İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan savcılık mütalaası, 2007’de başlayan Ergenekonsoruşturmasından önce Başbakan Erdoğan’ın örgütle ilgili MİT tarafından bilgilendirildiğini ortaya çıkardı. Raporlarda, Ergenekon adıyla yürütülen çalışmaların devleti/rejimi hedef aldığı vurgulanıyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Başbakan Tayyip Erdoğan’a, 2003 ve 2006 yıllarında sunduğu raporlarda Ergenekon’un tarifinin net bir şekilde yapıldığı ortaya çıktı. Zaman'ın haberine göre, Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan savcılık mütalaasına giren raporların, terör örgütüne yönelik 2007’de başlayan soruşturmadan önce hazırlanmış olması dikkat çekiyor. Her iki raporda, Ergenekon adı kullanarak yürütülen çalışmaların devleti/rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği belirtiliyor. İddia niteliğindeki bilgilerin, birbirinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit etmesinin, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde anlam kazandırdığı ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşıdığı vurgulanıyor.
Raporlarda şu ifadelere yer veriliyor: “Ergenekon, çoğunluğu asker orijinli yönlendirici bir kadronun kontrolünde, bazı sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve medya kuruluşlarının kullanılması suretiyle, sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve yeni bir yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratması amacına dayalı, teorik yanı detaylandırılmış, ancak pratikteki etkinliği tartışılabilecek bir oluşum olarak mütalaa edilebilir.”
MİT, daha Ergenekon soruşturması başlamadan, 19 Kasım 2003 ve 19 Ocak 2006 tarihlerinde olmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iki rapor sundu. Ergenekon davası mütalaasını yazan savcılar bu iki raporun paralel bilgiler içerdiği sonucuna vardı. Savcıların mütalaaya koydukları MİT raporlarında Ergenekon’un varlığı ve amaçları şu cümlelerle anlatılıyor: “Mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte Ergenekon adı kullanarak yürütülen çalışmaların bu aşamada devleti/rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabaları içerdiği izlenimi edinilmiştir. Ancak, iddia niteliğindeki bu bilgilerin, birbirinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşmaktadır. Ergenekon, çoğunluğu asker orijinli yönlendirici bir kadronun kontrolünde, bazı sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve medya kuruluşlarının kullanması suretiyle, sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve yeni bir yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratması amacına dayalı, teorik yanı detaylandırılmış, ancak pratikteki etkinliği tartışılabilecek bir oluşum olarak mütalaa edilebilir.”
MİT’in Ergenekon raporu, 15 Kasım 2003’te Neva Şalom Sinagogu’na düzenlenen saldırıdan 4 gün sonra Başbakan’a sunulmuştu. 27 kişinin hayatını kaybettiği bu saldırının Ergenekon tarafından yapılmış olabileceği iddia edilmişti. Balyoz darbe planında da “Bölücü terör örgütü ve El Kaide büyük şehirlerde eşzamanlı büyük eylemler icra edecek.” ifadeleri yer almıştı.
Zaman