Lieberman, partisi İsrael Beiteniu'nun (Evimiz İsrail) grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce Lübnan ziyareti sırasında yaptığı konuşmaya atıfta bulundu. Lieberman, "Biz kendimizi tutmaya çalışıyoruz, ama İsrail'in kum torbasına çevrilmesine de müsaade edemeyiz" diye konuştu.
İstanbul'da İsrail'in protesto edildiği Mavi Marmara gemisinin karşılanmasıyla ilgili olarak Türkiye'deki kurumlardan bir ses çıkmadığını söyleyen Lieberman, "Bu, tahammül edilebilecek bir durum değil. Biz kendimizi tutmaya çalışıyoruz. Ama biz sessiz kalırken, diğer tarafın herşeyi yapabilir olmasını kabul edilebilir bulmuyorum. Neredeyse, yakında İngiliz mandasını geri çağırmak durumunda kalacağız" dedi.
Karmel dağlarında çıkan yangını söndürme çalışmalarına yardımları için Türklere teşekkür ettiklerini söyleyen Lieberman, İsrail'in de 1999'daki depremde de Türkiye'ye yardım ettiğini kaydetti.
"BİLİNMEDİK ŞEYLER SÖYLEMEDİM"
Lieberman, dünkü konuşmasıyla ilgili İsrail medyasında yer alan yorumlara da şaşırdığını ifade ederek, "Bu, herkesin inandığı şeyleri söylediği kapalı bir toplantıydı. O toplantıda, her zaman söylediğimden daha farklı ve bilinmedik şeyler söylemedim" dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı, ayrıca Filistinliler ile barış süreci konusunda sert eleştirilerini sürdürdü. "Ortada sorular, şikayetler var... 'Niçin oturmuyoruz, niçin konuşmuyoruz' deniliyor. İsrail konuşmak için elinden gelenin fazlasını yaptı.. İsrael Beiteniu da elinden geleni yaptı" diye konuştu.
Netanyahu'nun hükümet politikasını anlatırken ilk kez iki halk için iki devlet politikasını dile getirdiği Bar İlan'daki konuşmasını hatırlatan Lieberman, sözlerine şöyle devam etti: "Bar İlan'da iki halk için iki ülke konusu vardı ki, çok da basit değil... Ondan sonra (Batı Şeria'daki) inşaatlarda 10 aylık yasak kararına destek verdik. Burada soru, sonuçta ne elde ettiğimizdir... Eğer Filistinliler konuşmak istiyorlarsa, buyursunlar. Ama istemiyorlarsa, o halde buna ihtiyaç da yok."
Lieberman, konuşmasında devamla "Belki burada da İsrail'in bir kum torbası haline dönüştürülmesini isteyen bir arzu mevcut. Ben İsrail'in bir kum torbası olmasını istediğimi sanmıyorum. Kendimizi tutabileceğimiz yerde tutarız, tutamayacağımız yerde de cevabını veririz" dedi.
İsrail bütçesinin meclisten geçmesinde bir kriz olmayacağı umudunda olduğunu söyleyen Lieberman, "Biz kriz ve sürtüşme aramıyoruz. Ancak, menfaatlerimizden, halka verdiğimiz taahhütlerden ve bize yazılı olarak (koalisyon için) verilen sözlerden de vazgeçmeyeceğiz. Umarım, kimse kriz ve sürtüşme siyasetine gitme yolunu benimsemeyecektir" sözleriyle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu hedef aldı.
"NETANYAHU, LİEBERMAN'I DURDURMALI"
Öte yandan, İsrail kabinesinin İşçi Partili üyelerinden Sanayi ve Ticaret Bakanı Binyamin Ben-Eliezer de Lieberman'a ve söylemlerine karşı çıktı.
Ben-Eliezer, İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, Lieberman'ın hükümeti temsil etmemesi gerektiğini ve Başbakan Netanyahu'nun da Lieberman'ın hükümeti bağlamayan görüşlerini açıkça ifade etmesi, durdurması gerektiğini söyledi.
Bakan Ben-Eliezer, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi gerektiğine inanmadığını belirtmekle beraber, Türk hükümeti ile iyi ilişkilerin sürdürülmesini, İsrail için çıkarların en iyisi olarak tanımladı.
İsrail'in anamuhalefet partisi Kadima'nın lideri Tzipi Livni de Netanyahu'yu eleştirerek, "Netanyahu'nun Lieberman'dan sorumlu olduğunu" belirtti.
Livni, Lieberman'ın Türkiye'ye karşı sert eleştirilerinin, Netanyahu'nun konuyla ilgili tutumu karşısında ciddi bir problem yarattığını kaydetti.