AK Parti-Cemaat savaşının 'cemaat' kanadında yer alan Nazlı Ilıcak'ın bugünkü köşesi akıllara 3 yıl önce Sabah gazetesinde yazdığı bir yazıyı getirdi.
İki yazıyı yan yana koyunca Ilıcak'ın nasıl bir dönüş içinde olduğu da ortaya çıktı.
Konu kuşkusuz Başbakan Erdoğan'ın ses kaydı ve ses kayıtlarının montaj olup olmadığı...
3 YIL ERDOĞAN'I ÖRNEK GÖSTERMİŞTİ
Bugünlerde Erdoğan'ın ses kasetlerinin montaj olmadığını ısrarla dile getiren Ilıcak, 28 Ağustos 2011 tarihli Sabah gazetesinde Türkiye’ye büyük bir “ses montajcısı”nı tanıtmış, yaptığı işe örnek olarak da BaşbakanErdoğan adını vermişti.
Bakın şu olay cümlelere:
“Zeynep’in, Cambridge’de, teknolojiyi birlikte geliştirdiği bir grubu vardı. Ses sentezleme sistemlerini bir çok alanda uyguladılar. Ne yapabileceklerine bir örnek vermek gerekirse: Sözgelimi, Tayyip Erdoğan’ın ses kayıtlarını alıp, iyice temizleyebilirler. Toplanan bu verilerden hareketle, onun gırtlak ve ağız modelini makinede yaratıp, yazılan herhangi bir metni, makinenin Tayyip Erdoğan’ın sesiyle okumasını sağlayabilirler. Kelimeleri bir araya getirip, yeni söylemler oluşturmuyorlar; modeli istedikleri gibi konuşturabiliyorlar. Ayrıca, sözleri, öfkeli ya da duygusal bir havada aktarabiliyorlar.”
BUGÜN 180 DERECE DÖNDÜ
3 yıl önce okurlarına bu satırları yazan Nazlı Ilıcak bugünkü yazısını kaleme alırken geçmişte yazdıklarını unutmuş görünüyor.
Star gazetesinin geçen hafta yayınladığı '7 bin kişilik dinleme' listesini eleştiren Ilıcak, Bugün gazetesindeku köşesinden şunları yazdı:
Meselâ TİB'de hiçbir zaman ses kaydı tutulmaz ve ses kayıtlarının kâğıda dökülmüş şekli olan tapeler bulunmaz. TİB dinlemeye aracılık eder. "Log kayıtları" vardır ki, buna"sistem bilgileri" denir. Bu da hangi telefonla hangi telefon, hangi saatte irtibatlıydı, GSM operatöründen kaç megabayt ses geçti, dinleme izni verilen Emniyet Organize Şube'ye ya da MİT'e kaç megabayt gönderildi... Eğer, dinleme kaydını ihtiva eden dijital belgede montaj, dublaj, eksiltme, çoğaltma gibi en ufak bir değişiklik yapılırsa, bu durum megabayt farklılığından ortaya çıkıyor ve (h) değeri düşüyor. Böylece sahtecilik ispat edilebiliyor.
Log kayıtları, dijital bir sistemde, bir bilgisayarda yapılan bütün işlemleri gösteren kayıtlar. Meselâ Emniyet'te hangi personel, hangi şifreyle girmiş sisteme ve hangi numarayı sorgulamış. Bunun izleri, log kayıtlarında görünüyor. Bir örnek vermek gerekirse, Uğur Dündar'ın eşinin sık sık yurtdışına gittiği medyaya yansımıştı. Hemen Emniyet Polnet sistemindeki log kayıtları incelendi. 67 personelin sisteme girip, yurtdışına çıkış bilgilerini sorguladığı ortaya çıktı. Böylece sorumlular tespit edilebildi.
Bu arada log kayıtlarını hiçbir iz bırakmadan ancak özel şifreye sahip kişilerin silebileceği, bunların da sayısının 2 ya da 3'ü aşmayacağı belirtiliyor.
MONTAJ MI DUBLAJ MI GÖRÜRÜZ!
Kaldı ki, Star'ın haberine göre, sadece 2012'ye kadar olan TİB kayıtları silinmiş. Bizi ilgilendiren ise, 2012 ve 2013 yılına ait bilgiler. Özellikle 17 Aralık 2013 sabahı Başbakanile oğlunun görüşmesi, log kayıtlarıyla teyit edilebilir. Böylece biz de, montaj, dublaj ya da bir komployla karşı karşıya olup olmadığımızı anlarız.