Şirin Ebâdî’nin Ayetullah Muntazırî’nin vefatı dolayısıyla yayınladığı mesajı
“Seni desteklemedeki eksikliğimizi İran tarihi telafi edecektir.”
Baba beni affet! Çünkü zulümşahi rejime karşı mücadele verdiğin zorlu yıllarda sana yardımcı olmadım. Zira Ortadoğu’nun en donanımlı ordusuna sahip bir devletin birkaç dinadamının feryadıyla yıkılmayacağını sanıyordum eblehçe -kesinlikle hatırlayacaksın, devrimin zaferine birkaç ay kalana dek bile şaha muhalif dinadamı sayısı ne kadar azdı-. Belki de korkudan böyle düşünüyordum ve kayıtsızlığımı izah etmek istiyordum.
Baba beni affet! Yıllar süren zindan hayatına ve işkencelere tahammül gösterdikten sonra özgür kaldığında tebrik etmek üzere ellerinden öpmeye gelmedim. Zira cahildim. Zindanda senin mahkumların sığınağı olduğunu bilmiyordum. Mücadeleci Müslüman ve devrimci solcu grupların birbirine yakınlaşmasında oynadığın önemli rolü bilmiyordum.
Baba beni affet! Ayetullah Humeyni’nin yanında Tahran’a döndüğün ve devrimin liderinin en önemli siyasi müşaviri olduğun zamanlar senin dirayetini ve keskin zekanı görmezden gelmiştim. Sözlerinin anlamını kavrayamamıştım.
Baba beni affet! 1985 Kasım’ında Rehberlik Âkiladamlar Meclisi’nin kararı uyarınca İmam Humeyni’nin halefi ve İran’ın müstakbel lideri olarak seçildiğinde seni tebrik etmek üzere yanına gelmedim. Çünkü dini dünyaya sattığını sanıyordum. Seni yönetici olmaktan ziyade, mücahit ve mücadeleci biri olarak görmeyi daha çok istiyordum.
Baba beni affet! Siyasi tutukluların öldürülmesine itiraz ettiğin ve devletin yanlış icraatına eleştirilerini alenen açıkladığın 1987-88 yıllarında konuşmanı işitmiş olmama rağmen herhangi bir tepki vermedim.
Baba beni affet! Yıllarca ev hapsinde kaldın. Ama İran’ı pençesine alan ölüm sessizliği ve gırtlağımıza çöken hafakan sebebiyle mazlumiyetine çığlıkla karşılık vermedim, zalimleri teşhir etmedim.
Baba hakkını helal et! Ne zaman cevap bulmakta zorlansam senin ilim harmanından azık tedarik ettim. Hatta izzet içinde geçen ömrünün son gününde bile senden fetva aldım.
Sana baba diyorum. Çünkü siyasi tutukluları desteklemeyi senden öğrendim. Öyle ki onlar yüzünden bütün resmi makamlardan ve hatta İran İslam Cumhuriyeti devletinin yüksek liderliğinden vazgeçtin. Sana baba diyorum. Çünkü zalime karşı şiddete başvurmadan mazlumu nasıl savunacağımı senden öğrendim. Mazlumun sessiz kalmasının zalime yardım olacağını, dolayısıyla sessiz kalmamak gerektiğini de senden öğrendim.
Baba, sana talebelik ve evlatlık yapamadıysam da senden çok şey öğrendim.
Sen İran’da “insan hakları”nın babasısın ve benim gibi milyonlarca evladın ve müridin var. Kadir kıymetinin bilinmesine ve teşekküre de ihtiyacın yok. Ama hepimiz hakkını ödemede eksik kaldık ve kusurluyuz.
Babamız bizi affet! Çünkü sen büyük insansın. Baba, evlatlarının eksikliğini tarih telafi edecektir. Tarih, sana reva görülen zulüm hakkında ve senin özgür biri olman üzerine kitaplar yazacaktır. Sen, hatıralarda diri durdukça adalet ve insanlık diri olacaktır.
Milyonlarca müridin ve talebenden biri
Şirin Ebadi
21 Aralık 2009, Tahran
Tercüme: Kenan Çamurcu