İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü risklerin canlılığını korumakta olup küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesinin beklendiği kaydedildi.
Kurulun 23 Temmuz'daki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyümedeki zayıflamanın yılın 2. çeyreğinde derinleştiği ifade edildi.
Ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla 3. çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlendiği aktarılan özette, salgının yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir dalga yaşanma olasılığına bağlı olarak toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin yüksek seyrettiği vurgulandı.
Özette, salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizliklerin sürdüğüne işaret edilerek, "Normalleşmenin uzun sürmesi veya önümüzdeki dönemde salgında ikinci bir dalga görülmesi durumunda küresel ekonomide işaretleri görülmeye başlanan toparlanma sekteye uğrayabilecek, küresel risk iştahında dalgalanmalar gözlenebilecektir." denildi.
Haziran PPK toplantısını takip eden dönemde, OPEC+ ülkelerinin nisanda vardıkları anlaşmanın ikinci aşamasına geçip petrol arz kısıntısı miktarında azalmaya gittiği, ayrıca toparlanmaya başlayan küresel faaliyete bağlı olarak ham petrol fiyatlarının ılımlı bir şekilde arttığı anımsatılarak, şunlar kaydedildi:
"Petrol fiyatlarının bulunduğu seviye, küresel salgın öncesi dönemde görülen seviyelerinin altındadır. Diğer taraftan, küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta olup küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi beklenmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali adımlar atmaya devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranları tarihsel düşük seviyelerdeki seyrini sürdürürken, gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanının büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir."
- "Kredi büyümesinin iç ve dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir"
Özette, destekleyici politika önlemleri ve normalleşme adımlarının yakın dönemde risk iştahında bir miktar artışı beraberinde getirmesine karşın gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının zayıf seyretmeye devam ettiği belirtildi.
Küresel iktisadi faaliyet görünümüne ilişkin belirsizliklerin sürmesinin, gelecek dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine yol açabileceği uyarısında bulunulan özette, "Son dönemde küresel gelişmelerin olumsuz etkileri bir miktar hafiflemiş olmakla beraber küresel belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Bu doğrultuda, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecektir." ifadeleri kullanıldı.
Özette, parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu bankalarının öncülüğünde ivme kazanan kredi genişlemesinin, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine önemli katkı sağladığı vurgulandı.
Kefaletli kredi imkanıyla ağırlıklı olarak firmaların taleplerine yönelik ivmelenen kredi büyümesinin, firma kredi talebinin doygunluğa ulaşmasının ardından kamu bankalarının açıkladığı bireysel kredi paketleri ve tüketicilerin ertelenmiş talebinin hayata geçmesiyle gücünü koruduğu aktarılan özette, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Kredi büyümesi ve kompozisyonunun, iç ve dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir. Toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde yükseliş gözlenmektedir. Uluslararası emtia fiyatları tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ederken, gıda enflasyonu dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle artmıştır. Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Nitekim öncü göstergeler, normalleşme sürecinde kapasite kısıtlarına tabi olan hizmet gruplarındaki aylık fiyat artışlarının yavaşlamaya başladığına işaret etmektedir. Yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörüsü korunmakla birlikte yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir."
- "Destekleyici likidite adımları aşamalı bir şekilde gözden geçirilebilir"
Özette, kurulun; enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirdiği bildirildi.
Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patikayla uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiğine işaret edilen özette, "Bu çerçevede, parasal duruş, ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir." denildi.
Özette, marttan itibaren uygulamaya konulan destekleyici likidite adımlarının, normalleşme sürecinin gelişimine bağlı olarak aşamalı bir şekilde gözden geçirilebileceği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Salgın sonrası dönemde uygulanan maliye politikası tedbirlerinin parasal ve finansal diğer tedbirlerle birlikte salgına bağlı iktisadi risklerin sınırlanarak ekonominin üretim potansiyelinin desteklenmesine ve toparlanmanın başlamasına önemli katkı sağlamıştır. Ekonominin toparlanma sürecinde para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümün sürdürülerek makro politika bileşiminin enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek şekilde belirlenmesi, büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı etkiler nedeniyle toparlanması daha uzun sürebilecek sektörlerin desteklenmesi için geçici ve hedefe yönelik maliye ve benzeri politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir."
Özette ayrıca, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin, kurulun geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği vurgulandı.
(Bitti)