MHP Genel Başkan Yardımcısı Konya Milletvekili Faruk Bal, üniversite girişlerinde kat sayı farkının ortadan kalkması içinde YÖK Kanunu'nun 45'inci maddesinin 'a' fıkrasının değiştirilmesi için kanun değişikliği teklifinde bulunduklarını söyledi.
Bal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Danıştay'ın verdiği kararı eleştirirken, 'Başbakan olarak ben İmam Hatipli olduğum için mi, böyle bir karar aldınız.' şeklindeki sözleri hatırlatarak "Bu ne demek. Bu İmam Hatipli üzerinden islam dininin sömürülmesi demektir. Sayın Başbakan, islami değerleri saygıyla karşılayacak ise, MHP'nin teklifi buradadır."dedi.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ ORTAMI GERDİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Konya Milletvekili Faruk Bal, Dedeman Otel'de basın toplantısı düzenleyerek, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Partililerin de katıldığı toplantıda, TBMM'de yaşanan kavgayı değerlendiren Bal, şunları söyleri:
"MHP'li Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş, konuşmasında, dünyada ilk defa domuz gribinin balon olduğunu domuz gribi aşısı yapan şirketlerin ceplereni para doldurabilmek için toplumda korku ve panik yaratıldığını, Sağlık Bakanı'nında bu korkuyu yaratanlar arasında olduğunu söyledi. Bu olayda milletvekillerini geren, Sağlık Bakanı'nın Osman Durmuş'a saldırısıdır. Sayın Başbakan da iyi başladığı ama öfkesini kontrol edemeyerek 'Ahlaksız' diye hitap etmesi üzerine, AKP milletvekillerinin hepsi bunu bir hücum gibi algıladı ve MHP sıralarına saldırdılar. Basında biz bu saldırıyı göremedik. Basında MHP'liler AKP'lileri dövdü diye çıktı. Bu yanlış ve kirli bilgi. Devlet Bahçeli bey, bundan sonra bir metre yaklaşmayın derken de, MHP'ye yapılan saldırı düşüncesini ortaya koymaktır. Bundan sonra gelip MHP'ye saldıran olursa, bu bir metre çizgisini aşanlardır ve MHP'ye saldıranlardır. 'Ben şimdiden söylüyorum, saldırmayın bize' şeklinde algılanmalıdır. Genel Başkanımızın ifade ettiği budur." dedi.
ORASI DOKUNULMAZ BİR ALAN DEĞİL
Bir gazetecinin 'Kırmızı çizgi koymuş oldu sayın Bahçeli' sözü üzerine de açıklama yapan Faruk Bal, "Valla rengini siz tayin edin artık." dedi. 'AKP'liler yaklaşırsa ne olacak?' sorusu üzerine de Bal, "İşi polemik konusu yapmanın bir anlamı yok. Orası dokunulmaz bir alan değildir. Orası milletin Meclisi'dir. Elbetteki gelinecek gidilecek. Ben üzülüyorum" dedi.
DÖVÜLEREK PARMAĞI KIRILAN ADAMA ŞAHİT OLMADIM
Faruk Bal, TBMM İdari Amiri AKP Konya Milletvekili Orhan Erdem'in de parmağının kırıldığını iddia etmesini eleştirdi. Meclis'te yaşanan kavga ile ilgili fotoğrafları göstererek açıklamasına devam eden Faruk Bal, "Orhan Erdem Konya Milletvekili. Televizyonlarda çıktı konuştu. Elini sardı. Doğrudur elinde bir ezilme vardır. Beni dövdüler dedi. Orhan Erdem Meclis İdari Amiri'dir. Meclis İdari Amari'nin görevi, Mecliste bir kargaşa çıkarsa kendi gurubunu o kargaşanın içine sokmamak. Önüne geçip onları durdurmak ve mümkün olduğu kadar teskin etmektir. Eğer faydası olacaksa diğer guruplara da yardımcı olmaktır. Şu görünen baş, Orhan Bey'in başı. Şu gördüğünüz yumruk Orhan Bey'in yumruğu. Şu gördüğünüz yüz, MHP Milletvekili Osman Çakır'ın yüzü. Orhan Bey'in şu parmağı zedelenmiş. İşte zedelenme burada olmuş. Ben tam 25 yıl hakimlik yaptım. 25 yıllık hakimlik hayatım boyunca dövülerek parmağı kırılan adama şahit olmadım. Ama dayak atarak kırılanınkine şahit oldum." dedi.
EMİNE ERDOĞAN'IN BAŞÖRTÜSÜ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın, GATA'ya başörtülü olarak alınmaması ile ilgili de değerlendirme bulunan Faruk Bal, şunları söyledi:
"Özellikle AKP yöneticilerinin, korku imparatorluğunun psikolojisinden kurtularak, devlete, millete hizmetle görevli kişiler olduklarını idrak etmeleri gerekir. Başörtülü bir kişinin, devlet hizmetlerinden yararlanırken, ona karşı çıkarılan engellerin hepsini eleştiriyoruz. Sağlık hizmeti için hastanelere giden insanlara başı örtülü diye tedavi hizmeti sunmamak veya tedavi edilen hastası ile görüşmesini engellemek yanlış bir iştir. Başından beri bunu ifade ediyoruz. Eğer sayın Emine Erdoğan hanımefendiye böyle bir şey yapılmışsa bu yanlıştır. Kim yapmışsa, bunun müeyyidesine mutlaka muhattap olmalıdır. Ama sayın Emine Erdoğan da, oraya o halde gitmiş iken, gitmemiş gibi başörtülü bir mağduriyet içine girip, bunu oy tahviline aracı olarak kullanıyorsa, çok küçük bir iş yapmış olur. AKP'nin özellikle tekel işçilerinin ortaya koyduğu direnişi, kamuyou tarafından destelenişini görmesi, MHP'nin ciddi bir oy yükşelişi olduğunu görmesi, tattaravalli siyasetinin kolaylıkla yürümeyeceğini anladı. Bu başörtü çerçevesi içinde yaratılmak istenen göz yaşı edebiyatının sebepleriniden biri bu. Gerginliği tırmandırmak amaçlarından birisi de bu."
İMAM HATİPLİ ÜZERİNDEN İSLAM DİNİN SÖMÜRÜLMESİ
Danıştay 8. Dairesi'nin, YÖK'ün üniversiteye girişte farklı katsayı uygulanmasına ilişkin kararını iptal etmesi ile ilgili de soru üzerine, Faruk Bal, "Danıştay yanlış yaptı. Çünkü, üniversiteye girmek isteyen öğrencilerimizin İmam hatip okullu, normal lise, sanat okulu mezunu gibi aralarında bir fark olmaması ve eşitlik prensibinin uygulanması gerekir. Ancak bizim bu konuda farkımız şu. YÖK Kanunu'nda 45/A maddesinde YÖK'e yetki veren böyle bir hüküm var. Yani orta dereceli okullardan ünivresitelere gidecek talebelerin puanlarının belirlenmesinde bunların puanlarını etkilecek kat sayı uygulaması var. Bu kanun burada bulunduğu müddetçe Danıştay böyle bir kararı hukuken verebilir. Amacım bunu savunmak değil. Çare bu kanunu değiştirmekte. MHP, bu kanun değişikliği için dün itibariyle 42279 sıra numarısını alan kanun değişikliği teklifini TBMM'ye vermiştir. Şimdi Başbakan, Danıştay'ı eleştirirken, 'Başbakan olarak ben İmam Hatipli olduğum için mi, böyle bir karar aldınız.' Bu ne demek. Bu İmam Hatipli üzerinden islam dininin sömürülmesi demektir. Sayın Başbakan, islami değerleri saygıyla karşılayacak ise, MHP'nin teklifi buradadır. Yarın bu teklif Milli Eğitim Komusyonu'nda görüşülür. 2 gün sonra Genel Kurul'a bildirilir. İmam Hatiplilerin sorunu da böylece çözülür. Hodri Meydan." diye konuştu.
Faruk Bal, toplantının ardından partisine yeni üyeleri, parti rozetini taktı.