Mustafa Şentop, "Komisyonda bir milletvekili konuşuyor. Biz onunla muhatap oluyoruz, anlaşıyoruz. Ertesi gün başka bir vekil geliyor. ‘Dünkü maddeyi bir daha görüşelim’ diyor. Bir daha görüşüyoruz. Onu da ikna ediyoruz. İki gün sonra başka bir vekil geliyor. Komisyondaki 3 milletvekilini de ikna ediyoruz, ama bitmiyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda mesafe alamayışımızın sebebi bu. CHP parti görüşü üretemiyor." diye konuştu.
AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığı 4. Bölge Toplantısı Seyhan Oteli’nde gerçekleşti. Adana Mersin ve Osmaniye’den partililerin katıldığı toplantının açılışında konuşan Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’nun “Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında biz çok ciddiyiz. Oraya partimizin en değerli üç milletvekilini gönderdim.” sözlerini hatırlattı. Bu milletvekillerinin 5 Nisan günü CHP’nin anayasa ile ilgili son önerilerini verdiğini belirten Şentop, “CHP Genel Başkanı başta olmak üzere parti üyeleri aylardır, ‘Mevcut 1982 Anayasası'nın ilk üç maddesine dokunmayız, dokundurtmayız’ diyor. Biz 1982 Anayasası'nda bir değişiklik yapmış olsaydık bu konu konuşulabilirdi. Ama yeni bir anayasa yapıyoruz. Hiçbir zaman 1982 Anayasası'nda madde nasılmış ona göre bir şey yazalım mı diye düşünmedik. Şimdiye kadar yazılan 140 maddenin hiç birinde 1982 Anayasası'na bakmadık. Gayet tabi 1., 2. ve 3, maddelerine de bakmayacağız. Çünkü yeni anayasa yapıyoruz.” diye konuştu.
CHP’nin 5 Nisan’da sunduğu öneride anayasanın 2. maddesinde yazılan “İnsan haklarına saygılı devlet” ifadesi yerine “İnsan haklarına dayanan devlet” değişikliğini yaptığını dile getiren Mustafa Şentop, şöyle devam etti: “Bize göre doğru. Biz zaten böyle önerge vermiştik. Hani ilk üç madde değişmeyecekti? Bir kelime değişti. Bir kelime ile 5 kelime arasında ne fark var? Sonra Süheyl Batum, ‘22 ulusalcı’ milletvekiliyle toplantı yaptı. ‘Biz ilk üç maddeyi değiştirmeyiz.’dedi. Gazeteciler ‘2. maddeyi değiştirdiniz’ diye hatırlattıklarında ‘sehven yapılmıştır’ cevabını verdi. Komisyonu’nda CHP aslında tam bir komedi. Orada geliyor bir milletvekili konuşuyor. Orada biz onunla muhatap oluyoruz, anlaşıyoruz. Ertesi gün başka bir vekil geliyor. ‘Dünkü maddeyi bir daha görüşelim’ diyor. Bir daha görüşüyoruz. Onda ikna ediyoruz. İki gün sonra başka bir vekil geliyor. Komisyondaki 3 milletvekilini de ikna ediyoruz, ama bitmiyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda mesafe alamayışımızın sebebi bu. CHP parti görüşü üretemiyor. Genel başkanı da dâhil, partinin temsil etiği belli değil. Bu bakımdan CHP aslında bir siyasi parti değil, AK Parti müzmin muhaliflerinin bir araya geldiği bir çatı. Parti içinde Süheyl Batum gibi çok farklı kişiler var. Bu insanları bir siyasi partinin çatısının altında toplamak mümkün değil. Ancak yakın akrabaların doğum günü partisinde bir araya gelebilirler.”
Bugün Silivri’de yargılanan sanıkların 2004–2005’te AK Parti hükümetini devirmek için bir takım komplolar içine girdiğini anlatan Şentop, “Aralarında muvazzaf subay ve generaller var. 1. Ordu Komutanlığı yapmış bir şahıs birinde mahkum oldu, diğerinde davası devam ediyor. O dönemde siyaseti dar alana hapis eden, bunun dışına çıkmasına imkan vermeyen bürokratik oligarşik yapının kendi konumunu koruması ve siyaseti boğması gayretleriydi, bunlar. AK Parti bunlara karşı siyasi ve hukuki mücadele verdi. 27 Nisan bildirisine verilen cevabı hatırlayalım. Bunlar kolay değil. Türkiye siyasetinde şapkayı alıp kaçmak; bıraksa mıydım, diye arkada kahramanlık gösterisi yapmak modadır. Ama bu yapılmadı, kuru gürültüye pabuç bırakılmadı. Zaman içinde siyasetin alanı genişletildi, vesayetçi sistemin alanı daraltıldı. Bu olmadıkça siyasetin Türkiye’nin temel meseleleriyle ilgili çözüm üretebilmesi mümkün değil.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’yi de eleştiren Şentop, onların iktidarı döneminde de İmralı ile görüşmelerin yapıldığına dikkat çekti. Eskiden hükümetin asker, sivil ve istihbarat bürokratlarının yaptığı bu görüşmelerin içeriğinden başbakan ve başbakan yardımcılarının haberinin olmadığını savunan Şentop, şunları söyledi: “O dönem öyleydi. Onun onlar bürokratlar görüşünce bu iş bitti zannediyorlardı. Halbuki şimdi öyle değil ki…O vesayetçi anlayış bitti. AK Parti vesayetçi bir anlayışla hareket etmiyor. Yine onların dönemindekiler İmralı ile görüşüyor. Fakat bu konudaki kararı siyaset veriyor. Çözüm süreciyle ilgili milletin yüzde 58’lik desteği var. En düşük bölgelerinde bile destek yüzde 44 civarında. Süreç ilerledikçe bu destek oranı artacak. Ama bir endişe var: Acaba bir pazarlık mı var? Bahçeli, bunu kaşımaya çalışıyor. Bürokratlar pazarlık yapabilir. Bir sorumluluğu yok. Ama siyasetçi için böyle bir ihtimal yok. Bir memlekete memleketin asıl sahibi ihanet eder mi? AK Parti memleketin her tarafından yüzde 50’nin üzerinde oy almıştır. Milletin hassasiyetleri bizim hassasiyetimizdir. Bu süreçte hiçbir şekilde pazarlık yoktur. Biz terör örgütünün eşit bir muhatabı değiliz ki… Devlet intikam hisleriyle hareket etmez. Sonuç itibariyle orada yaşayanlar teröristte olsa da bu ülkenin vatandaşlarıdır. Devlet terörist gibi hareket etmez. Devlet gerekirse vatandaşlarına suçlu muamelesi yapar. Bölge ve dünya şartları itibariyle gelinen noktada çözüm sürecinin en büyük çerçevesi ve iklimi oluşturulmuş durumda.” Toplantıya AK Parti Adana Milletvekilleri Necdet Ünüvar, Fatoş Gürkan, AK Parti İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı ve çok sayıda partili katıldı.