Çalışkanlığı ve hırsının yanı sıra esprili kişiliğiyle de milyonların sevdiği bir isim olan udi şarkıcı ile iç dünyasını ve hayatı konuştuk.
RÖPORTAJ: ŞEBNEM ÖZCAN- BUGÜN GAZETESİ
Siz görememenize rağmen hayata olan bağlılığınız ve attığınız neşeli kahkahalarla dikkatleri üzerinize çekiyorsunuz. Bu özellikler sizde ne zamandan beri mevcut?
Ben yatılı okulda okudum 8 sene, ilkokulda ailem beni oraya verdi. Zannediyorum orada ben hayatla yüzleştim; bir sır keşfettim. Eğer bu hayatın üstüne çıkmazsan hayat senin üstüne çıkar. Dolayısıyla bu hayata mutlaka dahil olmak istedim. Herkesin bir hikayesi var. Önemli olan, bu hikayede kahraman mı olacağız yoksa figüran mı? Ben hep hayatımın kahramanı olarak yaşadım. Dolayısıyla da o yolu seçtiğim için de bu haldeyim. Çok gülerim, çok hayat doluyum, evet etrafıma çok pozitif enerji veririm.
Sizin görmediğinize inanmayan çok insan var. Sizce bunun nedeni ne?
Ben de inanmıyorum. Ha ha hah. Ben geçici olarak servis dışıyım. Arada bir gidip geliyor, hah ha hah.
Neden insanlar sizin gördüğünüzü zannediyor?
Bu ülkenin enterasan yanı bu. Çok farklı şeyleri başarmanın getirdiği atraksiyon var bende. Benim yanıma bir gün bir hanım geldi ve dedi ki “Nasılsa görmüyorsun, niye bu kadar uyumlu giyiniyorsun?” Ben de dedim ki “İşte sen kalk gel yerinden bana bu soruyu sor diye.”
Engelliler son 10 yılda çok şanslılar ama geçmişte çok terk edilmişlik, izole edilmişlik, evlere kapatılmışlık var. Engellileri tecrit ettiler. Ben insanlara göre, ortaya çıktım ve inanılmazı başardım.
Dolayısıyla, “Bu adam kör olsa bunları yapamazdı. Görüyor da yapıyordur” diyorlar. Bu ülkenin yarısına göre bestekar, yarısına göre de sahtekar biriyim. Fazla ön planda olup, başarılması çok zor olan şeyleri başarıyorum. Ben dünya rekorunu kırdım, 315 km sürat yaptım. Bu çok akla yatkın gelmiyor. Bana “hayal” olduğu söylenen ne kadar şey varsa bu hayatta, şu güne kadar hepsini başardım.
“Okula gideceğim” dedim, “hayal” dediler gittim. “Üniversiteyi bitireceğim” dedim, “Hayal” dediler, üniversiteyi bitirdim. “Ben besteler yapıp şöhret olacağım, konservatuvara gireceğim” dediğimde de ‘hayal’ demişlerdi. Konservatuvarın tüzüğünü değiştirip girdim.
‘Engelli insanlardan sanatçı olmaz’ diye bir madde vardı o zamanlarda tüzüktü. 25 yıldır beni hayal tacirliğiyle suçlayan herkes şu an suçlu. “Bir vakıf kuracağım” dedim, “hayal” dediler, “olmaz” dediler kurdum.
İŞİME GELENİ GÖRÜRÜM
Siz yanınıza gelen insanları konuşmadan tanıyabilme özelliğine sahipsiniz. Bu nasıl oluyor?
İşime geleni görürüm. Arkamdan 27 senedir görmediğim öğretmenim sarıldı, ismini söyledim ağlamaya başladı. Arkamdan sarılınca, “Gamze Hocam” dedim ağlamaya başladı. Arkada da mı gözlerim var, yuhh yani. Günlük hayatımda kalabalık bir ekibim var. Görevleri bölüştürmüşüm, “Sen şununla uğraşacaksın, “sen bununla uğraşacaksın” diye. Her şeyimle ilgileniyorlar. Benim yerime görenler var, işlerini tastamam doğru yapıyorlar. Ekibim eğitimli... Benimle yaşayarak eğitiliyorlar.
Küçük ihtimallerle büyük hesaplar yapmam
Tedavi olma şansınız var mı?
Bana her daim bir şeyler çıktığında, “Metin şu çıktı oğlum, televizyona bak, gazeteyi oku” derler. Bu bana çok cazip gelmiyor.1993 yılında İngiltere’de bir hoca, sol gözüm için yüzde 30 gibi bir görme ihtimalini söylemişti bana. Ama ben küçük ihtimallerle büyük hesaplar yapmam. O zaman da onu kabul etmemiştim. Orada bu konuyu çok önemsemediğimi fark ettim. Büyük beklentiler hep mutsuzluk getirir.
Gülün, begonvilin rengini merak etmiyor musunuz?
Onlar beni merak etsin. Bir dönem arkadaşlarım bana diyorlardı ki: “Şurada bir ev var, deniz manzaralı harika bir ev satın al.” Sonra şunu fark ettim, bu bana atılacak büyük bir kazık. Ya arkadaş, deniz manzaralı bir bir ev aldığımı düşün; akraba, eş, dost gelecekler bütün manzarayı seyredecekler, ben kek gibi görmeyeceğim. Ama tekne hayatına girdim, deniz üstünde yaşıyorum. Akıllı insanlar hayatın şartlarına uyarlar. Gülün rengini de bilirim, rüzgarın rengini de, denizin rengini de bilirim, güneşin rengini de.
Ölümle dans ederek rekor kırdım
Dünya Görme Engelliler hız rekoru kırdınız. 300 küsur kilometre hızla giden bir arabayı nasıl kullanıyorsunuz?
Orada Volkan Işık ‘Co Pilot’tu; ikinci arabadaydı benimle birlikte değildi. Ben arabada yalnızdım. Kaskın içinde seslendirme vardı. Seslendirmeyle bir yıl önce denemelere başladık. Son 10 günde Urfa Havalimanı’na kampa gittik. Çok çalıştık. 1 santim bile rotadan çıkarsak 60 metre savruluyorduk. O rekoru ölümle dans ederek kırdım.
Metin Şentürk’ün gözü kara mı? Bu yaptıklarım bunu göstermiyor mu?
Normalde gözlerim açık renktir ama Ha ha ha.