'un gemisinin bulunduğu yerin Ağrı Dağı'nın tepesi olduğu yönünde görüşler de çoğunlukta. Bayraktutan'a göre ise geminin Ağrı Dağı'nda olmasının mümkün olamayacağı. Buna gerekçe olarak da Ağrı Dağı'nın genç volkanik bir dağ olmasını gösteren Bayraktutan kesin olarak konuşuyor. Bayraktutan, Ağrı Dağı'nda kendisinin de araştırma yaptığını belirterek: "İddia edildiği gibi o bölgede ahşap bulunacağını düşünmüyorum. Ağrı Dağı genç bir volkan konisi. Volkanik faaliyetler yakın zamana kadar hep devam etmiş. Tufan'ın ise yaklaşık 7 bin 500 yıl önce meydana geldiği tahmin ediliyor. Dolayısıyla volkanlar sonucu çıkan lavların bir cismi tepesinde barındırması mümkün değil. Çünkü cisimler parçalanır ya da yok olur. Ağrı Dağı volkanı ise yakın zamana kadar hareket halindeydi. Bu yüzden Ağrı Dağı'nın prizma şeklindeki tepesi yok. Dağda hâlâ sıcak sular çıkıyor, bu da genç volkan olduğunu gösterir. Dağın tepesindeki buzul ise krater oluşumu sonucunda ortaya çıkmıştır. Büyük ihtimalle bazı amaçlarına delil oluşturmak için uğraşıyorlar." ifadelerini kullanıyor.
Ağrı Dağı'nın volkanik bir dağ olmasına rağmen bir çok yabancı bilim adamının Nuh'un gemisinin ısrarla Ağrı Dağı'nda bulunduğunu ileri sürmesinde iki sebepleri olduğunu ileri süren Bayraktutan, "Birincisi Hıristiyanların kutsal kitabı İncili doğrulamak ve buraların Ermeni toprağı olduğunu ispatlamak. Özelikle Amerika'daki Ermeni lobisinin sadece Ağrı Dağı değil tüm Doğu Anadolu'da emelleri var. Buralardan kendilerine ait olduğuna dair kanıtlar üretmeye çalışıyorlar. Hatta gelen ekiplerin içerisinde Hz Nuh Peygamberin bile Ermeni olduğunu iddia edenleri gördüm. Ağrı dağında sahte kanıt üretenler bile var." diye konuştu.
Ağrı'daki yetkililerinde Hong Kong ekibini doğrular nitelikte konuşmasını değerlendiren Bayraktutan, "Onlar bölgenin cazibe merkezi olmasını dolayısıyla turizmi düşündükleri için böyle konuşmuşlar. Bence bizim araştırma yaptığımız kütle turist çekmek için yeter. Zaten bahsettiğimiz yer Ağrı Dağ'ını en iyi gören bir yer. Bu konu insanlığa ait. Bu mevcut verileri değerlendirilerek esaslı bir araştırma yapılmalı. Bizim projemiz desteklenseydi bütün ayrıntılara ortaya koyacaktık ama olmadı." şeklinde konuştu.
Söz konusu ekibin Hong Kong'da yaptıkları basın açıklamasında, Ağrı Dağı'nda 4 bin metre yükseklikte, 12 metre boyunda, 5 metre yükseklikte bir yapı bulduklarını, hatta yapının içerisine girip araştırma yaptıklarını açıklamış, bu yapının Nuh'un Gemisi olduğunu öne sürmüşlerdi. Gruptakiler, ayrıca, yaptırdıkları karbon testleri ışığında, aldıkları parçaların 4800 yıllık geçmişe sahip olduğunu, bu tarihin kutsal kitaplarda Nuh Tufanı'nın oluştuğu tarif edilen dönemle uyuştuğunu iddia etmişlerdi