Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından MÜSİAD Genel Merkezi’nde “Değişen ve Gelişen Türkiye’de Eğitim ve Değerler” konulu beyin fırtınası toplantısında konuşan Gökyüzü Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Emin Öztürk “Özel Öğretimler Kanunu’na ‘Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okulların özeli de açılabilir.’ maddesinin eklenmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından MÜSİAD Genel Merkezi’nde “Değişen ve Gelişen Türkiye’de Eğitim ve Değerler” konulu beyin fırtınası toplantısı düzenlendi.
Üniversite öncesi eğitimin sorunlarının konuşulduğu “Değişen ve Gelişen Türkiye’de Eğitim ve Değerler” başlıklı beyin fırtınası toplantısına, UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Arslan, UTESAV Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, MÜSİAD Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı Dr. Halim Aydın, Marmara Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Zekeriya Erdim, Çınar Eğitim Kurumları Başkanı Ahmet Yenigün, Gökyüzü Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Emin Öztürk, Bilim Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Toy, İnsanî ve Sosyal Gelişim Uzmanı Dr. Hüseyin Emin Sert, İsabet Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taşkıran, Asır Koleji Kurucusu Sadettin Kiper ve çeşitli özel okul, kolej yöneticileri ile temsilcileri katıldı.
Moderatörlüğünü UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay’ın yaptığı toplantıda Hangi insan, nasıl eğitim? Eğitim ve öğretimden ne anlıyoruz? Mevcut eğitim sisteminde değerleri ne kadar verebiliyoruz? Hiçbir mevzuat engeli olmasaydı, nasıl bir okul ve eğitim sistemi düşünürdünüz? Yeni nesillere değerleri kimler nasıl vermeli? Türkiye’de ve dünyada eğitimin şu anki durumu, eğitim ve değerler ilişkisi nasıl? Sorularına cevap arandı.
Dr. Öztürk: “Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okulların özeli de açılabilir”
Gökyüzü Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Emin Öztürk konuşmasında, “Özel İmam hatiplerin ve dini eğitim kurumlarının açılabilmesi gerekir. Özel Öğretimler Kanunu’na ‘Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm okulların özeli de açılabilir.’ maddesinin eklenmesiyle müteşebbislerimiz özel İmam-Hatip Lisesi açabilecektir. Dünya çapında İslami İlimler müfredatı ve eğitimi yapabilecek kurumlar ihya olunmalıdır. Yeteneklerin inkişafını değil körelmesine sebebiyet veren bir sistemle 3. bin yılın medeniyeti kurulamaz. Duygu eğitilmeden davranışlar şekillenmez. Marifeti devre dışı bırakan bir eğitim, hangi insanı inşa edebilir? ” dedi.
Erdim: Mevcutla yetinmemeli, muhtemeli hayal etmeliyiz.
Hangi insan, nasıl eğitim sorularını değerlendirerek konuşmasına başlayan Marmara Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Zekeriya Erdim şunları ifade etti: “Yaşadığımız ve yaşayacağımız tüm sorunların ve çözümlerinin ana kaynağı insandır. Düştüğümüz yer insan, kalktığımız yer insandır. Bizler aslında kaybettiğimiz insanı ya da değerlerini kaybetmemiş insanı arıyoruz. İnsanın gelişim süreci okulda başlayıp okulda bitmiyor, eğitim ana rahminde başlayıp kabre kadar devam ediyor. Dolayısıyla eğitim derken okul öncesini de dikkate almalıyız. Eğitim ve öğretimde ulaşmamız gereken ana hedef maslahat olmalıdır. Mevzuat ve müfredatın araç olduğunu unutmamalı asıl amaç olan maslahata hizmet etmesi sağlanmalıdır. Kaybedilmiş değerlerimiz kazandırılması, kazandığımız değerlerin korunması gerekir. Mevcutla yetinmemeliyiz, mümkünün peşine düşmeli, muhtemeli hayal etmeliyiz.” dedi.
Dr. Sert: İnanç sistemini görmezden gelen bir sistem değer inşa edemez.
Toplantı gündemine ilişkin soruları değerlendiren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi, İnsanî ve Sosyal Gelişim Uzmanı Dr. Hüseyin Emin Sert hangi insan sorusunu; fıtratı bozulmamış, en değerli varlık insan, nasıl eğitim sorusunu ise, kabiliyet ve kapasiteyi keşfedip geliştirecek ve insan tabiatına uygun olan eğitim olarak değerlendirdi. Sert konuşmasında eğitimi, bir şeyi yapabilmeye hazır hale getirmek, aslı terbiye, rabbaniyet yolunda devam etmek, öğretimi ise, öğretmek, bilgilendirmek, tutum ve davranışa dönüşen bilgi olarak tanımladı. Dr. Sert, konuşmasına şöyle devam etti: Doğruluğu test edilemeyen bilgi geliştiremez. Öğrencisini değişim ve dönüşüme hazırlayamayan öğretmen soğuk demiri döven demirci gibidir. Okullarımız tek düze değil, farklılıkları dikkate alan bir eğitim yeri olmalı. Öğrencilere, ne ile değerlenebileceğini fark ettirmeli, aile ve bilinci oluşturmalıyız. İnanç sistemini görmezden gelen bir sistem değer inşa edemez.
Güler: Kaybettiğimiz değerleri yanlış yerde arıyoruz.
Kaybettiğimiz değerleri yanlış yerde arayan bir zavallılık içinde yürüyoruz, diyen Bilim Koleji Müdürü Rahmi Güler ise, “Bilgi ve Hikmet kavramı hayatiyet bulmalıdır. Bilgiye ulaşmak kolay ancak doğru bilgiye erişmek ve hayata taşıyacak köprüleri kurmak durumundayız.” dedi.
Aslan: Akıl ve kalp bütünlüğünü kazanmış bir nesli hedeflemeliyiz.
TEKDEN Koleji Müdür Yardımcısı Ali Sedat Aslan ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Eğitimde İnsan Modelimiz İslam’ın insan anlayışı ile örtüşmeli. Günümüzde her ne kadar bakanlığın adı Milli Eğitim olsa da öğretimin baskın olduğu bir anlayışın hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Talim ve Terbiye kavramları Milli Eğitimimizin omurgasını oluşturmalıdır. Adı Talim ve Terbiye Bakanlığı olabilir. Öğretim (talim) akıl alanındaki, eğitim (terbiye) ise kalp alanındaki çalışmaları kapsamalıdır. Talim çalışmaları Muallimlerimiz, terbiye çalışmaları ise Mürebbilerimiz tarafından yapılmalıdır. Gelecekte akıl ve kalp bütünlüğünü ve dengesini kazanmış bir nesli hedeflemeliyiz. Neslimize medeniyet kurucu ruhu ve idealizmi vermeliyiz. Sırat-ı Müstakim kavramını günümüze ve eğitim hayatımıza sokmanın yollarını aramalıyız. Yaşadığımız dünyada ve ülkemizde «Değerler Krizi» yaşanmaktadır. Mevcut sistemin değerler açısından durumunu, sonuçlarını yaşadığımız birkaç toplumsal hadise ortaya koymuştur. Gençler arasında zararlı alışkanlıkların hızla yaygınlaştığı, bağımlılıkların arttığı okullarımızın acı gerçeği geleceğimizi tehdit etmeye devam etmektedir. Ailenin yozlaşması beraberinde çocuklarımızın da hızla kendine ve değerlerine ters düşen bir nesil olmasını sağlamıştır. Tek cümleyle «İslam Medeniyetinin Okulu ve Eğitim Sistemi» ni düşünmek ve kurmak zorundayız. Başka bir alternatif düşünmek kimliğimize ve geçmişimize ihanet olur. Bunun için tarihimizi ve kaynaklarımızı günümüze taşıyacak şekilde yeniden ele almalıyız. Geçmişin kuru ve kötü bir taklidini yapmak değil, ilhamını alıp formunu güncellemeliyiz.
Sonuçları daha sonra kamuyla paylaşılacak olan beyin fırtınası toplantısı, gündeme ilişkin görüşlerin alınmasının ardından sona erdi.