MİT ile Emniyet arasında yaşanan kriz yerini tekrar karşılıklı işbirliğine bıraktı. Tarafları barıştıran süreç ise karşılıklı görüşme trafiğiyle gerçekleşti.
Tarafları barışa götüren süreci ve arka planını Akşam Gazetesi Genel yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya yazdı.
İşte Küçükkaya'nın o yazısı..
Bir süredir, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve üst düzey yöneticileri ifadeye davetle başlayan gerginlikte gelinen son noktanın peşindeydik. Başbakan Erdoğan'ın açıkça ağırlık koymasıyla durulan sular acaba yerini tam uzlaşmaya bırakmış mıydı? Yoksa devlet kurumları arasında oluşan buzlar hala erimemiş miydi? Hem İstanbul hem de Ankara'da çok sayıda görüşme yaptıktan sonra hayli ilginç ve önemli 'yeni bir durumun' oluştuğunu gördük. İfade krizinde 'dengelerin kurulduğu ve olumlu bir havanın oluştuğu' anlaşılıyor.
Peki buraya nasıl gelindi, bahar havasına nasıl ulaşıldı? İşte 'barışı getiren o baş döndürücü trafik' ve perde arkası bilgileri...
Süreç, Başbakan'ın, yasal değişiklikten sonra, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve İstanbul Emniyet Müdürü'ne bu yönde kesin talimat vermesiyle hızlandı. 'Devlet içinde kavga istemiyorum' diyen Erdoğan, üç yöneticiye de 'kendi kurum ve kadrolarınıza sahip çıkın' dedi. Her kim olursa olsun hata yapanın gözünün yaşına bakmayacağını vurgulayarak...
İlk sıcak temas İstanbul'da sağlandı.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, MİT'in İstanbul Bölge Başkanlığı'na yeni getirilen A.D.'yi ziyaret etti. Beşiktaş'taki bu buluşma, kutlama ziyaretinin çok ötesinde anlam taşıyordu. Uzun ve sıcak bir görüşme oldu. Tam bir hafta sonra bu kez A.D, Vatan Emniyet'e giderek Çapkın'a iade-i ziyarette bulundu. Her iki kurumun en kritik birimlerindeki bu yakınlaşma etkisini hemen orta düzey yöneticilerde ve alt kadrolarda göstermeye başladı.
İSTİHBARAT VE TERÖR ZİYARETLERİ
MİT'in 'bölücü terör ve sol fraksiyonlar konularındaki yetkili' iki üst düzey yöneticisi beraber İstanbul Emniyeti'ne giderek aynı gün İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürleri'ni ziyaret ettiler. İşte bu iki görüşme somut sonuç üretmek için hayati değerdeydi. Zira, ancak beraber çalışırlarsa sonuç alabilirler, operasyon düzenleyebilirlerdi. İyi seçilmiş isimlerdi...
Bir anda hızlanan temas trafiği, bir alt kademeye de indirildi, müdür yardımcıları ve 'büro amirleri' düzeyinde sürdürüldü. Bu yakınlaşma, etkisini somut olarak hemen göstermeye başladı.
İstihbarat paylaşımı arttı. Son bir ayda MİT'ten Emniyet'e 25'in üzerinde bilgi paylaşımı gitti. Bunlar özellikle El Kaide terör örgütüyle ilgiliydi. El Kaide kamplarına katılmak üzere olan isimler tespit edildi ve Emniyet bunlarla ilgili gereğini yaptı.
NEVRUZ'DA KAOSA KARŞI İŞBİRLİĞİ
Ardından kritik Nevruz işbirliği geldi. PKK'nın kaos yaratma planları ortak çalışmalarla ön istihbarat alınarak ortaya çıkarıldı. Nevruz kutlamalarında eylem yapacak kişilerle ilgili bilgi paylaşımı sergilendi.
Bu süreçte, İstanbul'dan PKK'ya katılmak üzere son bir haftada altı gencin dağa çıkışı son anda engellendi. İl Güvenlik Kurulu toplantısına yeni bölge başkanı da ilk kez katıldı. Birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı. Emniyet ve MİT'in ortak açıklaması da bu sürece denk düşüyor.
İstanbul Emniyeti'nde ilgili birimlere talimat verildi. MİT ile yapılacak görüşmelerde çok hassas olunması, açık ilişki ve iletişim kurulması gerektiği belirtildi. 'Eskiden nezaket kurallarına ne kadar dikkat ediliyorsa şimdi 10 katı özen gösterilsin' vurgusu yapıldı.
Güneydoğu'da Jandarma Özel Harekat ve Emniyet güçlerinin ortaklaşa operasyonları arttı. İstihbarat bilgileri hem Emniyet'ten hem de MİT'ten geldi. Son dönemdeki bütün operasyonlar ortaklaşa yürütülüyor. Bitlis'te 15 kadın PKK militanının öldürüldüğü operasyon ve Cudi Dağı harekatı da beraber gerçekleştirildi.
Masaya evet ama... Devletin güçlü, örgütün zayıf olması prensibi egemen olmuş durumda.
Bu yılı örgüt, dönüm noktası olarak görüyordu. KCK operasyonları ve devlet kurumları arasındaki işbirliği bu beklentiyi boşa çıkarmaya dönük.
Güvenlik kurumları arasında tam bir görüş birliği oluşmuş durumda.
Uluslararası konjonktür de buna uygun. ABD'nin Seul'de tekrarladığı desteği burada önemli. Ortak düşman, terör örgütü.
Kaynak: İsmail Küçükkaya / Akşam