Meclis'te vatandaşlık tartışması

TBMM Anayasa Yazım Komisyonu'nda partiler, "vatandaşlık" başlıklı madde üzerinde genel görüşlerini sundu.

BDP'li Danışman Meral Danış Beştaş, BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız'ın, Mahmut Esat Bozkurt'un "Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı" sözlerini aktardığı sırada MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk'ün, "Ne kadar iyi demiş" dediğini söylemesi üzerinde komisyonda tartışma yaşandı.

Alınan bilgiye göre, toplantıda BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, sunumunda, "Üst kimlik gerçekten Türklük olabilir mi?" sorusunu yöneltti. Yıldız, bu kavramın içinin geçmişten bu yana eşitlik temelinde doldurulması halinde, kişilerin bunu kabul edebileceğini ifade ederek, ancak bunun tersinin yapıldığını savundu.

Yıldız, 1934 Trakya olaylarında Yahudiler'in sürüldüğünü, 1942'de Varlık Vergisi'nin konulduğunu, 6-7 Eylül olaylarının yaşandığını belirterek,"Türklük üst kimliği onları kapsasaydı başlarına bu gelmezdi, devlet eliyle yapılmazdı. 80 yıl sonra 'Türklük sizi de kapsıyor' üst kimlik dayatması, bu tarihsel gerçeklikle uyuşmuyor" dedi. Yıldız, Adalet Bakanlığı yapan Mahmut Esat Bozkurt'un, "Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı" sözlerine işaret etti.
Komisyonun BDP'li danışmanı Meral Danış Beştaş, Yıldız'ın sunumundan sonra söz aldı. Beştaş, Bozkurt'un sözlerini aktardığı sırada MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk'ün, "Ne kadar iyi demiş" dediğini savundu. Bunun üzerine komisyonda tartışma yaşandı. Öztürk, böyle birşey demediğini ifade etti, MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da "Böyle bir şey söyleseydi ben de duyardım" dedi.

Toplantının ilk bölümü, bu tartışmalarla son buldu.

-"Siyaseten ve akademik olarak doğru değil"

Öğleden sonra vatandaşlık tanımı üzerinde diğer partiler de görüşlerini dile getirdi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhuriyet'in kurucu felsefesinin, Cumhuriyet'in kuruluşuyla başladığını, Kurtuluş Savaşı'ndan beri şekillendiğini söyledi. Kart, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların, tek devlet inşa etmek için biraraya geldiğini dile getirerek, 90 yıldan sonra bugün bu duygunun, büyük ölçüde topluma hakim olduğunu kaydetti. Kart, bu durumun kendisini iyimser kıldığını vurguladı.

Kart, eşit yurttaşlık algısının, olgusunun yaratılamadığını belirterek, komisyon masasında bunun neden yaratılamadığının tartışılması gerektiğini dile getirdi.

CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in sözlerine de atıfta bulunan Kart, Kürt milleti ve Kürt milliyeti kavramlarını konuşmanın siyaseten ve akademik olarak doğru olmadığını ifade etti. Kart, "Buradan belli bir etnisiteye 'sen ulus olamamışsın' anlayışı çıkar. O zaman, uluslar arasında bir yarışın temelini atmış oluruz. Bunu doğru bulmuyorum. Bu gibi kavramlara ağırlık vermemek gerekir" diye konuştu.

-"Nüfus cüzdanımızdan adımızı silmeye benzer"

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk de "Milletimizin adı en az 1500 yıldan beri, yerli ve yabancı kaynaklarda tarihe Türk olarak kaydedilmiştir. Çin, Bizans, Fars, Arap, Ermeni, Süryani, Rus ve bütün Avrupa kaynaklarında milletimizin adı Türk'tür. Milletimizin adı Türk olarak Lozan Antlaşması'na da girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün anayasalarında bütün vatandaşlarımızın her birinin Türk milletinin bir üyesi olarak Türk diye adlandırıldığını biliyoruz. Kuruluşunda Türk kavramı etnik vatandaşlık anlamına gelmediği gibi Türk vatandaşlığına sahip kişilerin ırkı, dini, etnik ve kültürel kimlik ve özellikleri de bu vatandaşlığın kurucu ya da tamamlayıcı unsuru olarak kabul edilmemiştir. Dolayısıyla Türk vatandaşı olmak sadece ve münhasıran kişinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşlığına sahip olduğu anlamına gelmektedir" ifadelerini kullandı.

Öztürk, Türkiyelilik kavramının, "nerelisin?" sorusuna cevap olabileceğini ancak "kimsin?" sorusuna cevap veremeyeceğini savundu. Öztürk, sık dillendirilen ancak tanımı verilmeyen anayasal vatandaşlık kavramının da yumuşak ve birleştirici bir kavram olarak sunulduğunu ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:

"Anayasal vatandaşlık kavramından bahsedenlerin hemen hepsi, Türkiye'de yaşayan topluluğun homojen bir yapıda olmadığı, yani bir millet olmadığı; farklı etnik, ırki ya da kültürel özellikler taşıyan çok kültürlü bir yapı olduğu ortak paydasında buluşmaktadırlar. Bu anlayışta olanlara göre, Türkiye Cumhuriyeti, 36 ya da 47 farklı etnik ya da kültürel grubun bir araya gelerek oluşturduğu mozaik ya da çok kültürlü bir devlettir. Bu düşüncede olanlara göre, Türkiyeli üst kimliğini benimseyince, asli kurucu unsur ortadan kalkıyor ve ülkede yaşayan herkes üst kimlik olarak Türkiyeli oluyor. Ancak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan insanlar tesadüfen bir araya gelmiş insan topluluğu olmadığından, tarihi, kültürü ve müşterekleri yok sayan böyle bir köksüz adlandırmaya gitmek de yanlıştır.
Maalesef Cumhuriyet'in kuruluşundan günümüze kadar olan süreçte millet kavramının içeriğinin boşaltılması için yoğun çabalar sarf edilmektedir. Anayasal vatandaşlık tartışmalarının bu kapsamda değerlendirilmesi doğru olacaktır. Anayasal vatandaşlık ya da çok kültürlülük veya Türkiyelilik kavramları, milli devlet olarak örgütlenmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinin değiştirilmesi teşebbüsünden başka bir anlam taşımamaktadır. Bu ülkede yaşayan herkesin zorunlu vatandaşlıktan çıkartılıp, gönüllü vatandaş haline getirilmesi gereklidir ve bu devletin asli görevlerinden birisidir. Ancak, bunun yolu çok kültürlülük gibi, üniter yapıyı tehdit eden düzenlemeler değil, hukuk devleti ve insan haklarına bağlı bir anayasa düzenlemesi yapmaktan geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasasından Türk'ü çıkarmak ancak safdillik veya acizlik kelimeleriyle anlatılabilecek bir husustur. Bu, nüfus cüzdanımızdan adımızı silmeye benzer."

-"Zaman harcadılar"

AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya da toplantı çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İyimaya, komisyonda vatandaşlığı değerlendirmek yerine özellikle MHP ve BDP'nin Osmanlı'nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk dönemindeki olayları gündeme getirerek zaman harcadıklarını kaydetti.
Toplantıda parametrelerini ortaya koyduklarını anlatan İyimaya, şöyle konuştu:

"Bizim vatandaşlık konusundaki temel değişmezlerimiz şu: Vatandaşlık, birey ile devlet arasındaki bir bağdır. Birey ve devlet arasındaki bağın kurgulanmasında tanımımız çok açık. Devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türk'e mi, Türkiye Cumhuriyeti'ne mi? Anayasal gelişme içerisinde ve bilimsel eleştiriler, değerlendirmeler, demokrasinin geldiği nokta da gözetilerek daha çok nötr vatandaşlık yani vatandaşlığı saf anlamda esas alan bir vatandaşlığı tercih ettik. Ama Türk milletinin, Anayasa'nın vazgeçilmez değerlerinden birisi olduğu hususunu da vurguyla ortaya koyuyoruz. O, ilgili maddede yazılabilir. Burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ibaresini tercih ettik."

Komisyon, yarın "Vatandaşlık" maddesini görüşmeye devam edecek.

Komisyonun BDP'li üyeleri, yarın basın toplantısı düzenleyerek Anayasa yapım sürecinde gelinen son aşamayı değerlendirecek.YAZETE

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Perde Arkası Haberleri