Sümeyye Ertekin / Özgün Duruş
Muhammed Mürteca. TVNET Gazze muhabiri. TVNET izleyicileri onu Gazze savaşı sırasında ateş altında yaptığı yayınlarla tanıdı. 1996- 2004 yılları arasında Türkiye’de yaşadı. Mimarlık okudu. Burada kalma şansı varken ülkesinin ona ihtiyacı olduğunu düşünerek Gazze’ye gitti. Ancak mesleğini orada yapamıyor. Zira İsrail inşaat malzemelerinin girişine izin vermiyor.
Muhammed savaşın ardından okuduğu ülkeyi ziyaret etmek istedi. Ancak ambargo altındaki Gazze’den çıkmak o kadar kolay olmadı. Bir buçuk senelik bir çabasın sonunda ailesi ile birlikte İstanbul’a tatile geldi. Muhammed’le Gazze’yi, Türkiye’nin Gazze için ne ifade ettiğini ve tabii ki İsrail’in kanlı Mavi Marmara baskınını konuştuk.
Gazze Savaşı sırasında içeriden Türkiye’ye bildiren bir tek sen vardın ve TVNET muhabiri olarak Türkiyeliler senden dinledi savaşı. En çok ne zorladı seni?
Bombardıman başladığında hemen Şifa hastanesine gittim. Bir sürü şehid ve yaralı gelmeye başladı ardımdan… Kolları, bacakları kopmuş bedeni parçalanmış insanlar gördüm. Hastane kaynakları sınırlıydı ancak her an yeni bir yaralı ya da şehid geliyordu. Sabah 8’de evden çıkıyordum gece 12’de eve dönüyordum. Bazen günlerce eve gitmediğim oluyordu.
Evlisin ve çocukların var. Aklın onlarda kalmıyor muydu?
Tabii kalıyordu. Ancak Gazze Şeridi’nde yaşananları dünyaya aktarmam gerektiğini biliyordum. Olayları takip etmek zorundaydım. Bu yüzden elimden geldiğince TVNET ekranlarından aktarmaya çalıştım orada yaşadıklarımızı. Bu arada ailemi de merak ediyordum tabii. Bombardımanın ilk günlerinde eve gidemiyordum. Elektrikler ve telefonlar kesilmişti. Ailemle iletişim kuramıyordum. Üç gün eve gidemediğim oldu. Üç gün sonra onlara ulaştığımda evin dış duvarına bir füze isabet ettiğini duydum. Yakınlarımdan canını kaybeden olmamıştı, ancak bu, insanın yüreğine su serpmiyor. Çok acılar yaşandı o zaman Gazze’de. Size bir şey olmamasına sevinemiyorsunuz.
Savaş ortamında çocuklar eğitime nasıl devam ediyorlar?
Mesela son Gazze savaşı sona erdikten sonra hemen hemen her okulda en az 10 şehit vardı. Çocuklar öğretmenlerini, sıra arkadaşlarını kaybetmişlerdi. Bu tabii moral bozucu, hele ki çocuklar için. Çoğu ilkokul ve ortaokul öğrencisiydi bunların. Günlerce yas tutuldu. Okular da bombalandığı için hükümet iki okulu birleştirmek zorunda kaldı.
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı illegal ambargoyu kırmak için yola çıkan Mavi Marmara filosunu İsrail uluslararası sularda vurdu. 9 kişi şehid oldu. Mavi Marmara Gazzeliler için ne ifade ediyor?
Mavi Marmara Gazzeliler için bir umuttu. Hala daha öyle. Gazzelilerin ona hem maddi hem manevi olarak ihtiyacı vardı. Maddi olarak gıda, ilaç ve temel ihtiyaç malzemeleri. Manevi olarak ise yalnız olmadığımızın bilinci.Ve bütün dünyaya İsrail’in gerçek yüzünü gösterdi.
Nasıl bir bekleyiş vardı Gazze’de yardım gemileri için?
Mavi Marmara karşılama komitesi kurulmuştu. Herkes gemiye odaklanmıştı. Gazze limanında Türk bayrakları asıldı. Dünyanın dört tarafından insanlar geliyordu. Ancak Gazzeliler “Türkler geliyor” diyorlardı. İnsanlara soruyordum, “sizin için ne ifade ediyor bu gemiler?” diye. Kimi“hayat damarı” kimi “ölümden kurtaracak Nuh’un gemisi” diyordu ona. Saldırı gerçekleşmeden önceki gece bir yaşlı kadın gördüm sahilde. Neden beklediğini sordum. “Gemileri bekliyorum” dedi bana. Ben de ona gemilerin sabah geleceğini, eve gidip sabah gelmesi gerektiğini söyledim. Ancak o beklemekte kararlıydı, zor ikna ettim eve gitmesi için.
Peki saldırı olduğunda neler oldu Gazze’de?
O gece eve gittim. Ve gemiyiİHH’nın frekanslarından ve TVNET’ten takip etmeye başladım. Sabah saat 4 gibi İHH Başlanı Bülent YIdırm ekrandaydı ve “bize doğru geliyorlar” diyordu. “Biz teslim olmayacağız. Rotamız Gazze yardımlarımızı Gazze’ye götüreceğiz” diyordu. Sonra birden yayın kesildi. Tabii deliye döndük. Yarım saat sonra birden yayın geldi. Saldırının başladığını gördüm. Vahşi bir şekilde saldırıyorlardı. Yaralılar şehitler vardı… Hemen Gazze’deki yetkilileri aradım. O andan itibaren herkes limana akın etmeye başladı. O kadar kalabalıktı ki liman.. Bir yanda medya bir anda Gazzeliler…
Tepkiler nasıldı?
İnsanlar biz Yahudilerin gerçek yüzünü biliyoruz. Bize bunu yapıyorlardı ancak yardım getiren gemilere bu kadar vahşice saldırı yapacaklarını tahmin etmediklerini söylediler. Camilerden anonslar yapıldı. Sonra 100 kadar küçük balıkçı kayıkları ile denize açıldı insanlar belki Mavi Marmara’yı görürüz umuduyla. Biraz ilerledikten sonra İsrail hücumbotları bize doğru gelmeye başladı ve taciz ateşi etmeye başladılar.Mavi Marmara’da şehitler olduğunu öğrendiğimizde yas tutmaya başladık. Üç gün boyunca limanda gece gündüz nöbet tuttuk. Yas çadırları kurduk limanda, gemiyi karşılamaya hazırlandığımız yerde. Hatta 3 yaşındaki oğlum gemilerin geleceğini biliyordu, ancak saldırıyı tam olarak algılayamadığı için sürekli onu limana götürmemi istiyordu. Gemileri karşılamak istiyordu.
Mavi Marmara Gazze’de ve dünyada bir şeyleri değiştirdi mi?
Hükümetten ve bütün örgütlerden temsilciler bekledi günlerce limanda. Herkes bir oldu limana aktı. Hatta Filistinli bütün örgütler “Türkler ve bütün dünya bizim için birleşti bizim de birleşmemiz gerekiyor “ demeye başladı. Hamas lideri İsmail Heniye “Mavi Marmara belki Gazze’ ye ulaşamadı ancak yine de hedefine ulaştı. Zira Gazzelilerin sesini dünyaya duyurdu. Ve bize yalnız olmadığımızı gösterdi. Dünyaya İsrail in gerçek yüzünü gösterdi.” dedi.
Ambargo hafifledi mi?
Ambargo hafifledi ancak kalkmadı. Ancak Mısır’ın Refah sınırını açması da önemli bir gelişme oldu.
Artık daha kolaydır herhalde Gazze’den çıkmak….
Aslında hala Gazze’den ayrılmak da çok zor içeri geri girmek de. Tabii Mavi Marmara’dan önce daha zordu. Hatta nerdeyse imkansızdı. Vize gibi işlemleri hallettikten sonra sıraya girmeniz gerekiyordu. O sıra bazen hiç gelmiyordu. Ancak Mavi Marmara’dan sonra durum değişti. Mısır sınırı açılmaya başlandı. Artık sıra yok. Herkes çıkabiliyor. Ancak yine de sınırda saatlerce bekleyebiliyoruz.
Sizin yolculuğunuz nasıl oldu?
Perşembe sabahıydı. Sabah saat 6 gibi evden çıktık. Sınıra gitmemiz bir saatten az sürdü.. Ancak sınırda saatlere bekledik. Otobüsten inmemize izin verilmedi. Büyük oğlum hastaydı ve ateşi vardı. Otobüsün içi çok sıcak olduğu halde saatlerde otobüste beklemek zorunda kaldık. Sonra Mısır askerleri eşliğinde altı saat uzaklıktaki Kahire havaalanına gittik. Gece 12’de havaalanına vardık. Orada bizi depo gibi bir odaya aldılar. Ertesi gün saat 13.00’e yani uçuş saatimize kadar bu odada bekletildik. Kadın, çoluk çocuk bu havasız odada. Sigara içenler, hastalar… Tuvalet bir tane ve kadın erkek aynı yeri kullanmak zorunda… uçuş saati gelince de bizi odadan çıkardılar. Gazze’den çıkarken Mısırlı askerlere teslim ettiğimiz pasaportlarımızı da burada aldık. Yani 34 saat sürdü yolculuk. Gazze’den buraya uçabilseydik bu yolculuk 2 saat sürecekti.
Türkiye’nin artık farklı bir anlamı var Gazzeliler için…
Tabii, Mavi Marmara Türkiye’yi temsil ediyordu. Bütün dünyadan gelen aktivistler de vardı gemide belki, ancak Gazze’de her yerde Türk bayrakları vardı. Hala daha var. Çocuklara Recep Tayyip ismi veriliyor. Dükkanlara İstanbul, Ankara isimleri verildi.Gazzeliler için kan verdi Türkiye. Mavi Marmara şehitleri için anıt yapıldı.
Mavi Marmara’daki yardım malzemeleri Gazze’ye ulaştı mı?
3 -4 ay sonra yardımların sadece yüzde 10’u Gazze’ye ulaştı. Ancak bu malzemelerin içinde tarihi geçmiş ilaçlar, yırtılmış kıyafetler vardı. Malzemeleri kullanılmayacak durumda göndermişlerdi. Sakatlar için tekerlekli arabalar vardı mesela, kırılmış bir şekilde geldi. İsrail sadece malzemeleri gönderdik demek için bir kısım malzemeyi kullanılmayacak durumda gönderdi.
Gazze’de yaşayan biri olarak buradan Gazze’yi nasıl değerlendiriyorsun?
Ben Türkiye’de yaşadım bir süre ancak annem, babam, eşim ve çocuklarım ilk kez Gazze’den çıkıyorlar. Burada özgürlük var her şeyden önce. Mesela neredeyse her köşe başında bir park var çocuklar için. Gazze’de birkaç tane var ve çok uzak her biri. Bir de annem diyor ki “oğlum burada hiç elektrik kesilmiyor her yer ışıl ışıl”. Gazze’de günde 6 saat elektrik var çünkü. Arkadaşlar bizi gezdirirken İstanbul’u ben de “onlara siz de Gazze’ye gelin ben de sizi gezdireceğim, yıkılmış ve kurşun izi olan binalar arasında” diye espiri yapıyorum.
Peki biraz da Filistin siyasetinden bahsedelim. Filistin’de bu sene seçim olması gerekiyordu ancak taraflar arasında anlaşmazlık olunca seçim olmadı. Şu an bir seçim olsa nasıl bir tablo çıkar ortaya?
Filistin’de 2006 yılında bir seçim oldu. Ve bu seçimlerde Hamas kazandı. O seçimler çok demokratik ve güvenilir olmuştu. Hatta ABD, AB ve Arap Birliği ilk defa bir Arap ülkesinde birseçimin bu kadar şeffaf ve güvenilir olduğu yönünde açıklamalar yapmıştı. Ancak sonra Hamas kazandığı için Filistinlileri cezalandırdılar. Demokratik haklarımızı kullandığımız için bizi cezalandırdılar. 2007 yılında Hamas Gazze Şeridi’ni ele geçirince önceleri iyiydi. Ancak maddi sıkıntılar, İsrail’in ağır ambargosu yaşamı çok zorlaştırdı Gazze’de. Şimdi bir seçim olsa Gazze’de El Fetih, Batı Şeria’da Hamas kazanır.
Neden?
Çünkü Gazze’de işsizliğin artması, yaşam şartlarının kötüleşmesi insanları bunalttı. Ancak Batı Şeria’dakilerbarış görüşmeler sonuçsuz kaldığı için direnişe geri dönmek gerektiğini düşünüyorlar. Bölgede direnişin yavaşladığını düşünüyorlar. Bu yüzden Hamas’a oy verirler.