Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, kaşık, çatal ve bıçakların saklama ve temizleme şekline, kullanım süresine bağlı olarak bazen zararlı mikropları ve zehirleyici maddeleri yenilen yemekle vücuda bulaştırabildiğini belirterek, bu durumun ciddi zehirlenmelere ve kanser gibi çok önemli sağlık sorunlarına neden olabildiğini belirtti.
Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sofraların vazgeçilmezleri olan kaşık, çatal ve bıçakların insan sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi.
ABD'de yapılan bir çalışmanın, özellikle asitli besinlerle, sıcak ortamda plastiğin besine geçerek insan vücudunda yağ dokuda birikebildiğini ve sinir sistemi için yorgunluk, sinirlilik, uyku sorunları gibi, kansızlık, kanamanın durdurulmasında güçlük, zararlı etkilere yol açtığını gösterdiğini anlatan Yorulmaz, şöyle konuştu:
''Özellikle yemek hazırlarken, karıştırırken kullanılan tahtadan yapılmış kaşık ve kepçeler zaman içerisinde su, sıcak, soğuk gibi faktörlerin yapısında tahribat yaparak önce üzerindeki cilasını daha sonra da yüzey düzgünlüğü bozulur. Düzgünlüğü bozulan kaşık ve kepçelerin üzerindeki çatlak ve çiziklerde, yıkama sırasında deterjan kalır. Bu dar yerlere giren gıda artıkları tümüyle temizlenemediğinden bu alanlarda kolayca mikrop üreyebilir.
Kaşık, çatal ve bıçaklar, saklama ve temizleme şekline, kullanım süresine bağlı olarak bazen zararlı mikropları ve zehirleyici maddeleri yenilen yemekle vücuda bulaştırır. Bu durum ciddi zehirlenmelere ve kanser gibi çok önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.''
METALDEKİ TEHLİKE
Yorulmaz, metal kaşık, çatal ve bıçakların yapıldığı maddeye göre paslanma, çizilme, kırılma ile küçük ya da önemli miktarda olmak üzere gıdaya zehirli metal ve çizilen, çatlayan bölümlerin de gıda artıklarının kalması ve mikrop üremesi ile de hastalık bulaştırma riski olduğunu ifade etti.
Metal kaşık, çatal ve bıçakların parlaklığını kaybetmesi, renginin solmasının özellikle asitli yiyeceklere zarar verdiği anlamına geldiğini bildiren Yorulmaz, şunları kaydetti:
''Bu yiyeceklerle de söz konusu metaller o yemeği yiyen insanların vücuduna ulaşır ve yıllar sonra depolanan miktara bağlı olarak felç ve kanser de dahil olmak üzere pek çok hastalığa neden olabilir. Yapılan çalışmalarda, çatal, kaşık ve yemek takımlarının yıkanmasından sonra, bulaşık makinelerinden çıkan atık su içinde bu malzemelerin yapıldığı metallere rastlanmıştır. Örneğin, vücuda bu yolla giren nikel vücutta kemikler, böbrekler, karaciğer, akciğer, beyin ve bağışıklık sisteminde depolanarak bu organlarda yetersizliğe yol açarken, genetik yapıyı bozarak kanserlere yol açabilir. Bunların yanında cilt sorunlarına da neden olabilmektedir. Krom mide ülseri, karaciğer ve böbreklere zarar vererek yetmezliklerine, kanserlere yol açabilir.''
İnsanların gümüş kaşık, çatal ve bıçakları en seçkin ürünler olarak kabul ettiğini söyleyen Yorulmaz, ancak bu araçlar yolu ile vücuda giren gümüşün beyin ve sinir hücrelerini etkileyerek ciddi sorunlara yol açabildiğini belirti.
Kurşunun en zehirli metallerden biri olduğunu bildiren Yorulmaz, uzun süre küçük miktarlarda da olsa vücuda alındığında, tansiyon yüksekliği, böbrek yetmezliği, beyin ve sinir sistemi sorunları, kansızlık gibi sorunlara neden olduğunu belirtti.
Çinkonun aniden ortaya çıkan böbrek yetmezliğine neden olabildiğini anlatan Yorulmaz, kalayın ise uzun süre alınmasıyla depresyon, karaciğer hasarı, bağışıklık siteminin zayıflaması, kansızlık gibi belirtiler ortaya çıktığını ifade etti.
NE YAPILMALI?
Prof. Dr. Yorulmaz, bu malzemelerin saklandığı yerlerin haşerelerin girmeyeceği biçimde korunaklı yerler olması ve kullanmadan önce mutlaka iyice yıkanması gerektiğini söyledi.
Tahtadan yapılmış kaşık ve kepçeler süs amacıyla değil, yemek için kullanmak amacıyla alınıyor ise boyalı olmayanlardan seçilmesi gerektiğini belirten Yorulmaz, kaşık, çatal ve bıçaktan gelen sağlık sorunlarından korunmak için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
''Metalden yapılmış kaşık, çatal ve bıçak gibi mutfak malzemeleri yapıldığı malzeme ne olursa olsun yoğurt, turşu gibi asitli gıdalarla temasta metalin bir bölümü bu tür gıdaların içine daha kolayca geçer. Bu nedenle böyle asitli besinlerin içinde metal ya da plastik kaşık, çatal ve bıçaklar uzun süre bırakılmamalıdır. Plastik olanların dışındaki kaşık, çatal ve bıçaklar yıkanma sırasında birbirine sürtünme ya da yumuşak olmayan deterjanlarla yıkanırlarsa çizilme tehlikesi oldukça yüksektir. Çizildiğinde metal olanların içine konulduğu gıdalara metal bulaştırma riski artmaktadır.
Kullandığımız her malzemenin sağlığımıza olan etkisi açısından titiz davranmak gereklidir, ancak özellikle yiyeceklerle bu kadar yakından ilişkili olan kaşık, çatal ve bıçaklar çok daha fazla özeni hak etmektedir.'' (AA)
Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sofraların vazgeçilmezleri olan kaşık, çatal ve bıçakların insan sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi.
ABD'de yapılan bir çalışmanın, özellikle asitli besinlerle, sıcak ortamda plastiğin besine geçerek insan vücudunda yağ dokuda birikebildiğini ve sinir sistemi için yorgunluk, sinirlilik, uyku sorunları gibi, kansızlık, kanamanın durdurulmasında güçlük, zararlı etkilere yol açtığını gösterdiğini anlatan Yorulmaz, şöyle konuştu:
''Özellikle yemek hazırlarken, karıştırırken kullanılan tahtadan yapılmış kaşık ve kepçeler zaman içerisinde su, sıcak, soğuk gibi faktörlerin yapısında tahribat yaparak önce üzerindeki cilasını daha sonra da yüzey düzgünlüğü bozulur. Düzgünlüğü bozulan kaşık ve kepçelerin üzerindeki çatlak ve çiziklerde, yıkama sırasında deterjan kalır. Bu dar yerlere giren gıda artıkları tümüyle temizlenemediğinden bu alanlarda kolayca mikrop üreyebilir.
Kaşık, çatal ve bıçaklar, saklama ve temizleme şekline, kullanım süresine bağlı olarak bazen zararlı mikropları ve zehirleyici maddeleri yenilen yemekle vücuda bulaştırır. Bu durum ciddi zehirlenmelere ve kanser gibi çok önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.''
METALDEKİ TEHLİKE
Yorulmaz, metal kaşık, çatal ve bıçakların yapıldığı maddeye göre paslanma, çizilme, kırılma ile küçük ya da önemli miktarda olmak üzere gıdaya zehirli metal ve çizilen, çatlayan bölümlerin de gıda artıklarının kalması ve mikrop üremesi ile de hastalık bulaştırma riski olduğunu ifade etti.
Metal kaşık, çatal ve bıçakların parlaklığını kaybetmesi, renginin solmasının özellikle asitli yiyeceklere zarar verdiği anlamına geldiğini bildiren Yorulmaz, şunları kaydetti:
''Bu yiyeceklerle de söz konusu metaller o yemeği yiyen insanların vücuduna ulaşır ve yıllar sonra depolanan miktara bağlı olarak felç ve kanser de dahil olmak üzere pek çok hastalığa neden olabilir. Yapılan çalışmalarda, çatal, kaşık ve yemek takımlarının yıkanmasından sonra, bulaşık makinelerinden çıkan atık su içinde bu malzemelerin yapıldığı metallere rastlanmıştır. Örneğin, vücuda bu yolla giren nikel vücutta kemikler, böbrekler, karaciğer, akciğer, beyin ve bağışıklık sisteminde depolanarak bu organlarda yetersizliğe yol açarken, genetik yapıyı bozarak kanserlere yol açabilir. Bunların yanında cilt sorunlarına da neden olabilmektedir. Krom mide ülseri, karaciğer ve böbreklere zarar vererek yetmezliklerine, kanserlere yol açabilir.''
İnsanların gümüş kaşık, çatal ve bıçakları en seçkin ürünler olarak kabul ettiğini söyleyen Yorulmaz, ancak bu araçlar yolu ile vücuda giren gümüşün beyin ve sinir hücrelerini etkileyerek ciddi sorunlara yol açabildiğini belirti.
Kurşunun en zehirli metallerden biri olduğunu bildiren Yorulmaz, uzun süre küçük miktarlarda da olsa vücuda alındığında, tansiyon yüksekliği, böbrek yetmezliği, beyin ve sinir sistemi sorunları, kansızlık gibi sorunlara neden olduğunu belirtti.
Çinkonun aniden ortaya çıkan böbrek yetmezliğine neden olabildiğini anlatan Yorulmaz, kalayın ise uzun süre alınmasıyla depresyon, karaciğer hasarı, bağışıklık siteminin zayıflaması, kansızlık gibi belirtiler ortaya çıktığını ifade etti.
NE YAPILMALI?
Prof. Dr. Yorulmaz, bu malzemelerin saklandığı yerlerin haşerelerin girmeyeceği biçimde korunaklı yerler olması ve kullanmadan önce mutlaka iyice yıkanması gerektiğini söyledi.
Tahtadan yapılmış kaşık ve kepçeler süs amacıyla değil, yemek için kullanmak amacıyla alınıyor ise boyalı olmayanlardan seçilmesi gerektiğini belirten Yorulmaz, kaşık, çatal ve bıçaktan gelen sağlık sorunlarından korunmak için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
''Metalden yapılmış kaşık, çatal ve bıçak gibi mutfak malzemeleri yapıldığı malzeme ne olursa olsun yoğurt, turşu gibi asitli gıdalarla temasta metalin bir bölümü bu tür gıdaların içine daha kolayca geçer. Bu nedenle böyle asitli besinlerin içinde metal ya da plastik kaşık, çatal ve bıçaklar uzun süre bırakılmamalıdır. Plastik olanların dışındaki kaşık, çatal ve bıçaklar yıkanma sırasında birbirine sürtünme ya da yumuşak olmayan deterjanlarla yıkanırlarsa çizilme tehlikesi oldukça yüksektir. Çizildiğinde metal olanların içine konulduğu gıdalara metal bulaştırma riski artmaktadır.
Kullandığımız her malzemenin sağlığımıza olan etkisi açısından titiz davranmak gereklidir, ancak özellikle yiyeceklerle bu kadar yakından ilişkili olan kaşık, çatal ve bıçaklar çok daha fazla özeni hak etmektedir.'' (AA)