Yol Arkadaşı programının önemli konuklarından biri de Prof. Dr. Mümtazer Türköne idi.
Geniş bir konu çerçevesinde gerçekleşen programda, Türköne özellikle güncel konular ışığında dünyanın gidişini ve Türkiye’nin konumunu değerlendirdi.
Türkiye’nin şu anda iyi yolda ve durumda olduğunu belirten Türköne, global hareketlerin bütün coğrafyalarda etkili olduğunu vurguladı.
“Şu anda çok iyi Türkiye, gerçekten bir altın çağ yaşanıyor. İnanılmaz bir başarı var. Ama her şeyi de biz belirleyemiyoruz. Global dünya, global etkiler deniliyor. Wal Street’te bir broker hastalandığı zaman Hakkari’nin dağındaki çoban grip oluyor” diyen Türköne Türkiye’nin konumunu altın çağ olarak niteledi.
Batı bu ekonomik sıkıntıya neden düştü?
Dünya üzerine yaşanan ekonomik sıkıntılara ve hareketlere de değinen Türköne, Batı’daki gelişmeleri değerlendirdi. Türköne şöyle devam etti: “Sıradan insanlar daha da yoksullaşıyor. Bir fasit içinde borçlanarak yaşıyorlar. Amerika’da, Avrupa’da insanların çoğu ev sahibi gibi görünse de aslında kiracıdır. Çok büyük hacizler var orada. Sağlık güvencesinde sıkıntılar var. Yüzde bir yüzde doksandokuzdan daha fazla kazanıyor. Bu bir sosyal çatışmadır.”
Kapitalizmin insanlığa mutluluk ve huzur getirmediğinin artık iyice anlaşıldığını vurgulayan Türköne, buna karşılık Türkiye’nin durumunun iyi olduğunu belirtti: “Liberal kapitalizmin bu ekonomide sonunun geldiğini gösteriyor. Türkiye 200’in başında çok büyük ekonomik krizler yaşadı, ondan sonra toparladı. Şu anda büyüme hızı dünyaya göre gayet iyi gidiyor.”
Mazlumun umudu: Türkiye
Arap Baharı çerçevesinde, siyasi gelişmeleri de değerlendiren Türköne, Türkiye’nin örnek bir konumda olduğuna işaret etti. “Türkiye tecrübesi çok önemli çok değerli bir tecrübe. İmkânsız görülenler mümkün hale geldi. Biz sadece kendimizden sorumlu değiliz. Yoksul, ezilen, insanca yaşama hakları elinden alınmış insanlar için de bir kurtuluş umudu olarak Türkiye görülüyor. Bu çok önemli. Yönetenler yönetme yetkisini halktan almıyorlarsa bir süre sonra istismar oluyor, suistimal oluyor. Böyle olunca mutlaka yanlış yönetiyorlar. Halk için göz yaşı getiriyor, acı getiriyor. Çünkü başka türlü yönetemiyor. Askeri dikta yönetiminin de temel problemi budur. Bütün halkların ihtiyacı olan şey demokrasi idi. İlk kararı ve nihai kararı halk verecek. Araplarda dikta rejimleri teker teker tasfiye olunuyor” diyen Türköne, sahip olduğumuz değer ve anlayışın ne kadar önemli olduğunun bilinmesi gerektiğini hatırlattı.
Önemli konuklarla gündemi değerlendiren Seyr FM, son dönemdeki dinamik programlarıyla Türkiye’yi ve dünyayı uzman isimlerin gözünden okumaya, değerlendirmeye, konuşmaya devam ediyor.
SEMİH EREN