Kalabalık bir grup, Nil kıyısındaki Shepheard Oteli’ne girmek için, devam eden bir siyasi toplantının yapıldığı salonun önündeki korumalarla tartışıyor.
Laik siyasi liderler, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından gelecek için planları masaya yatırdıkları toplantıda, Eylül ayındaki parlamento seçimlerinde yeni kurulan partilerinin ortak bir cephe açıp açamayacağını tartışıyor.
Şık giyimli, çoğu üst sınıflardan olan dinleyiciler, kurdukları yeni partiyle örgütlenme açısından liberal güçlerin çok ötesinde olan Müslüman Kardeşler’e yönelik eleştirileri alkışlıyorlar.
Dinleyiciler, İslamcıların söyledikleri gibi sivil bir devlete bağlı kalıp kalmayacağını merak ediyor. Genç bir konuşmacı, “Çabalarımızı ortaklaştırmalıyız. Müslüman Kardeşler yarışa diğer partilerin önünde başladı” diyor.
Mübarek’in 30 yıllık iktidarının sona ermesinin ardından geçen dört ayda, Arap dünyasının en büyük nüfusuna sahip ülkesinde mücadele devam ediyor. Ortak amaçlar, yeni gelişen demokrasinin gerçekleriyle beraber devrim sırasında ortaya çıkarken, İslamcılarla liberal güçler arasındaki savaş da belirsizleşti.
Mısır’da 25 Ocak devriminin belirli bir rengi yoktu. İslamcılar, gençlerin öncülüğündeki bir ayaklanmada çok sayıdaki toplumsal güçten sadece biriydi. Ancak yaklaşık 80 yıl boyunca baskı altında kalan Müslüman Kardeşler’in, diğer protestoculara göre daha fazla deneyime sahip olma avantajı vardı.
Diktatörlükten yeni çıkan bir ülkede seçmenlerin tercihlerini tahmin etmek zor, ancak birçok kişi Müslüman Kardeşler’in etkisiyle ülkenin dış politikada daha popülist, daha İsrail karşıtı, daha az Batı yanlısı ve İran’a karşı daha yumuşak olacağını tahmin ediyor.
Bölgenin en eski ve en önemli İslamcı örgütünün, Ortadoğu’da tarihi değişimlerin yaşandığı bir dönemde diğer İslamcı hareketleri etkileme ihtimaliyle ilgili bir endişe var.
İSLAMCILIĞA KARŞI MUHALEFET
Mısır’da Eylül ayında yapılacak seçimler öncesinde, ilk defa siyasete adım atan kişileri de kapsayan, liberaller de dâhil çok sayıda parti ortaya çıkmış durumda.
Yeni liberal partiler arasında merkez soldaki Mısır Sosyal Demokrat Partisi ve ülkenin en zengin adamlarından işadamı Nagip Saviris’in kurduğu Özgür Mısırlılar da var.
Wafd, Ghad ve Demokrat Cephe gibi devrim öncesinde de var olan liberal partiler, marjinal hale getirildikleri Mübarek’in 30 yıllık iktidarının ardından kendilerini yeniden yapılandırıyorlar.
Ülkenin geleceğinde yeni meclisin çok önemli bir rolü olacak. Meclis, yeni anayasayı oluşturacak 100 kişilik bir komite seçecek. Birçok analistin tahmin ettiği gibi Müslüman Kardeşler en fazla sandalyeye sahip grup olursa, çoğunluğa sahip olmasa bile yeni anayasada önemli bir etkiye sahip olacak.
Kahire’de geçen hafta Müslüman Kardeşler’in, liberallerin ve demokrasi savunucularının Cuma günü için yaptığı gösteri çağrılarını kınaması öfkeye yol açtı. Örgüt, yaptığı açıklamada “halka karşı devrim” olarak nitelediği ve demokrasiye geçişe öncü olan halk ve ordunun arasını bozmaya çalıştığını savunduğu gösterilerin boykot edilmesini istedi.
Birçok kişiye göre bu üslup, Mübarek’in çoğu zaman siyasi muhaliflerine, özellikle de Müslüman Kardeşler’e karşı kullandığı söylemlerden farklı değil.
Müslüman Kardeşler, Ikvan’daki eski ofislerinden Kahire’deki mermer zeminli ve 15'inci Louis döneminden kalan sandalyelerle döşeli yeni binalarına taşındı. Örgütün desteklediği Özgürlük ve Adalet Partisi Başkan Yardımcısı İssam el Eryan, partinin çok fazla İslamcı bir özelliğe sahip olmayacağını, Müslüman ve Hıristiyanlar dahil herkese açık olduğunu savunuyor.
El Eryan’a göre, Müslüman Kardeşleri’in partiye desteği Batı’da sendika ve ticaret örgütleri arasındaki ilişkiden farklı değil. Paki ya örgütün bir İslam devleti yaratma amacı? El Eryan, ülkenin yasalarının dayandığı temel kaynakların şeriata dayandığını söylüyor.