Geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı Gül'ün Paris ziyareti sırasında bir sergi açılmıştı, Fransa'nın göbeğinde... Bizans'tan İstanbul'a sergisınin açılışını Sarkozy ile Gül beraber yaptı.
Serginin küratörü Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer'di... Ölçer; İstanbul’un anlatıldığı sergi için Topkapı Sarayı'ndan altın kaplamalı tahtı istedi. Ancak Topkapı Sarayı'nın patronu sayılan Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan izin çıkmadı...
Nazan Ölçer; bu kavgayı Radikal Gazetesi'ndeki röportjında anlattı... Ölçer “Osmanlı bölümü için Topkapı Sarayı sorun çıkarmamıştır herhalde. Ne de olsa İlber Ortaylı kankanız” sorusu üzerine bakın nasıl yanıt verdi:
KISKANÇLIK YAPTI, TAHTI VERMEDİ
“Kıskançlık içinde... Saklamıyor da bunu. Ağzıyla, 'Ben bu sergiyi sabote etmesini bilirdim ama' dedi... En zoru Topkapı oldu. İstediğim bir sürü şeyi veremediler. 16. yüzyıla ait o tahtı. Taht gerekirdi. İstanbul bir devlet yönetim yeri. Öte yandan İstanbul, Bizans zamanında kuyumculuk ve sanatkarlık merkezi, Osmanlı'da da öyle. Taht, Roma İmparatorluğu'ndan sonra devletin yönetildiği Topkapı'yı anlattığı kadar bu zanaatın sürdüğünü de gösterecekti.”
Nazan Ölçer'in İlber Ortayllı'yı kıskançlıkla suçladığı bu sözlere Hoca'dan cevap gecikmedi..
İlber Ortaylı, Sadrazam İbrahim Paşa Sarayı'nı çekip çevirdiği için “Kethüda Hanım” dedikleri Nazan Ölçer'e milliyet'teki köşesinden yanıt verdi..
HER PANAYIRA KOŞTURULACAK DÖNMEDOLAP DEĞİL
“Gazete sütunlarında dedikodu yapmasınlar. Nazan Ölçer’in niteliklerini benim kadar hiç kimse vurgulamaz ama dost olarak bağrıma basamayacağım bir insandır” dedi ve ekledi: "O taht, dönmedolap gibi her panayıra koşturulacak bir nesne değildir."
İlber Ortaylı “Lafını Bilmez Dostumuz’a” başlıklı yazısında “Benim ne derecede dostum olan bir kişi, bilemiyorum” dediği Nazan Ölçer’in Avrupa’nın bir numaralı müze müdürü olduğunu yazmaktan da duramadı.
DAHA ÖNCE PARİS'E GİTTİĞİNDE ZARAR GÖRMÜŞTÜ
Son 20 yılın içinde Topkapı Müzesi’nden Fransa'ya dördüncü defa eşya gittiğini anlatan İlber Ortaylı bundan önceki Paris Versailles sergisine gönderilen altın tahtın içindeki ahşap aksamın çürüdüğünü, vitrinlerde rutubet tertibatı kurulmadığı için de yazmaların tahrip olduğunu söyledi. Selefi Dr. Filiz Çağman’ın isteği üzerine son sergiye yine de eşya verildiğini belirten İlber Ortaylı “Bu sefer Louvre'cularla Nazan hanım geldiğinde kesin söz aldım. Doğrusu bizim eserler hem Louvre'dan hem Grand Palais'ten nasıl döner, diye merak ediyorum. İnşallah bu sefer eşyalar doğru dürüst dönecektir” dedi.