Gazetenin elde ettiği belgede, yetkililerin suçsuz Müslümanların siyasi ve dini görüşlerini gizlice öğrenmeye çalıştığı, kişinin sağlık durumu, cinsel hayatına ilişkin kişisel bilgilere ulaştığını gösteriyor.
Belgede ayrıca, bu kişisel bilgilerin ilgili kişiler 100 yaşına varıncaya kadar tutulduğunu gösteriyor.
The Guardian, programın 'radikalizmi önleme' adı altında gerçekleştirildiğini ancak farklı hedeflerin amaçlandığı yorumunu yaptı.
Olaya tepki gösteren Liberty adlı düşünce kuruluşu direktörü Shami Chakrabarti, olayın İngiltere tarihinde en büyük casusluk olayı olduğunu söyledi. Chakrabarti, yapılan casusluğun kişilerin hareketlerini değil inançlarını hedef aldığını belirtti.
İngiliz hükümeti ve güvenlik yetkilileri, 140 milyon Sterlin'e mal olan programın Müslümanları hedef aldığı yönündeki iddiaların yalan olduğunu açıkladı.
Ancak programın sürdürülmesinde aktif rol oynayan yetkililere ulaştığını yazan The Guardian, yetkililerin bu programın Müslümanların düşünceleri ve inançları hakkında gizli bilgi toplamayı da kapsadığı görüşlerini aktardı.
Programın uygulandığını örnekleriyle açıklayan The Guardian, İngiltere'nin kuzeyinde bir öğrencinin Gaza konulu bir seminere katıldığı ve semineri veren öğretim görevlisi tarafından polise 'aşırı İslamcı' olarak rapor edildiğini ancak gerçekte böyle olmadığını yazdı.
Bir diğer örnekte ise, Londra'nın doğusunda bir okulda 9 yaşındaki bir Müslüman çocuğun yanı sıra Blackburn şehrinde 80 Müslüman'ın yine aşırı radikal olarak güvenlik birimlerine rapor edildiğini vurguladı.
Gazetenin haberi üzerine bir açıklama yapan İngiltere İçişleri Bakanlığı, "Terörizmi önleme kavramının casusluk olduğunu belirten ifadeler yanlıştır. Terörizmi önleme, toplumla birlikte çalışarak teröre neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır."açıklamasını yaptı.