Yaklaşık 2 yıl önce 'şaibeli helikopter kazasıyla' hayata gözlerini yuman BBP'nin kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun bindiği helikopterle ilgili ilginç bilgiler ortaya çıkıyor. 29 Mart 2009 yerel seçimleri için helikopter kiralama süreciyle ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu'nun hazırladığı raporda tespitler yapıldı. Çok fazla tercih edilmemesine rağmen yerel seçimlerde helikopter kullanmayı düşünen BBP yönetiminin bir işadamı aracılığıyla helikopter kiralamayı planladığı, ancak bunun gerçekleşmemesi üzerine kendilerine teklif veren başka bir şirketin helikopterini kiraladıkları ortaya çıktı.
İLK HELİKOPTERDEN VAZGEÇİLDİ
BBP yönetimi, işadamı Ahmet Demir'den Muhsin Yazıcıoğlu için helikopter kiralanması konusunda ricada bulundu. Demir'e helikopterin ücretini de ödemesi isteği yapılınca işadamı, bu öneriyi reddetti. Genel Sekreter Mustafa Destici'nin DDK'ya verdiği ifadede, işadamı Demir daha önce kendisinin finanse ettiği Çırağan Otel'deki kahvaltılı basın toplantısına yeterli ilgi gösterilmediği, bu nedenle gereksiz ve fazla ödemeler yaptığını dile getirerek helikopter kirasının parasını ödeyemeyeceğini iletti. Buna rağmen Demir'in çalışma ekibi, MYH Havacılık Europlane Aviation Services firması ile temasa geçmiş ve dört günlük uçuş için toplam 26 bin 630 euro artı KDV istediklerini BBP'ye iletmiş. Paranın yüksek olması ve işadamı Ahmet Demir'in ödeme yapmayacağını bildirmesi üzerine bu tekliften vazgeçilmiş ve o tip helikoptere binilmemesi kararı verilmiş.
ESRARENGİZ TEKLİF
İşadamının mali destek vermemesi üzerine BBP yönetimine helikopter kiralama konusunda ilginç bir telefon gelir. Gelen telefonda helikopter kiralanması konusunda yardımcı olmak istediklerini belirten Zafer isimli biri, camiaya uzak olmadığını, uygun fiyata helikopter kiralayabileceklerini belirtir. Mustafa Destici, DDK'ya verdiği ifadede süreci şu şekilde aktarıyor: "Bu 1-2 gün içinde partinin özel kaleminden sekreter Pınar Hanım beni arayarak başka birilerinin helikopter ile ilgili teklif vermek istediklerini söyledi. Kim olduklarını sorduğumda Acil Uçak'tan Zafer Bey olduğunu belirtti. 'Nereden duymuşlar' diye sorduğumda ise Maraş ve Sivas'tan şirketin aranarak helikopter için teklif istenmiş olduğunu aktardı. 'Helikopter çok pahalı, bunun için kiralayamayız' dememiz üzerine böyle bir arayışa girilmiş. Ben de Pınar Hanım'a konuyu Özel Kalem Müdürü Okan Bey'e iletmesini ve onun ilgilenmesini söyledim. Daha sonra hatırladığıma göre Zafer Bey beni de aradı. Yabancı olmadığını, camiaya yakın bir kimse olduğunu, illerden gelen talepler üzerine yardımcı olmak istediğini söyledi. Ben de Özel Kalem ile görüşmesini, kararı onların vereceğini, tekliflerini onlara iletmesini söyledim."
Minibüsle gidin daha iyi
BBP yönetimi, Acil Uçak firmasından aldıkları teklifi olumlu bulur ve 25 Mart'ta düşen helikopteri kiralamaya karar verir. Bell 206 L-4 marka helikopterin kiralanması kararında, yeni helikopterin daha konforlu olması, 4 yolcu yerine 6 yolcu alması, buna rağmen fiyatının da daha yüksek olmaması etkili olur. Ancak BBP yönetimi, helikopterin özellikleri için olumlu düşüncelere kapılırken, kendilerine gelen bir telefon ilgilerini çeker. Bu telefonla, Başkan Yazıcıoğlu'nun yeni kiralanan helikopterle gitmemesi, hatta onun yerine minibüsle gitmesi konusunda uyarı alırlar. O süreci de Destici raporda şu şekilde ifade ediyor: "Aynı gün veya daha sonraki gün Ahmet Demir veya Tuna Koç beni aradı. Tutulan helikopterin iyi bir helikopter olmadığını, hatta (asistanları) Aslı Hanım'ın kendilerine 'Onun yerine minibüs ile gidebilirlerdi' dediğini söyledi. Ben de beni arayan kişiye 'Bu bilgiyi Genel Başkan ile de paylaşın' dedim ve ben hemen özel kalem müdürü Okan Bey'i arayarak bu konuşmayı kendisine aktardım. O da bana bu helikopterin diğer helikopterden daha büyük ve daha üst bir model olmasının yanında, Sabancı'lara ait bir helikopter olduğunu söyledi. Aynı görüşmeyi rahmetli Genel Başkan'a da Sivas mitingi dönüşü söyledim. O da Okan Bey'in söylediklerini söyledi ve 'Zaten Ahmet Demir de maddi olarak bir katkıda bulunmuyor' dedi. Okan Bey ile görüşmemden yaklaşık 10 dk. sonra, helikopter pilotu Kaya İstektepe aradı."
AZ KALSIN İPTAL OLUYORDU
Helikopterin uçurulması için dramatik bir mücadele verildiği de raporda ortaya çıkıyor. 25 Mart'ta havalanan helikopterin uçurulabilmesi için BBP yönetiminin büyük bir çaba gösterdiği, hatta parayı denkleştiremedikleri için firma tarafından uçuşun iptal edileceği uyarısı aldıkları da ortaya çıktı. 16 bin 800 euro artı KDV (Türk lirası olarak yaklaşık 33 bin lira) olarak belirlenen fiyatı ödemek konusunda parti yönetimi büyük bir sıkıntı çekmiş. Birkaç yerden alınan destekle para toparlanmış, ancak 10 bin lira eksik kalmış. 10 bin liranın yatmaması halinde uçuşun iptal edileceği bildirilince, apar topar temin edilen parayla uçuşun yapılması sağlanmış ve Yazıcıoğlu'nun kazasına kadar varan süreç yaşanmış.
Dramatik bir süreç ve acı son
Şaibeli bir şekilde düşen, kafalarda soru işareti bırakan, suikast ihtimalinden kuşkulandıran süreçle ilgili olarak helikopterinin kiralanma aşamasının ilginç ayrıntıları raporda ortaya çıkıyor. Kiralanmak istenen helikopterin, işadamının parayı ödememesi nedeniyle değiştirilmesi, büyük ve konforlu olduğu iddia edilen helikoptere binilmemesi uyarısı, uçuşun yapılabilmesi için parti organları ve kişilerce para denkleştirme çabası çok dramatik bir sonun hazırlayıcısı olan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.
Adım adım felakete
BBP Genel Sekreteri Mustafa Destici, helikopterin parası için verilen mücadeleyi şu şekilde aktarıyor: "Helikopter paralarının (benim bildiğim 33 bin TL) 8.000 TL'sini Çağlayancerit Belediye Başkan adayı, 5.000 TL'sini Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, 11.000 TL'sini Sivas için MKYK üyesi Mustafa Korkmaz, 10.000 TL'sini de Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Karabacak göndermiş. 20 Mart Cuma günü sabah rahmetli Genel Başkan beni aradı. Özel kalem müdürünün kendisini aradığını, helikopterin parasının eksik kalan 10.000 TL'sinin bugün yatmazsa uçuşun iptal edileceğini, bu parayı nasıl bulabileceğimizi sordu. Ben de 'Başkanım siz rahat olun, biz hallederiz' dedim. Fakat işin doğrusu o gün kardeşimin hanımı erken doğum yaptığı için ben de Gazi Üniv. Hastanesi'nde onlarla ilgilenmekteydim ve bu işe hiç bakamadım. Öğleden sonra Genel Başkan beni tekrar aradı. 'Bu Okan (Özel Kalem Müdürü) beni sıkıştırıyor. Bu para yatmazsa bu uçuş iptal olacakmış, parayı bulabildiniz mi' dedi. Ben de tekrar kendisine 'Başkanım siz rahat olun biz hallederiz' dedim. Sonra Okan Bey'i aradım ve kendisine Genel Başkan'ı bu konuda niye rahatsız ettiğini, uçuş iptal olursa bunun çok da önemli olmadığını söylediğimi hatırlıyorum. O da bana, 'Para bugün yatmazsa uçuş iptal olacak ben ne yapayım? Beni de sıkıştırıyorlar' dedi. Ben de bunun üzerine kendisine Genel Başkan yardımcılarımızdan Mehmet Efe'yi, o da halledemezse Mehmet Karabacak'ı aramasını söyledim. Daha sonra da eksik kalan 10.000 TL'yi Mehmet Karabacak'ın gönderdiğini söyledi ve bu şekilde helikopter işi halledilmiş oldu."