Gök, Genel Kurulda, Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılmasını öngören kanun tasarısının görüşmelerinde, verdiği değişiklik önergesi üzerine söz aldı. Gök, AK Parti hükümeti döneminde yargının farklı bir duruma geldiğini, henüz basılmayan bir kitap için "imha edile" kararı çıktığını, ilahiyatçıların evlerinin arandığını söyledi.
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın evinde yapılan aramada misyonerlik konusundaki araştırmaların değil, Fethullah Gülen'e ilişkin kitapla ilgili belgelerin alındığını belirten Gök, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüce dinimizi birilerinin tarikatına göre yorumlatmayın bize. Dinimi kendim yaşar ve yorumlarım. Bu ülkede milletvekilliği dokunulmazlığı hikaye... Fethullah Gülen dokunulmazlığı var. Ona dokunan, konuşan yanar. Bu nasıl bir dokunulmazlık? Bunun örneği yok. O adamcağızdan ne istiyorsunuz da gözaltına alıyorsunuz.
Atatürk, 'Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi olamaz' demişti. Onun kemiklerini sızlatıyorsunuz. Bu ülkeyi şeyh, derviş ve müritler ülkesi yaptınız. Gelin burada müridi olduğunuzu söyleyin, Gülen'i savunun, yerinizde durmayın. De ki 'ben müridiyim.' Unutmayın Mustafa Kemal'in kemiklerini sızlatan ama bu dünyada ama öbür dünyada, faturasını ödeyecektir." "Kürsüden karalama hakkı..." Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, Gök'ün, yargısal işlemleri ve kolluk kuvvetlerinin aramalarının doğrudan AK Parti talimatıyla yapılıyormuş gibi göstermek istediğini, ancak bunların yalan ve yanlış olduğunu ifade etti.
Kılıç, şunları söyledi: "Burada bulunmayan, burada kendisini savunma imkanına sahip olmayan, kamuoyunun şu veya bu şekilde değerlendirmesini yapmakta olduğu, takdir etmek ya da eleştirmekte olduğu isimler hakkında buradan ifadelerde bulunulması son derece yanlış. Kafasında hayali birtakım tarikatlar, hayali birtakım cemaatler inşa ederek, tarikatlar, cemaatler ve milletvekilleri arasında bir mürit ilişkisi kurmak ve bunu da AK Parti'ye mal etmek suretiyle düşülen hatanın kabul edilebilir bir tarafı söz konusu değildir. Yanlış yapıyorsunuz. Bu yaklaşım doğru değil.
'Türkiye Cumhuriyeti Devleti şeyhler, müritler memleketi olamaz.' Eyvallah. Gazi'nin bu sözünü benimsiyor ve kabulleniyoruz. Ama Gazi'nin tek eseri bu söz değil. Gazi, bu millete, Cumhuriyet idaresini, zenginliklerini, kazanımlarını da emanet etmiştir. Demokrasiyi, millet iradesini de emanet etmiştir. Milli iradeye, millet iradesine, milletin değer verdiklerine saygı göstermeyi, en azından saygılı kalabilmeyi başarmakla mükellefsiniz. Olmayan şeyler üzerinde iftiralar üreterek milletvekillerini de, AK Parti Grubu'nu da zan altında bırakamazsınız. Hele ki bir milletvekili sorumluluğu, burada kendini savunma hak ve imkanına sahip olmayanları, bu kürsüden karalama hakkını, yetkisini imkanını hiç kimseye vermez." "Kıbleniz neresi?" Yeniden söz alan Gök ise hükümete KHK yetkisi veren tasarının Genel Kurula geleceğini belirterek, "6 aylığına 19 kurumun her şeyi hakkında, 9 ayrı kanunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hazretlerinin kararıyla kanunlar çıkacak. Bunun adı milli irade mi" dedi.
Bu arada AK Partili milletvekilleri sıralara vurarak Gök'e tepki gösterdi. Gök ise bunun üzerine, "(Fethullah Gülen) deyince AK Parti Grubu yerinden fırlıyor. Neden gocunuyorsunuz? 'Fethullah Gülen' lafını söyle millet ayaklarda. Niye? Kıbleniz neresi sizin arkadaşlar, eğer Pensilvanya ise... Benim kıblemin yeri belli" dedi.
Bunun üzerine AK Parti'li milletvekilleri kürsüye geldi. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk de kürsüde Gök'ün üzerine yürüyen AK Parti'li milletvekillerini engellemeye çalıştı. Gök'ün yerine oturması üzerine, iktidar milletvekilleri CHP sıralarına yönelerek, tepkilerini dile getirdi. Tartışmanın büyümesi üzerine Başkanvekili Meral Akşener, birleşime ara verdi. Tartışma, verilen arada da devam etti. İsa Gök, arkadaşları tarafından Genel Kurul salonundan çıkarıldı.