Çarşamba Ülkü Ocakları Başkanlığı yaparken,12 Eylül 1980 darbesi ardından tutuklanarak hapse atılan Fikri Semiz (58), 3 yıl hapis yatıp idamla yargılandığını hatırlatarak, 12 Eylül darbesi ile 12 Eylül'de 'evet' diyerek hesaplaşacağını, ancak kimseden davacı olmayacağını belirtti.
Referandumda 'evet' oyu kullanacağını açıklayan Ülkücü Fikri Semiz, hayır oyu kullanacak ülkücüler için de düşünmediklerini, biraz düşünürlerse hayır diyemeyeceklerini kaydetti. İşin temelinden gelen kıdemli ülkücülerin yüzde 99'unun evet diyeceğini ifade eden Semiz, hayır diyenlerin de çıkarları için hayır diyeceğini söyledi.
Hapishanede yaşadığı acıları unutmak ve o günleri tekrar hatırlamamak için 30 yıldır gazete okumadığını söyleyen Semiz, "Kur'an'a sığınıyorum, Kur'an okuyarak rahatlıyorum." dedi.
12 Eylül darbesi sonunda tutuklanarak hapse atılan Fikri Semiz, idamla yargılandığı üç yıl boyunca çekmediği sıkıntı, tatmadığı işkence kalmadığını dile getirdi. "Bize reva görülen her türlü işkence ve baskıdan Allah'a sığındık." diyen Semiz, "Bizi zevk için falakaya yatırıyorlardı. İşkence vardı. Hatta bir gün bir arkadaşımız koğuşa ayak baş parmağı elinde geldi. Yediği dayaktan dolayı parmağı kırılarak kopmuş." Semiz, gördükleri işkencenin sınırları olmadığını ifade etti.
Altı defa hapse girdiğini, Çarşamba, Samsun, Çorum cezaevlerinde yattığını, otuzdan fazla dosya ile yargılandığını, fakat delil yetersizliğinden dolayı beraat ettiğini ifade eden Semiz, "Biz ilk olarak bu yola şöyle bir sözle girmiştik. 'Allah için bu yoldayız.' Allah için bu yolda olduğumuzu söylediğimiz için çekilen sıkıntıları da kabul etmemiz gerekiyor. Referandumdan evet çıksa bile kimseden davacı olmayacağım. Bu referandumda 'evet' diyerek bana işkence çektirenlerle hesaplaşacağım." diye konuştu.
Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren sebeplerin temelinde cehalet yattığını anlatan Semiz, "Vuran niçin vurduğunu, vurulan da niçin vurulduğunu bilmiyordu. 12 Eylül anayasasına halk mecburen evet dedi. Anayasada ne olduğunu bilmiyordu zaten." diyerek, halkın kendisine dayatılan yasaya mecburen 'evet' demek zorunda kaldığını belirtti.
Şimdi yine 12 Eylül'de bu baskı anayasası ile hesaplaşma gününün halka sunulduğunun altını çizen Semiz, "Ne kadar yüksek 'evet' çıkarsa halkın devlet ve kurumlar nezdindeki etkisi ve önemi o kadar artar. Halk bu referandum ile 'çözemediğiniz mesele varsa bana getirin ben çözerim'i gösterecek. İnsan aklını partiye ipotek ettirmemesi lazım. Parti tutabilirim fakat, ben yanlışı doğruyu ayırt edebilirim. Şu anda da hiçbir partiyi tutmuyorum ama mevcut hükümetin yaptıkları Turgut Özal'ı çok geride bıraktı. Eğer 'hayır' çıkarsa uzun bir süre daha bu anayasayı değiştirmeye kimse cesaret edemez, ülkemiz böyle kısır döngünün içinde dönüp dolaşır." diye konuştu.