DİYARBAKIR (AA) - BESTAMİ BODRUK - Diyarbakır'da Devegeçidi Baraj Gölü'nün son 2 yılda mevsimsel yağışlarla canlanması, tarımsal üretimi de artırdı.
Devegeçidi Çayı üzerinde sulama amacıyla 1972'de kurulan ve 220 milyon metreküp su toplama hacmine sahip baraj gölü, tatlı su balıkçılığı, küçük ve büyükbaş hayvanların su ihtiyacının giderilmesi, tarımsal üretimde sulama amaçlı kullanılmasının yanı sıra göçmen kuşlar, Fırat su kaplumbağası gibi birçok türe de ev sahipliği yapıyor.
Baraj gölü, son yıllarda etkisi yoğun olarak hissedilen iklim değişikliği, yağış azlığı ve buharlaşmayla yaşanan kuraklık nedeniyle 2021 yılının yaz aylarında tamamen kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
2022 yılında ise mevsim normallerinin altında düşen yağışlar nedeniyle kuruma noktasına gelen baraj gölü sahasına DSİ 10. Bölge Müdürlüğü tarafından 59 kilometre mesafe katedilerek Dicle Baraj Gölü'nden 27 milyon metreküp su taşındı.
Devegeçidi Baraj Gölü ve havzası 2023 yılında düşen kar ve ilkbahardaki yağmurlarla yüzde 54'lük doluluğa ulaştı.
Bu yıl ise yine mevsimsel yağışlarla baraj gölündeki doluluk yüzde 90'ı aştı.
Göldeki doluluk sayesinde tarımsal sulamada sıkıntı yaşanmazken, çiftçi bu yıl düzenli sulama sayesinde ikinci ürünü de yetiştirme fırsatı buldu.
Baraj gölündeki canlanma tarımsal üretime olumlu etkilerinin yanı sıra balıkçılıkla geçinenlerin, sürülerini otlatan besicilerin, arıcılıkla uğraşanların da bu yıl bölgede kalmasını sağladı.
Suyun istenen seviyede olması doğal yaşamı da olumlu etkiledi. Göçmen kuşlar, su kaplumbağaları ve diğer birçok canlı türü bölgede varlığını sürdürdü.
- "Bu yıl yüzde 93'lük dolulukla yüzde 89'luk ekim alanı sulandı"
DSİ 10. Bölge Müdürlüğü Diyarbakır-Batman Sulamaları İşletme ve Bakım Şube Müdürü Ramazan Yolcu, AA muhabirine, Devegeçidi Baraj Gölü'nün 58 bin dekarlık tarım arazisine su sağladığını söyledi.
2022'de barajdaki doluluğun yüzde 17 olduğu süreçte yapılan su takviyesiyle sahadaki yaklaşık yüzde 81'lik tarım alanına su sağladıklarını ifade eden Yolcu, 2023 yılında ise suyun doluluğu yüzde 54 iken sulama yapılan alanın yüzde 74 olarak gerçekleştiğini belirtti.
Yolcu, "Bu yıl yüzde 93'lük dolulukla yüzde 89'luk ekim alanı sulandı. Baraj gölü hem balık popülasyonu hem diğer canların yaşam alanı olarak önemli. Tarımsal sulama yanında canlı popülasyonları için de bir yaşam ve depolama alanı. Baraj sulu tarıma da öncülük ediyor. Barajımız bölgemizde pamuk, mısır, sebze ve bitkilerin yetişmesine imkan sağlayan bir depolama tesisi." dedi.
- "Su bolluğundan dolayı ikinci ürünü de ekiyorlar"
Devegeçidi Sulama Birliği Saha Sorumlusu Şaban Bilmez de geçmiş dönemlerde su az olduğundan çiftçilerin düzensiz sulama yaptığını ifade ederek, su yeterli ya da fazla olduğunda ise çiftçilerin düzenli sulama yaptığını belirtti.
Bilmez, su fazla olduğundan bu yıl çiftçilerin ürününün de gayet iyi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Su kısıtlı olduğunda çiftçi sadece tek ürün eker ama şimdi su bolluğundan dolayı ikinci ürünü de ekiyorlar. Su fazla olduğunda çiftçiler arpa, buğday, karpuz, sebze, soya fasulyesi ekiyor."
- "Bölgede 110 kuş türü görebildik"
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç ise Devegeçidi Baraj Gölü'nün Karacadağ bölgesinden gelen suyu toplayan, kentin tarımsal sulama ve biyolojik çeşitliliği açısından son derece önemli bir yaşam kaynağı olduğunu vurguladı.
Kılıç, baraj gölünün tarımsal sulama amacıyla yapıldığını, suyun yeterli düzeyde toplanmasıyla bölgede biyoçeşitlilik anlamında da gözle görülür gelişme sağlandığını belirtti.
"Bölgede pek çok canlı türü var, bitkisel çeşitlilik çok fazla. Özellikle memelilerden, kuşlardan yana ciddi bir zenginlikten bahsedebiliriz. Bir yıl süresince yaptığımız gözlemlerle bölgede 110 kuş türü görebildik. Bazıları çok nadide türler. Biyoçeşitliliği ciddi anlamda destekliyor." diyen Kılıç, son 5 yılın yağış rejimini de gözlemlediklerini, 2021-2022 yıllarında suda ciddi bir azalma olduğunu, son 2 yılda yağışların da etkisiyle barajın neredeyse doluluğa eriştiğini ifade etti.
Devegeçidi Baraj Gölü havzasındaki biyoçeşitliliğin kaybedilmemesi gerektiğine dikkati çeken Kılıç, şunları kaydetti:
"Tilkiler, kirpiler, yarasalar, diğer gece yırtıcı türleri diyebileceğimiz sansar, gelincik bu bölgenin türleri arasında kabul edilir. Su kuşlarından, tarla kuşlarından yana büyük bir zenginliğimiz var. Bazı nadide türleri bile burada görme şansımız var. Mesela yalı çapkını bu bölgede bulunabiliyor. Onun dışında pek çok kıyı kuşlarımız var. Bu bölgede özellikle suya bağlı olarak bulunuyorlar. Eğer bunları kaybedecek olursak bir daha gelme şansları yok. Su yalnızca biyoçeşitliliği desteklemiyor tarım için de çok büyük öneme sahip. Çok verimli alanlar bu suyla sulanıyor. Aynı zamanda bölgede arıcılık da var. Bu suyu sürekli tutabilirsek pek çok tarımsal faaliyet bu bölgede rahatlıkla sürdürülür. Dolayısıyla bölgenin ekonomik kalkınmasına da çok büyük katkı sunar."